Phoebe'den
Gözlerimi adamdan çekemiyordum. Ben ona kendimi kaptırmış bakarken o bana bakmaya tenezzül etmeden zindana götürülümemi istedi.
"Beyaz Kaplana köle olarak satarız." dedi.
Sonunda kendime gelerek "Köle mi?" demeye çalıştım ama sesim çıkmadı. Apar topar zindana götürüldüm. Bakımsız, bazı tarafları yosun tutmuş bir yerdi. Acaba fare, böcek, örümcek falan var mıdır? İğrenerek etrafa baktım.
Adamlara dönüp "Ben burada kalmam." dedim.
"Oldu istersen kaptanı odasından kovalım seni oraya yerleştirelim uygun mudur?"
"Yok adamın rahatını bozmayalım başka bir oda olur."
Adam sabır dileyerek beni zindana itti.
"Kaptanla konuşmak istiyorum."
Dışardan bir gürleme duyuldu. "Ne bu gürültü."
Adamlardan biri "Kaptan bu kız zindana girmek istemiyormuş. Zorluk çıkartıyor."
Zindanın girişinde duran kaptan'ın gözleri bana döndü.
"Ben burada kalamam. Hiç hijyenik değil" Alay ederek devam ettim."Ayrıca sadece on beş yaşında bir kızım merak etmeyin gece sizi yemem."
Kaptan alayıma sinirlerse de hak verdi. "O zaman çalışacaksın. Bundan sonra yemek ve temizlik senin işin." dedi.
Onaylar anlamda başımı salladım. Daha önce yemek ve temizlik yapmamıştım. Bu ufak detayı ona söylemedim. Ne kadar zor olabilir ki?
***
1 ay sonra
Bir ayın sonunda bugün karaya çıkacaktık. İlk zamanlar yemek yapmayı beceremeyip mutfağı ve hatta neredeyse gemiyi yakmayı becerdiğim için yemek işini benden almışlardı. Temizlik yapamayacağımı da anladıklarında bana ufak bir oda vermişlerdi ve mümkünse daha fazla belaya neden olmamam için oradan çıkmamamışlardı. Kaptan beni zindana atmakla tehdit etmişti. Kaptanın adını halâ bilmiyordum. Herkes kaptan diyordu.
Halime şükrederek bana oyalanmam için verdikleri deftere yatarak bir şeyler karalıyor bir taraftanda yatağın yanındaki yuvarlak pencereden denizi izliyordum. Düşüncelerimde ise Ruby vardı. Onu özlemiştim ve bir daha hiç görüşemeyebilirdik. Bir ay boyunca tuvalet hariç dışarı çıkmama izin vermemişlerdi. Bir hafta önce gemide kıyamet kopmuştu ve nedenini bir türlü öğrenememiştim. Kimse sorduğum sorulara cevap verme zahmetinde bulunmuyordu. Kapım açıldı. Simon içeri girdi. Bir ay boyunca gündüzleru kapımda nöbet tutmuştu. Geceleri kim tutuyor bilmiyorum çünkü o sırada uyuyor oluyorum.
Simon "Birazdan karaya çıkacağız. Kaptan herkesi güverteye çağırdı."
Hemen ayaklandım. Geldiğimiz yeri çok merak ediyordum.
Birlikte güverteye çıktık. En önde sakallı, kancası olan bir adam vardı. İnsanların ona kaptan dediğini duyunca Simona dönüp "Kaptan görmeyeli çökmüş." dedim.
Simon gözlerini devirdi. "Bir hafta önceki karışıklığı hatırlıyor musun?"
Onaylayarak başımı salladım. "Gümüş Sakal neredeyse bütün adamları kendi tarafına çekerek isyan etti ve yönetimi ele geçirdiler. Huter'ı da zindana attılar."
"Hunter? Gümüş Sakal?"
"Hunter önceki kaptan, Gümüş Sakal şimdiki kaptan işte."
Zindanı hatırlayınca iğrendim. Simona dönüp "Yazık adama." dedim. Yanımıza kelepçeli bir adam getirdiler. Bu eski kaptan Hunter.
Yeni kaptan bize dönüp "Sizi Beyaz Kaplana sattık bile. Karada onlara teslim edeceğiz." dedi.
Korkuyla gözüm büyüdü. Kekeleyerek "Lütfen beni köle olarak satmayın." dedim.
Gümüş Sakal sırıtarak "Çoktan sattık bile canım." dedi. Ağlamaya başladım.
Gemi iskeleye yanaşınca ağlamalarım şiddetlendi. Yanımda duran Hunter dayanamayıp "Kes zırlmayı." diye hırladı.
Daha çok ağladım. Hunter sakinleştirmek için kelepçeli elleriyle sırtımı sıvazladı. "Sakin ol bir şekilde kurtulacağız." dedi. Ellerini çekince başımı omuzuna koydum. Hunter bu yaptığıma şaşırsa da bir şey demedi.
Karaya indiğimizde bir sürü siyah peçeli adam bizi karşıladı. Gözleri hariç her tarafları kapalıydı. Hepsinin gözleri çekikti. En son çekik gözlü biri gördüğümde dört-beş yaşlarımdaydım. Babam Asyadan bir misafir geldiğini söylemişti. Acaba Asyanın hangi ülkesindeyiz?
Adamlar bizi bir at arabasına bindirdi. Adamlar kendi aralarında konuşuyorlardı ama ne dediklerini anlamıyordum.
Kendi dilimde nereye gittiğimizi sordum.
Adamlardan biri yanındakilere bir şeyler söyleyip bana döndü. İngilizce "Köle pazarına gidicez ama önce senin güzelce hazırlanmanız gerek. Müşterilerimize güzel görünmelisiniz." dedi.
Söylediklerinden takıldığım tek şey köle pazarı oldu.
🤍
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. ♥️
![](https://img.wattpad.com/cover/325692405-288-k323618.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selenga
ActionBabası Kontn Elijah Pierce ölünce kimsesiz kalan genç Kontes Phoebe Pierce'nin hayatı zamanında babasının kovduğu amcası Arthur Pierce ve ailesinin geri döner. Küçük Phoebe' yi kendisinden 30 yaş büyük olan Dük James Lockwood ile evlendirirler. Dükt...