Artık aydınlık olan havaya baktı ve derin bir nefes aldı. Karanlık olmasını tercih etse de günler uzamaya başlamış ve aynı saatte karanlık olan hava çiçeklerin bile acısını görebileceğimiz kadar aydınlıktı.
Kolundaki saatten ne kadar zamandır koştuğuna baktı Shuhua. O günden beri bıraktığı alışkanlıklarından sadece biriydi bu. Alışkanlıklarını tekrar yapmaya ve Soojin'i hayatından çıkarmaya kararlıydı.
Bir saattir koştuğunu görünce arkasına döndü ve aynı yoldan geri dönmek için yürümeye başladı. Kafasındaki düşünceleri durduramasa da en azından artık onlara boyun eğmiyordu. Soojin'i özlediği fikri yalandı. Soojin'in onu sevdiği ama Shuhua'nın ona haksızlık yaptığı fikri de yalandı. Artık Shuhua için tek gerçek, hayatın devam etmesiydi. Her ne olursa olsun, hayat devam ediyordu. Insanlar çok kötü şeyler yaşayabilirdi, belki de Shuhua'dan daha kötü durumda olanlar vardı ve onlar için de hayat devam ediyordu. Hayat denilen bu şey, dinlenmeniz için size zaman tanımazdı. O koşup giderken onun peşinden gitmezseniz ona bir daha asla yetişemezdiniz..?
Hayır, yetişebilirsiniz. Shuhua yetişti. Shuhua da yetişemeyeceğini düşünüyordu ama yetişti. Peki gerçekten yetişti mi ki? Nasıl emin olabiliriz? Bu kadar kolayca yetişilebilir miydi hayata? Hayat denilen bu şey ona yetişmemize izin verir miydi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.