Elimi telefonuma uzattım. Ekranı açıp saati kontrol ettim. 23.02 Hayır bugün ona yazmayacaktım. Yavaş yavaş onu bırakacaktım ve bu mesaj meselesini de kapatacaktım. Sonuç olarak asla mesajlarıma bakmıyordu. Bunu başından beri beni sevmemesiyle bağlamamaya çalışmıştım ama artık salak olmak istemiyordum ve farkına varıyordum. Insan ne olursa olsun bakmaz mı sevdiğinin mesajına?
Telefonu bırakıp yatakta doğruldum. Ayaklarımı aşağı sarkıttım ve terliklerimi giydim. Ayaklarımı sürterek mutfağa gidiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum ama uykum asla gelmiyordu. Sanki kendimi eksik hissediyordum. Hayır, sanki'si fazla! Soojin yüzünden kendimi eksik hissediyordum. Fakat bu, bana verdiği hasarın en azıydı.
"Yeh Shuhua..."
Mutfağa girerken duyduğum fısıltı sesiyle adımlarımı durdurdum. Duyduğum ses tanıdık geldiği kadar yabancı geliyordu. Tamam, bu biraz garip bir cümle oldu ama durumu sadece böyle açıklayabilirim.
"Korkma benden Shuhua. "
Mutfağa girdim ve etrafıma bakındım. Kimse yoktu fakat ses duyduğuma emindim. Masanın altına, kapının arkasına, her yere, aklınıza gelebilecek her yere baktım. Ama kims yoktu. Sesler de kesilmişti.
"Neredesin? Lütfen bana ses ver. Tanrım... "
Ellerimle yüzümü kapattım ve düzgün düşünmeye çalıştım.
"Ne yaparsan yap, Soojin beni her şeyden koruyacak. Bana söz vermişti. "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.