Haven't i given enough?

422 54 75
                                    

Yerime oturduğum gibi adamın masasındaki isimliğe baktım. Sakunosuke oda. Ismi tahmin ettigim isimlerle pek uyuşmuyordu.

Şu sıralar insanaları dış görüşüne göre yargılıyordum. Kirli sakal bir puan kırdım. Göz teması kurabiliyor bir puan ekledim. Gülümsemek önemli bir puan ekledim. Gömleğinin kırışıkları var bir puan kırdım. Saçı dağınık bir puan kırdım. Güven verebiliyor bir puan ekledim. Bütün bunları yaparken adam ise sadece bana bakıyordu. "Incelemen bittiyse başlayalım mı?"

Yakaşık 2 dakika yere baktım. "Babam randevuyu kaç saat aldı?" diye sordum. Bana bakan gözlerini randevu takvimine çevirdi. "Aslında tüm günüm sana ait." Derin bir nefes aldım. "Peki anlatacağım fakat nerden başlayacağımı bilmiyorum." dedim. "O zaman ben sana soracağım" dedi.

Ben kurbanık koyun gibi beklerken o da boğazını temizledi. "Öncelikle sorularıma kısa cevaplar vermeden açıklayarak anlatmanı istiyorum. Anlaştık?" dedi biraz sert bie ses tonu ile. "Anlaştık" dedim.

"Ailen ie aran nasıl?"
"Annem ile sık sık kavga ediyoruz. Babam ile gayet iyi hatta şakalaşıyoruz"
"Annen ile neden kavga ediyorsun genellikle?"
"Herhangi bir şey olabilir. Fark etmiyor."
"Peki annen ile olan en kotu kavgan nasıldı ve nedendi?"
"Dini inançlar. Bıçak göstermişti."
"Peki annen sinirli midir?"
"Hayır değil. Dine çok değer gösteriyor sadece"

Biraz soluklandım. Bu kadar soru biraz fazla gelmişti. Zorlandım. Fakat devam ettirmek istermis gibi kafamla onayladım.

"Peki baban ile annenin arası desem?"
"Küçüklüğümü zehir ettiler sadece. 4 yaşında her gunum kavga dinlemek ile geçiyordu."
"Peki aralarında büyük bir olay hiç olmadı mı?"
"Ben doğmadan önce annem babamı öldürmeye çalışmış. Ondan önce de annem sürekli evden kaçıyormuş. Bu yüzden anne tarafım da babamı sevmez."
"Sence babanın suçu muydu olanlar?"
"Hayır asla. Annemin psikolojik sorunları var. Ne kadar ısrar etsem de bir psikoloğa görünmedi."

Etrafta su aradım. Anlattıklarımdan sonra boğazım tıkanmıştı. Fakat bu iyi niyetli beyfendi bardağı uzattı. Ben suyumu içtikten sonra devam ettik.

"Bana ailenden bahsederken 4 yaşında sürekli onların kavgasını dinlediğini söylemiştin. Ilkokulda ve ortaokulda nasıldın? Günlerin nasıl geçiyordu?"
"Küçüklüğümü yaşayamadım. Ilkokulda akranlarımın tek derdi oyun iken ben sadece kurslardan kurslara gidiyordum."
"Bana kariyerini özetler misin? Bu zamana kadar yaptığın hobilerine kadar."
"6 yıl ingilizce kursu, yazılım kursu, aritmetik kursu, yüzme kursu. Hobilerim de paten, buz pateni, fotoğrafçılık ve org çalmaydı."
"Peki bunları kaç yaşında yaptın?"
"Ingilizceyi 3. sınıftan beri fakat daha sonra bıraktım. 4. sınıfta yazım kursu ve aritmetik kursu de 3. sınıfta. Pateni 2. sınifta yapiyordum. Buz patenini 5. sınıfta org çalma fotoğrafçılık ve yüzme kursu da 7. sınıfta."
"Peki bunların hangilerini başarı olarak görüyorsun?"
"Hiçbirini"

Gerçekten de öyleydi. Hiçbirisi başarım değildi. Başarı denilen şey daha onurlu olmalıydı.

"Neden? Bence bunların hepsi birer başarı."
"Kurslara sadece para veriyorsun. Para ile başarı olduğunu düsünen birisi değilim. Başarı denilen şey daha onurlu olmalı."

Daha devam edemezdim ki karşımsaki bu adam da yanıtımdan sonra biraz sustu.

"Senin hakkında ufak tahminlerim var ama daha ilaç yazmayacağım rahat ol. Istersen bugünlük bu kadar olsun. Haftaya gene bugün uygun mu?" Başımı salladım.

Bu kadar konuşmak bana iyi gelmemişti. Eve gidip biraz yatmak istiyordum.

Kirmizi odaya dondu biraz neyse ne demis namik kemal kirmizi oda gercek ben gittim demis demek ki neymis xiao'nun amınakoymaliymisiz orospu evladi mizrak begenmiyormus

ulan spotifyimizi calmislar-soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin