-6-

242 38 3
                                    

İyi okumalar..
Medya: Akın

--

Yemekten sonra salona geçmiştik. Herkes kendi halindeydi. Ben o sırada çizim videoları izliyordum. Tekli koltuktaydım. Bu yüzden rahattım. Video bitince ofladım. Ama ne oflamak. Herkes bir anda bana baktı. Kafamı arkaya attım. Tavanı izlemeye başladım.

"Ne oldu? Yoksa prensesimiz sıkılmış mı? Seni mi eğlendirelim?" dedi Tolga. Sinir oluyorum şuna. "Evet , prensesiniz sıkılmış. Hadi eğlendir." dedim. Ayağa kalkıyordu ki Koray onu tuttu. Ay bıraksa ne olur?

"İyi geceler." diyip yukarı çıktım. Hayır yani sinir etmese olmuyor. Uğraşmasa olmuyor. Sanane ya. Sanane.

Odama geldiğimde pijamalarımı giydim ve yatağa geçtim. Uyudum mu? Hayır. Telefonumdan film açtım ve izlemeye başladım.

&

Bir kaç saat sonra saate baktığımda 02.06 olduğunu gördüm. Hâlâ uyumamıştım. Film çok iyiydi. En sonunda gözlerimi kapattım. Ama kapatır kapatmaz odamın kapısı açıldı. Uyumaya devam ettim.

Yatak çöktüğünde oturduğunu anladım. "Sende onun gibi olursan biz çok yıkılırız." dedi Koray. "Sakın onun gibi olma. Yeni toparlanıyorken , sende dağıtma. Ben sorun değilim. Ama diğerlerine yapma bunu. Lütfen." dedi. Daha sonra kapı sesi duydum. Sanırım çıkmıştı.

Bu gece uyku yok bize anlaşıldı. Kendisini önemsemiyor mu? Neden? Ayça onlara ne yapmış olabilir ki? Ne yapmış da bu kadar korkuyorlar onun gibi olmamdan? Ne yapmış da bu kadar 'dağıtmış' olabilir?

Daha fazla düşünmeden uyku beni içine çekmişti.

&

Birkaç ses vardı ama ayırt edemiyordum. En sonunda gözümü açtığımda Kerem ve Koray'ın odamda olduğunu gördüm. Güneş tam gözüme vuruyordu o yüzden gözümü açamadım.

"Günaydın." dediler aynı anda. "Günaydın." dedim ağzımın içinden. Yeni uyanmışım yani. "Hadi aşağı gel. Yemek yiyeceğiz." dedi Koray. Başımı salladım. Onlar çıkınca kafamı tekrar yastığa gömdüm.

Kapı tekrar açıldı ve "Kalk." dendi. Homurdanarak kalktım. Ne var yani bir beş dakika daha uyusam? Çok mu batar?

Kalkıp üstümü değiştirdim. Çantamı aldım ve aşağı indim. Sofraya oturdum. Tolga , Burak ve Akın bana yine nefretle bakıyorlardı. Onları es geçip Koray'ın yanına oturdum.

Yemeğe başladığımızda Tarık bey "Kızım akrabalar seninle tanışmak istiyorlar. Yarın geliyorlar. Senin için sorun olur mu?" dedi. Kafamı sağa sola salladım. "Hayır sorun yok." dedim.

Akrabalar.. Eski ailemdeki akrabalar da bana karşıydı. O yüzden akraba kelimesini bile sevmiyorum. Umarım bu 'yeni akrabalar' bunu değiştirir.

Kahvaltımı bitirmiştim. Tolga ve Kerem de bitirmişti. "Ben bırakırım." dedi Koray. Gülümsedim. Koray'a alışıyordum. Bana önyargılı yaklaşmamıştı. Ama hâlâ aklımı Ayça kurcalıyordu. Ne yapmıştı ki? En kısa zamanda öğrenmem lazımdı.

Hem ben nasıl karıştım? Hem hiç mi fark etmediler? Kafamda deli sorular. Ama bunu soracaktım.

Evden çıktığımızda yağmur yağdığını gördüm. Yüzümü bir tebessüm kapladı. Yağmuru severdim. Onları yağdıran bulutları da severdim. Islanmayı da severdim. Montumu aldım. Tekrar çıktığımda birkaç dakika yağmurun altında durdum.

Kayboldum -Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin