7- Gece Yarısı ve Dedektif Çıplak

757 97 132
                                    

(4 saat öncesi)

Mingi sağ eliyle çektiği sandalyeyi işaret etti. Yunho hafif kızaran yanaklarıyla müteşekkir bir şekilde sandalyesine oturdu. Genç dedektif zaman kaybetmeden karşısına oturduğunda gözlerini ona çıkartamıyordu.

Mingi bunun üzerine sohbeti başlatması gerekenin kendisi olduğu bilincinde olarak gülümsedi ve derin bir nefes almalı.

"Demek Yeosang'ın kafesinde çalışıyorsun. Seni daha önce görmemem çok büyük şanssızlık."

Yalan. Bu kafede çalıştığını ilk günden beri biliyordu.

Yunho başını salladı ve güldü.

"Yarı zamanlı çalışıyorum aslında, okulum ya da derslerim olmadığında."

Mingi gözleri önündeki bu kusursuz bedeni bu kadar yakından izlemenin dünyadaki en iyi his olduğunu biliyordu.

En sonunda onunla konuşma şansını yakalamıştı. 2 koca yılın ardından.

"Nerede oturuyorsun, yakın mı buraya?"

Yunho tekrar başını sallayıp heyecanla atıldı.

"Evet, evet. 5. Yuromi sokağındayım, on dakika bile sürmüyor gelmek."

Küçük olanın söylediğine genç dedektif içten bir şekilde gülümsemişti. üstün oyunculuğunu yüzüne yansıtarak şaşırdı.

"Gerçekten mi?! O aralıkta benim de bir dairem var."

Parıldayan gözler dedektifin dediğini hevesle karşılamıştı.

Mingi de ona tebessümünü sundu ve cevabını bildiği sorular sormaya devam etti.

"Sanırım bir ev arkadaşın var değil mi, şuradaki ufaklık."

Büyük olanın bakışlarını takip ettiğinde kasanın üzerindeki şekerleri aşıran Hongjoong'la göz göze gelmişlerdi. Kıkırdayarak önüne döndü ve ellerini salladı.

"Hayır değil aslında. Özel korumam."

Neşeyle kahkahasını sürdürürken eşsiz bir nimet çıkartıyordu ortaya.

Mingi'nin aç bakışlarını fark etmeden konuşmaya devam etti.

"Yakın bir arkadaşım var ve sevgilisi deli gibi zengin. Başıma gelenlerden sonra bana bir koruma ayarlamak istemişler. Sevgilisi arkadaşıma çok düşkündür de... Endişe etmesinden hoşlanmıyor."

Hafifçe ensesini kaşıyarak masanın üstündeki parmaklarıyla oynamaya başladı.

Mingi onun utanıp çekindiğini biliyordu. Bu yüzden lafı kendisi devraldı. İşinin günyüzünden bahsetti. Suçluları nasıl bulduğunu ballandırarak anlattı.

Sevdiği çocuğu kendine hayran bırakmayı sevmişti. Onu ilk kurtardığında kendisine diktiği büyülenmiş bakışlara bağımlı kalmıştı. Her fırsatta gözlerinde görmeyi istiyordu.

Gece yarısı deri eldivenlerini takıp birilerinin nefesini boğazlarında bıraktığını şimdilik söylemeyecekti.

Sohbetleri git gide derinleşirken kızıl saçlı çocuğun yanlarına gelmesiyle bölünmüştü.

"Öhöm, ben şimdi çıkıyorum size iyi eğlenceler."

Yunho onu başıyla onayladıktan sonra saati kontrol etti.

Gecenin on biriydi. Kalkmaları gerekiyordu ama Yunho gitmek istemiyordu. Bay Song ile konuşurken içini saran heyecanı sevmişti.

"Kalkalım mı artık?"

Judas  // YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin