5- Bay Ultra Yakışıklı

683 98 63
                                    

Hongjoong kasanın arkasında küçük bir tabureye oturmuş, Yunho'ya tüm hayat hikayesini anlatıyordu.

"... Sonra polisler gelip soyguncu adamı tutuklamışlardı. Bir daha petrol marketlerinden alışveriş yapmadım ama olsun. Senin organ mafyaları kadar korkunç değildi en azından."

Yunho tek kaşı havadayken başını sağa eğdi.

"Bana destek falan olman gerekmiyor mu senin?"

"Sanki..."

Yunho başını iki yana sallayıp işine geri döndü. Ama Hongjoong rahat durmayarak konuyu konuşmaya çalışıyordu.

"Sen nasıl kurtulmuştun sahi, Wooyoung bana kaslı bir Avrupalının seni kurtardığını söyledi. Kucağına da almış hatta!"

"NE??"

Yunho elindeki fiş rulosuyla arkasına dönüp gözlerini kocaman açtı.

"Öyle bir şey olmadı? Wooyoung saçmalıyor. Bir dedektifti sanırsam. Dedektiflik bürosundan olduğunu söyledi. Evet kaslıydı ama Avrupalı değildi. Avrupalı'yı annesi sevsin. Ve. Kucağına falan almadı ama keşke alsaydı..."

"Yunho..."

"Wooyoung abartmayı seviyor Joong, adamın heykel gibi olduğu doğru, sesinin okyanustan derin olduğu doğru, karizmasının arşta olduğu doğru ama o kadar işte bak bitti."

Hongjoong hafif gergin kalan dudak kaslarıyla ağzını kıpırdatmadan mırıldandı.

"Şey... Müşterilerimiz var da."

Yunho irkilerek arkasına döndüğünde iki şaşkın yüzle burun buruna geldi. Tek sorun bu yüzlerden ikisini de tanıyor olmasıydı. Öylece kaldığında arkadan koşarak gelen Yeosang Jongho'nun boynuna kollarını sardı.

"Sevgilim!" Jongho'nun yanağına verdiği öpücükten sonra Mingi'ye dönerek gülümsedi
"Sen de hoşgeldin Mingi."

Yer yarılsaydı Yunho içine bizzat atlardı.

Jongho ve Yeosang kendi aralarında konuşmaya dalmışken Yunho 'Bay Ultra Yakışıklı'sı ile göz göze gelmişti.

Mingi yarım ağız bir sırıtışla dudaklarını yaladı. Demek Yunho onu bir kere görmesine rağmen bu kadar beğenmişti onu. Zaten tavan olan özgüveni ikiye katlamıştı.

"Tekrar karşılaştık şansa bakın."

Yunho tamamen kızarmış haldeyken sadece başını aşağı yukarı salladı.

"Siz daha önce tanışıyor muydunuz bakalım?"

Yeosang'ın sorusunu Mingi keyifle onayladı. Sonra bu da yetmezmiş gibi konuşmaya devam etti.

"Talihsiz bir karşılaşmamız olmuştu ama bugün bunu telafi etmek için bir fırsat olabilir."

"Tabii."

Yunho kendini söylediği her şey için pataklamak istiyordu.

"Siz geçin çocuklar keyfinize bakın, Joongbook sende kasaya bakıverirsin tamam mı?"

"BENİM ADIM HONGJOONG?!"

"Ah her neyse..." Yeosang omuz silkerek arka odaya ilerlediğinde küçük olan sinirle yerinden kalkmıştı.

Biraz sakinleşmek için başını çevirdiğinde ise karşısında flörtleşen bir çift duruyordu.

Tamam daha çok, Yunho ile flört eden bir Mingi duruyordu ama ne fark ederdi ki?

Judas  // YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin