save us

336 48 25
                                    

"Yarın bu filmi tekrar izle Han Jisung. Kaderimiz 3 filmden biri olacaksa bu film olacak."

- 🍂 -

"Hangisini giymek istediğine karar verdin mi?" Minho'nun sürekli olarak aynı soruyu sormasına karşın denediği tüm takımların üzerinde gözlerini gezdirdi Jisung ve tereddüt ettiği şeyi dillendirdi. "Hyung, gerçekten düğün yapmak zorunda mıyız? Sadece nikah yeterli değil mi?"

"Yeterli ama o zaman kimse senin artık bana ait olduğunu bilmeyecek. Düğün her şeyi daha da netleştirecek, duvarlara geçmişte seninle çektiğim güzel fotoğrafları asacağım. Böylelikle insanlar aşkımızın yeni başlamadığını, yıllardır var olduğunu bilecek. Üstelik o zamanlar ne kadar mutlu olduğumuzu da." Elini duvarlardaki tablolara çevirdi. "Bak, o fotoğrafta bir çocuk değilim. Sen de değilsin ama tıpkı çocuklar gibi gülümsüyoruz. Mutlu ve safız çünkü. Kimse ne benim Felix'le olan fotoğraflarımda, ne de senin Hyunjin'le olan fotoğraflarında bu gülüşü göremez. Hepsinde gülüyoruz ama göremezler işte. Ben o gece asıl gülüşümüzü onlara göstereceğim."

Minho'nun dedikleri Jisung'u daha da heveslendiriyordu ama bir yandan da çok korkuyordu. Çoktan boşandığı için evlenmek en büyük hakkıydı, hele bu yaşadıklarının üzerine ama yine de suçlu hissediyordu. Erkek kardeşi bir kez ona tokat atmıştı, babası da aynı şekilde. Aşık olduğu için yediği tokatların üzerine bir de şanlı bir düğün yaparsa kimse onu tebrik etmeyecekti. Aksine herkes onun ne kadar cüretkar olduğu hakkında konuşacaktı.

Düşüncelerine bir an ara verip Minho'ya baktı. Aniden aklında düşüncesinin ne kadar saçma olduğu belirdi. Sevdiğim adam hemen gözümün önündeyken neden ismi sadece 'bir kaç insan' olan kişileri umursuyorum?

İkinci denediği takımı işaret edip ekledi. "Onu beğendim. Sana da çok yakışır eminim."

"Senin bedenine göre yaptırdım hepsini, onlar bana dar gelir." Dedi Minho. Jisung bir an dar bir gömlekle Minho'nun ne kadar heybetli görünebileceğini düşünürken sertçe yutkundu. Ardından başını iki yana salladı ve biraz sesini yükselterek konuştu. "Olmaz! İnsanlar seni öyle görmemeli. Kendine aynı takımın biraz daha genişini yaptır. Ama gece giymen için sana benim gömleğimi vereceğim."

Minho genci dizlerinin üzerine oturttu. "Giydiğim gibi ya kendiliğinden düğmeleri patlayacak ya da bir şeyler yaparken yırtılacak. Neden o gömleği giyip geceyi daha da uzatıyoruz?"

"Daha kısa mı sürmesini istersin?"

"Bana gömleği giydirmek senin pantolonundan kurtulmaktan daha kolay olacak. Deneyelim mi?" Minho'nun elini gencin kemerine uzatıp konuşmasıyla Jisung hemen gözlerini etrafta gezdirdi ve sordu panikle. "Ne yapıyorsun Hyung? Biri görecek."

"Ben istersem kimse görmez." Dedi Minho ve kapının başında dikilen çalışana gitmesi için işaret verip işine devam etti. Artık burada yalnızlardı.

Minho gencin kemerini çıkarırken Jisung aniden ellerini Minho'nun yakasına götürdü. Onu sıkan gömleğin düğmelerini açarak yakasını gevşetti ve  açığa çıkan boynuna eğilip sıcak nefesini verirken dudaklarını bastırdı.

Minho onun bir kez daha ilk adımı atmasıyla kaşlarını çattı. "Beni tahrik mi etmeye çalışıyorsun Han Jisung? Üzgünüm ama bugün olmaz, yarın prova var, bol bol yürümen gerekecek."

"Benim adıma üzülmene gerek yok, sadece öpmek istemiştim. Senin için fesat."

"Kendim adına üzgünüm zaten. Şuan sevişmiyor oluşumuz bu gece beni bir miktar üzecek." Minho'nun mızmızlanmasıyla onun yanaklarını sıktı Jisung. "Öyleyse seni teselli ediyor olacağım."

bad choice/ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin