save my love

591 84 59
                                    

"İlk ve son aşkıma.. kurtar beni Lee Minho.."

- 🍂 -

Minho eve dönüp odasına girdiğinde, karşılaştığı manzara ile bir an duraksamıştı. Felix yatağında çırıl çıplak yatıyordu. Derin bir iç çekti ve dolabından uzun bir sweat çıkarıp doğrulmasını sağlayarak giydirdi ona. Ardından bedenini kolları arasına alıp yan taraftaki odaya götürdü. Onu yatağa yatırdıktan sonra doğruldu ve yüzüne bakıp ekledi. "Hani bu defa yapmayacaktın Felix?"

Odasına geri döndü ve çarşafları değiştirip yattı yatağa. Felix'le sabah konuşacaktı ancak şuan aklına takılan başka bir şey vardı, Jisung'un göğsü. Daha önce öyle bir rahatsızlığı olmadığına emindi, Hyunjin'in agresif bir insan olduğunu da biliyordu dolayısıyla bir terslik olduğuna emindi.

2 gün sonra tayini için farklı bir şehire yerleşecekti dolayısıyla ayrılmadan önce bir aile yemeği yiyeceklerdi, bu yüzden fazla umursamadı, 2 gün içinde Jisung'a ne olduğunu mutlaka soracaktı.

Sabaha kadar uyumadı ve dönüp durdu, ögleye yaklaştığındaysa bugün tatil olduğu için rahat kıyafetler giyip kahvaltı masasına indi. Hizmetçinin hazırladıklarını yerken, Felix korkuluklardan tutunarak aşağı indi, dizleri titriyordu. Hizmetçiyi çağırıp ondan destek aldı ve oturdu masaya, arkasının neden acıdığını bilmiyordu.

Minho onun dağınık saçlarına ve hala tam açılmamış gözlerine baktı, gece içtiği çok belli oluyordu. Bir bardak su doldurdu ve ona uzatıp ekledi. "Neden duş almadan masaya oturuyorsun? Yine benim odamda yapmışsın."

"Senin odanda mı? Ben kendiminkiyle ilgilenirken sen ne yapıyordun o sıra?"

"Seni ben getirmedim ki, Hyunjin getirdi. Muhtemelen ona seni oraya götürmesini söyledin?"

"Hyunjin mi? Ahh.." Felix aniden giren ağrıyla elini başına götürdü ve bir süre düşündükten sonra ekledi. "Ahh evet hatırlıyorum onu, benimle konuşmuştu. Yoksa... onun karşısında yapmamışımdır değil mi?!"

"Pek utangaç olduğun söylenemez ama merak etme, Hyunjin seni bıraktıktan hemen sonra çıktığını söylemişti. Her neyse bundan sonra ya içme ya da içeceksen de haber ver odamın kapısını kilitleyeyim. Çarşaflarım eskidi senin yüzünden, senin odan benimkinden daha serin Felix."

"O oda senin gibi kokmuyor ama." Felix'in başını eğerek konuşmasına karşılık Minho önündeki suyu yudumladı ve bir an ona baktı. Yüzündeki mutsuz ifade yüzünden hep daha da mahçup oluyordu. "Konuşmuştuk." Dedi ve dudaklarını peçeteyle silip ellerini yıkamaya gitti.

Geri döndüğünde Felix önündekileri yemek yerine sigara içiyordu. Yanına gidip elinden sigarayı aldı ve öndeki yarısı dolu su bardağının içine atıp ekledi. "Mutfakta içme şunu. Hem akşam yemeğini Hyunjin'de yiyeceğiz, saat yedide hazır ol."

"Sen nereye gidiyorsun?"

"Arabayı yıkamaya göndereceğim. Bu arada hasta görünüyorsun, neden topallıyordun?"

"Bilmiyorum, ağrı kesici alırsam geçer. Git öyleyse şimdi. Hyung.. bugün evlilik yıl dönümümüz, eve erken dönebilir miyiz? Biliyorum böyle şeylerden hoşlanmazsın ama en azından birer kadeh şarap içebilir miyiz. Yani eğer istemezsen boşve-"

"İçeriz.. felix, olabildiğince erken döneriz. Ama orada içmeyeceğine söz ver, saat 10'da evde birlikte içeceğiz."

"Pekala, söz veriyorum." Dedi Felix ve heyecanla odasın koştu. Minho'dan ilk kez olumlu bir şey duyuyordu ve kalbi kıpır kıpır olmuştu. Gece için en güzel geceliğini hazırladı ve yanına en güzel kokan parfümünü hazır etti. Bir an önce akşam olsun diye can atarken de akşam yemeği için hazırlanmaya koyuldu.

bad choice/ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin