Sorry (final)

518 51 49
                                    

"Gidelim hyung. Gidelim ve bizi kimse bulamasın."

- 🍂 -

İkili daha düğünün bitmesine 1 saat kala eve gitmek istemişlerdi. Pekala ergen değillerdi, kendilerini tutamayacak kadar azgın da değillerdi ama içlerindeki bir his onlara bir an önce gitmelerini, baş başa kalacakları bir yere gitmelerini söylüyordu.

Giyinme odasında daha rahat edebilmek için kravatlarını gevşetiyorlardı. Kendi kravatını çıkardıktan sonra dayanamayıp o saçma sapan soruyu sordu çekingence. "Hyung, erken ayrılabilir miyiz?"

Minho ona başta bir yanıt vermektense kaşlarını çatınca hemen tekrar önüne dönüp başını iki yana sallarken ekledi. "Tamam çok saçmaydı."

"Hayır, benim de aklımdan aynı şey geçtiği için şaşırdım sadece. Benim gibi sen de mi darlandın?" Diye sordu Minho. Buna karşılık Jisung önündeki içeceği yudumlayıp bardağı masaya bıraktı ve Minho'nun önüne adımlayıp dizlerinin üzerine oturduktan sonra onun kravatıyla oynarken yanıtladı. "İçtiğim vişne suyu sanırım vişne suyu değildi.." Arada hafifçe güldü. "Seninle yalnız kalmak istiyorum. İnsanları göndersen olmaz mı?"

"Şuanda da yalnızız."

"Ama dışarıda insanlar var. Ben... biraz ses yapmak istiyorum. Ben bana çığlık attırmanı istiyorum." Dedi Jisung. O açıkça çakırkeyifti ve Minho bundan çok hoşlandı. "Biliyor musun, ben de şimdi bunu istiyorum."

"Yani insanları yollayacak mısın?"

"Hayır, seni tenha bir yere kaçıracağım." Dedi Minho ve genci kucağına alıp insanlara görünmeden arka kapıdan çıkarak arabaya bindirdi. Jisung'un soru sormasına vakit vermeden de uzaklaştı salondan. Aklındaki tek şey Jisung'la biraz sonra yaşamak üzere olduğu şeylerdi. Kalacak sessiz sakin bir yer bulabilmek için o kadar hızlı uzaklaştı ki hemen arkasından salonu silahlarla birbirine katan Hyunjin'in sesini duyamadı.

İkisinin de telefonlarını kapatıp sürdü arabayı. Çok uzaklara sürdü. Müziğin sesini kökleyip şehir dışında geçen gün tuttuğu klubeye gitti. Bu geceyi ne kadar gelişigüzel gösteriyor olsa da özellikle rahat bir yer planı yapmıştı. Özellikle Jisung'un hep yaşamak istediği gibi tahtadan 2 katlı bir klube satın aldı. Çatı katına kocaman bir yatak, karşısına da dev bir televizyon koydu. Jisung'un istediği gibi, şehirden uzak bir klubede çatı katında kocaman bir yatak ve televizyon, ayrıca ikisi, huzurlu bir hayat için yeterdi.

Arabadan inip Jisung'u tekrar kucağına aldı ve buğday tarlasının arasındaki küçük yürüme yolundan eve doğru adımladı. Jisung ne kadar kendi yürüyebileceğini söylese de onu dinlemedi.

Minho kapıyı anahtarla açınca kaşlarını kaldırdı Jisung ama hemen ifadesi yerini bilmiş bir gülümsemeye bıraktı. "Doğaçlama bir şekilde gezeceğiz sanıyordum. Sen çoktan planı yapmışsın. Beni hiç şaşırtmıyorsun Lee Minho.."

"Asla şaşırtmam." Dedi Minho gülümseyerek ve genci direkt olarak üst kata çıkardı. Yatağa bıraktı ve üzerine çıkıp elini kendi yakasına götürdü.

Jisung onun işini kolaylaştırmak için ellerini kravatına götürüp çözdü. O sırada ellerini ne kadar sevdiğini farketti. Artık sapasağlam olan elleriyle karşısındaki kusursuz adama dokunabiliyor olmak.. buna bile şükredebilecek kadar aşık olduğunu bilmek kıpır kıpır olmasını sağladı.

bad choice/ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin