bad choice/ minsung

save your dreams

"Evlenir misin benimle Han Jisung?"

- 🍂 -

"Soru mu bu hyung? Evlenirim tabii ama henüz boşanmadım. Hyunjin işleri yokuşa sürecektir eminim." Jisung'un hayıflanarak verdiği yanıtla gülümseyerek ona zarfı uzattı Minho ve ekledi. "Sürmeyecek sanırım. Tazminatını ödedi. En kısa zamanda boşanıyorsunuz."

Jisung şaşırmıştı. Aynı zamanda mutlu olmasını engelleyen de bir şey vardı ve Minho bunun ne olduğunu biliyordu. "O kadar mı pişmansın beni aldattığın için?" Diye sordu gencin elini tutup. Jisung karşılığında başını yere eğmekle yetinmişti.

"Sen beni aldatmadın, o seni kandırmış." Minho ne kadar gerçeği söylemeye çalışsa da Jisung başını kaldırıp, gözyaşları düşerken kendini suçlamaya başladı. "Hayır, benim hatam.. onunla o eve gitttim, nasıl olduysa bedenime dokunmasına izin verdim, gardımı indirdim.. onu sen bile sandım hyung. Ben seninle olmayı haketmiyorum..."

Minho ellerini tuttu gencin. "Asıl ben seni hiç haketmiyorum.. nasıl beni kendi isteğinle aldattığına inanırım? Hyunjin kandırmış seni Jisung. Sana ilaç vermiş. Ben onun haddini bu kadar aşmasına izin verdiğim için özür dilerim."

Jisung duyduklarıyla bir an duraksadı. "N-ne..?" Böyle kullanıldığını anlamak rahatlamasına engel oluyordu. Yaşlar gözlerinden daha fazla boşaldı, ama çok kısa bir süre. Minho'nun bu konu hakkında kendisini fazla suçlamaması için sarıldı ona ve teninin kokusunu içine çekerken ekledi. "Beni şimdi tut hyung. Tut ki bir daha kimse bizi kandıramasın."

"Asla..."

Aradan 2 hafta geçmiş ve Jisung'un sonunda alçılarının çıkma vakti gelmişti. Felix ve Minho boşanmış, Hyunjin'in talebi üzerine de Jisung'la tek celsede boşanmışlardı. Neden onun bu kadar aceleci davrandığını bilmiyorlardı ama işlerine de geliyordu. Sonuçta onlara zorluk çıkarmıyordu.

"Eskisinden daha sağlam oldu." Doktorun dediğiyle gülümsedi Jisung ve yıkadı ellerini. Uzun süre sonra ilk kez hava alıyordu, uzun süre sonra ilk kez böyle bembeyaz duruyordu elleri. Duygulandı parmaklarını kıpırdatırken. Sonra bu sağlam elleriyle yapabileceği şeyleri düşündü. Yapmak istediği her şeyin de ana karakteri Minho'ydu.

Onun yüzüne dokunmak, onunla pasta yapmak, birbirlerine sarılırlarken kollarını boynuna dolamak ve eğitim yıllarındaki gibi spordan sonra onun kaslarına dokunmak istiyordu.

Düşüncelerinden Minho'nun kendisine seslenmesiyle kurtuldu. "Öyle bakmaya devam edecek misin? Seni bir yere götüreceğim."

"Oh nereye?"

"Görürsün." Dedi Minho ve kapıyı açıp Jisung'un önden çıkmasına izin verdi. Ama adımlarını hemen karşı odadan çıktığını gördükleri kişi ile durdurdular. Bu Felix'ti ve bileğinde bir bandaj vardı. Hemen arkasından da Hyunjin çıktı. Karşısında Minho'yu görünce direkt olarak elini Felix'in beline attı.

Akıllarına direkt olarak Hyunjin'in evleneceğinden bahsettiği geldi. İhtimallerse tek tek sıralandı. Felix'i Minho'ya zarar vermek için mi kullanıyor? Ya da onu da zorlayıp ağına mı düşürdü? Bileği? Bunu da ona Hyunjin mi yaptı? Onun Jisung'a yaptıklarını düşününce bu ihtimallerin hiç biri saçma değildi.

"Felix, bileğine ne oldu?" Jisung kardeşinin bileğine bakarak sordu. O sırada gözüne parmağındaki nişan yüzüğü çarptı. Aynı yüzükten Hyunjin'de de vardı. "Siz.. nişanlandınız mı?"