bölüm14

1.3K 28 11
                                    

Herkese merhaba nasılsınız. Uzun zaman oldu yeni bölüm atmayalı. Aslında eski hevesim kalmadı yazmaya ama gördüğüm bir kaç yorum beni çok mutlu etti. Yeni bölüm atmamı heyecanla bekleyenler varmış. O yüzden şimdi yazıyorum. Keyifli okumalar😘

Pazertesiydi. Sabah erkenden kalkmış işe gitmişdim. Bu gün işlerimi çabuk hall edip okula gitmem gerekti. Şu maskeli adamın kim olduğunu öyrenmem gerekti. Allah korusun ya gerçekten annemin dediği gibi biriyse. Kocamı kayb ettim oğlumu da kayb edemem.

Saat 11di. Arasın söylediklerine göre maskeli adam 11 12 aralarında geliyordu onu görmeye. Hemen şirketten çıkıp arabama binip okula doğru yol aldım. Okulun önünde arabayı durdurdum. İlk önce arabadan inmeden bir az bahçeyi izledim. Daha tenefüs değildi galiba. Bahçede kimse yoktu. Benden biraz ötede siyah bir araba daha vardı. Nerdeyse benden 5 6 metre uzaktaydı. Okul zili çaldığında arabadan iri yarı bir adam indi. Yüzünde maske ve kafasında şapka vardı. Simsiyah giyinmişti. Bu Arasın söylediği adama benziyordu. Okulun bahçesine gitti. Arabayı çalıştırıp bahçe kapısının ola bildiğince yakınına gittim. Orda durmuş bekliyor etrafa bakınıyordu. Yüzü hiç gözükmüyordu. Gördüğüm tek şey maskesinin saklayamadığı sakalıydı. Arası görmüştüm okuldan çıkmış koşarak şu adama doğru gelip sarılmıştı. Adam Arası kucağına alarak 1tur döndürmüş ve yere bırakmıştı. Adam elini cebine atarak cebinden 2 paket çikolata çıkararak Arasa vermişti. Aras da hemen almıştı. Hadi ama ben Arasa tanımadığı kişilerden bi şeyler almaması gerektiğini bin defa söylemiştim. Daha fazla dayanamadım ve arabadan inerek onlara doğru gittim. Beni görür görmez Aras sevinçle bağırdı.
-Annecim. Bak maskeli abi bu benim annem.
Eliyle beni işaret ediyordu. Hemen onların yanına gittim. İlk önce Arasın yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra şu maskeli adama baktım. Onu baştan aşağı süzmeye başladım. Cidden iri yapılı biriydi. Geniş omuzları vardı ve çok uzundu. Nerdeyse 1.90 falan vardı. Ellerinde dövmeler vardı. Vücudunu göremiyordum ama boynunda da vardı. Taktığı maske ve gözlerine kadar indirdiği şapka nedeniyle yüzünü göremiyordum. Bir süre adamı inceledikten sonra konuşmaya başladım.
-Merhaba ben Arasın annesiyim. İsmim Damla. Peki siz?
Bir kaç saniye öylece baktı. Sonra kalın ve boğuk bir sesle konuştu. "İsmimi genelede kimseye söylemem". Garip bi sesi vardı. Sanki gerçek sesi değilmiş gibi. Arasa dönüp "hadi sen git arkadaşlarınla oyna biz de biraz bu beyefendiyle sohbet edelim tatlım" dedim. "Peki annecim"diyerek Aras yanımızdan ayrıldı. "Kimsin sen? Arasa neden böyle yakın davranıyorsun?"dedim sert ses tonumla. Bir süre sessiz kaldı. Sonra şapkasını biraz yukarı kaldırdı. Siyah gözleri gün yüzüne çıkmıştı. Gözlerime bakarak konuşmaya başladı.
-Bakın ben kötü niyetli biri değilim. Sadece oğlunuzla arkadaş oldum o kadar. Arada gelip onu görüyorum. Bunun sizi rahatsız ede biliceğini düşünmüyordum.
-Beyefendi bakın. Resmen benim oğlumda tanımadığı insanlara karşı yakın davranmanın iyi bir şey olduğu algısı yaratdınız. O şimdi her ona şeker verip iyi davranan birinin iyi insan olduğunu düşünücek. Bu ne kadar tehlikeli biliyormusunuz? Etraf çocuk kaçakçısı,organ mafyası kaynıyor.
-Bakın hanımefendi Aras çok akıllı bir çocuk. Biz zaten onunla bu konular hakkında konuştuk ve ben ne mafya ne de kaçakçı değilim.
"Nerden belli lan"diye çıkıştım bir anda. Bu adam cidden sinirimi bozmaya başlamıştı. Bu ne samimiyyet lan? Daha yeni tanıyor oğlumu. Bir şey söylemeden öylece bakmaya başladı.
-Konuşmayı düşünüyormusunuz?
-Haklısınız. Benim iyi ve ya kötü biri olduğumu anlayamazsınız.
-Evet o yüzdende şimdi defolup gidiyorsun. Bir daha oğluma yaklaştığını görürsem seni gebertirim.
Bir anda kahkaha atmaya başladı.
-Bir başkası olsa polise şikayet ederdi. Ama siz gebertirim diyorsunuz.
Bunu diyerek yine gülmeye devam etti.
Bu benimle dalgamı geçiyor? Tabi canım benim kim olduğumu bilmiyor her halde. Ben Damla Yılmazım oğlum. Damla Yılmaz.
Bir kahkaha da ben patlatdım. Alaycı bir ses tonuyla gülüyordum. Soru dolu gözlerle bakmaya başladı. Bir hamlede belimdeki silahı çıkarıp karnına dayadım. Kimsenin görmemesi için özen gösteriyordum. Ola bildiğince yakınlaşıp konuşmaya başladım.
-Ben Damla Yılmaz. Ben polisden değil polis benden korksun. Tek oğlumu polise emanet edecek kadar salak değilim. Bir daha oğlumun yakınına gelirsen korumalar anında işini bitirir. Ha olurda onlardan kaçarsan farenin deliğine bile kaçıp saklansan seni bulur gebertirim. Anladınmı beni?
Bunları söylerken silahı biraz daha bastırmıştım karnına.
-Anladım. Anladım. Sakin ol küçük hanım.
-Benim sinirimi oynatma lan. Bu küçük hanım şimdi seni delik deşik eder lan.
-Peki tamam. Seni anladım. Şakan yok.Şimdi bırak da gidiyim.
Silahı yeniden belime koyarak aralandım.
-Afferim lan şimdi kaybol.
Benden yavaş yavaş uzaklaşarak arabasına doğru gitdi. Zaten zil çaldığı için çocuklar derse dönmüştü. Hem korumalarda gelmişti Aras için. Bu yüzden içim rahat bir şekilde bende işe geri döne bilirdim. Arabalarımız yan yana duruyordu nerdeyse. Ben arabama binmiştim. Onunda kendi arabasına binip gitmesini bekliyordum. Arabasının kapısını açarak biraz bekledi. Bende camdan onu izliyordum. Bana dönerek bir anda konuşmaya başladı.
-Senin harika bir anne olacağını biliyordum.
Bir anda dona kaldım. Ne diyordu bu adam. Ben ağzımı açmadan arabasına binmiş ve çoktan gitmişti bile. Ben öylece baka kalmıştım. Kimdi bu adam? Beni ve oğlumu nerden tanıyor? "Harika bir anne olucağını biliyordum" ne demek?

Evet bir bölümün daha sonuna geldik. Bölüm hakkında düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın❤

Psikolog(Tamamlandı)Where stories live. Discover now