Kavgaya son vermek için kalktım ve çiçek bahçesine girdim. Çok gerildiğim için hem bahçede tur atıp hem de sesli bir şekilde konuşmaya başladım. "Aptal Maze. Çocuk kurt adam her boku duyabiliyor ve sen cidden gidip onu mu söyledin. Bir de üste çıkmaya falan çalışıyor. Sana bir şey anlatıyorum suyunu çıkarıyorsun. Öldürücem ben bu kızı bir gün. Neymiş hoşlanıyormuşum. Sensin lan hoşlanan. Ben ondan hoşlanmıyorum." Çiçek yolu bittiği için geldiğim yolu dönmek için yere baktım. Adımlarımı dikkatli atıyordum çünkü bir çiçeği bile ezmek istemem. Güvenli bir şekilde döndükten sonra kafamı kaldırmamla Mason'la karşılaşmam bir oldu. Bana anlam verememiş ama konuşmam komiğine gitmiş gibi bakıyordu. Aferin Phoebe. Maze'e kızdın kendin gördün.
"Kimden hoşlanmıyorsun?" diye sordu Mason. Buradan sonrasını çevir çevirebilirsen Pheebs...
"Kimseden. Kimseden hoşlanmıyorum." dedim sinirle. "Maze'in salakça davranışına birazcık sinir oldum o kadar. Hem sen neden buradasın?"
"Hmm." gözlerini kısarak bana baktı. "Benim aklıma bir şey takıldı da onu sormaya gelmiştim."
Sakinleşerek soruyu sormasını bekledim. "Dinliyorum."
"Kiminle evleneceksin ki arkadaşın bu kadar endişeli davranıyor?" dedi mal mal sırıtarak. Sen şimdi naneyi yemedin mi?
"Yok öyle bir şey ya. Dalga geçiyor aklınca." dedim sakin bir şekilde. Ya da ben sakin olduğumu sanıyordum. "Neyse benim gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz Mason." diyerek yanından geçip tuvalete gittim.
İlk defa ona adıyla hitap etmiştim sanırım. Ben neden bu kadar gerildim bilmiyorum. Çok hassas ve ağır bir ruh haline sahip olduğum için çok şanssızım. Herkes her şeyi tek bakışta anlayabiliyor. Kesin yine çok şey belli edip rezil olmuştum. Yüzümü yıkadım ve olanları unutmaya çalıştım. Tam o sırada içeri Maya girdi. Bir bu eksikti ya zaten.
Maya ile geçen sene 1 2 ay yakındık. Beni popüler çocukla olmak için bıraktı. Zaten öncesinde de çok toksik bir arkadaşlığımız vardı. İyi ki bitmiş cidden.
"Selam Phoebe'cim. Nasılsın?" dedi sahte bir gülümseme ile.
"İyi Maya, sen?"
"Her zamanki gibi. Neyse dinle beni. Monica ile takılarak ne yapmaya çalıştığını biliyorum. Aranızı düzgün yapacaksınız sonra da abisiyle beraber olacaksın. Ben bunu bilmiyor muyum sanıyorsun cidden? Ne kadar yazık sana. Aynaya hiç baktın mı sen? Bak burada bir tane var yardımcı olayım. Monica'dan uzak dur." dedi tehditvari bir şekilde. Ne saçmalıyordu bu? Yapmadığım bir şey için hakarete uğradım az önce.
"Ne saçmalıyorsun sen? Ben mi sevgili yapma uğruna Monica'yla takılıyorum?"
"Güldürme beni Phoebe Cyrene. Derek'in peşinde olduğunu biliyorum." üstüme gelmeye başlamıştı.
"Derek kim onu bile bilmiyorum. Kafanda ne biçim senaryolar üretiyorsun sen ya? Bırak lütfen peşimi." diyerek dışarı çıkmaya çalıştım. Kolumdan tutup duvara doğru itti.
"Ben seni uyardım. Bana yalan söyleyerek kaçabileceğini mi düşünüyorsun? Seni mahvederim." kıskançlıktan gözü dönmüştü. Hem de adını daha az önce öğrendiğim bir oğlan için.
"Bırak beni Maya." diye cebellenmeye başladım. Kollarımdan sıkıca tutuyordu. Görüşmeyeli spora falan mı başlamıştı bu kız?
Tam o sırada Maze koşa koşa yanımıza geldi ve Maya'yı tutup çekti. Sonunda rahatlamıştım. Kollarım acımıştı. Maze, Maya'ya bir tokat atıp beni tuttuğu gibi dışarı götürdü. İçimin yağları eridi resmen. Maze çok sinirli duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woodvale
FantasyAtlanta'nın "Woodvale" adlı kasabasındaki Woodvale Lisesi'nde okuyan Phoebe, sıradan bir hayat sürerken lise yıllarının 2. yılında bir sürü sorunla karşılaşıyor. Medyum, kâhin, banshee, kurt adam, büyücü, cadı, deniz kızı, vampir, elf ve peri. Okulu...