3.bölüm
Sen ruhumun ilacısın...
Savaş'ın anlatımıyla;
Ofise girdiğimde herkes işiyle meşguldü.Benim geldiğimi görünce çalışanların hepsi ayağa kalktı ve saygıyla önümde eğilirken asansöre doğru yürüdüm.Asansörde 18.katı tuşladıktan sonra aynalı kısıma yaşlanıp gözlerimi kapatıp Bade'yi düşledim.
O kahve tondaki saçlarının hafif dalgalı halinin rüzgarda savrulması.Koyu kahve gözlerinin
bana baygın baygın bakarken ki güzelliği.Dolgun duran ama bir o kadar da doğal ve öp diye yalvaran dudakları.Aklımdan kazısamda unutamayacağım derecede muhteşem kıvrımlı,orantılı vücudu.Düşüncelere dalmışken asansörün kapısının açıldığını fark etmedim.Gözlerimi araladığımda kimsenin olmadığını gördüm.
Üstümü düzeltip odama yöneldim.İçeriye girdiğimde Ayaz,Uraz ve Karan çoktan içeriye girmiş.Uzun dikdörtgen şekildeki masanın etrafında oturuyorlardı.Üçü birden ayağa kalktı ve hafif eğildikten sonra ben de oturmaları icin başımı salladım.Fatih ortalarda görünmüyordu.
"Fatih nerede?"dedim kaba ses tonumla.Birkaç saniyelik sessizlikten sonra Ayaz cevap verme zahmetinde bulundu.
"Abi,Fatih bazı dosyaları odasında unutmuş.Onları getirmek için gitti."Dudaklarımı hafifçe birbirine bastırdım.
Konuşmamız bittikten sonra kapı tıklatıldı.Gelmesi için seslendikten sonra Fatih içeriye girdi.Hepiminiz anlatacaklarını dinlemek için merakla bekliyorduk.Fatih dudaklarını
oynattığında " Savaş bey,bu dosyalarda incelediğiniz adamlardan birisi var."
Deyip önüme elindeki dosyaları bırakıp
sunum yapacağı yere geçti."Efendim,üzerinde çalıştığımız bu dosyada aradığımız şahıs çok sabıkalı birisi.Her türlü suçu var.Tek sıkıntı şu ki adam her işlediği suçu bir şekilde örtpas edip,olay mahalinden kaçıyor.Suç dosyası çok kabarık."Fatih konuşmasını tamamladıktan sonra ben de dosyaları tekrar bi gözden geçirmiştim.
Ofiste şahısı detaylı bir şekilde araştırdıktan sonra ortak karar almıştık.Fatih gece araştırdığımız şahsı arayıp,görüşme saati ayarlayacaktı. Ofisten çıktığımda hava ağır ağır karanlarken yağmur tiseleyerek yağıyordu.
Üzerimdeki siyah ceketin cebinden arabanın anahtarını usulca çıkardım.Arabaya bineceğim esnada arabanın sürücü koltuğuna bırakılmış büyük bir zarf gördüğümde yüzüm ifadesizce zarfı çözmeye çalıştı.
Elime aldığım zarfı koltuğa oturup açtım.İçinden kurşuna sarılı bir mektup çıktı.Tahmin edebiliyordum bunu kimin buraya koyduğunu ama ne zaman öğrenmiş olabilirdi onu araştırdığımızı.Mektupta şöyle yazıyordu.
_________________________________________
Sevgili mahkum Savaş Kırım'a
Yaptığın hiçbir araştırmanda beni bulamazsın.Sen ne kadar uğraşırsan uğraş, benim kadar güçlü bir mafya asla olamayacaksın bunu o kalın kafanın bi köşesine not al.Beni bir kez daha araştırmaya kalkarsan sonucu sevdiklerinden başlar.
_________________________________________
Mektubu okuduğumda sadece güldüm, bu ufak çocuğun yazdığı mektuba.Beni korkutabileceğini sanıyor o küçük beyniyle.Benim yaptıklarımla yarışamaz bile.Mektubunu ona cevap olarak öldürdüğümde vereceğim.Arabayı son gaz evime doğru sürdüm.
Arabadan indiğimde eve girmek için cebimden anahtarı çıkaracağım esnada içeriden gelen bağırış sesleriyle durdum.Biraz bekledim neler olduğunu anlayıp ona göre içeriye girmek için.Sesler daha da artarak geldiğinde belimdeki siyah renk silahımı çıkarıp çene hizamda tuttum.Kapıyı
ise cüzdanımdaki kredi kartımı çıkarıp kapı arasına sürterek yavaşça açtığımda sesler mutfaktan geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ESİR [TAMAMLANDI/DÜZENLENİYOR]
RomansaOnun sert,acımasız ve karanlık hayatına uzanan el bütün dünyası oldu.Bu hikayede aşkın kör kuyulara merdivensiz nasıl indirdiğini göreceğiz.