"Yiyecek stoğumuz tükenmek üzere!" diye seslendi içeridekilere Chris.
Koltukta uyuklayan Hyunjin ise gözlerini açıp esneyerek kollarını açmış ve koltukta dikleşmişti.
"Sikeyim, şimdi dışarı çıkmamız gerekecek."
Hyunjin gözlerini ovuşturarak konuşmuştu.
"Ah evet, o koca poponu kaldırman gerek artık!"
"Hey, daha iki gün önce hastalanmış koltukta yatıyordun! İki saniye uzandım diye mi boş yapıyorsun?"Hyunjin, kendisine laf atan Minho'ya karşılık vermeyi ihmal etmemişti.
"İkiniz de susun, hazırlanın birazdan çıkıp başka bir market yağmalayacağız."
"Off! Tamam hyung."Changbin ikisine de tehditkar bakışlar savurmuştu, bunun üzerine Minho ve Hyunjin ikilisi susmak zorunda kalmıştı.
Minho oturduğu koltuktan kalkıp sığınaklarındaki cephanelik ve zırh bölümüne adımlamıştı.Eline en sevdiği silahı olan SCAR'ı alıp zırhını kuşanmıştı.
"Hadi gidelim."
Arkasından gelen Changbin ona komut verdiğinde Minho onu takip etmiş ve 4 arkadaş birlikte sığınaklarından çıkmışlardı.
-
"Hyunjin, şu içecekleri de al."
"Alıyorum bir saniye!"
"Minho, sen dışarıda nöbet tutsana, saat geç oluyor birazdan zombi kaynar buralar yine."
"Peki."Minho silahını iki eliyle kavrayıp marketten dışarı çıkmıştı. Kapının önünde devriye gezen polisler gibi oradan oraya adımlıyordu.
İki yıl önce başlamış olan zombi salgını yüzünden Dünya'daki insanların nüfusu neredeyse tükenmek üzereydi. Haliyle yiyecek ve hijyen stokları da tükenmeye başlayınca, zar zor ihtiyaçlarını karşılar hale gelmişlerdi.
Aileleri ve arkadaşları bu Dünya'dan çoktan uçup gitmişlerdi bile. Sadece 4 arkadaş kalmışlardı, bir başlarına. Changbin daha önceden silah kaçakçılığı yaptığından cephane ve silah gibi bir sorunları olmamıştı, yani henüz.
Biraz öteden gelen inleme sesleriyle karışık ağlama sesi ile düşüncelerinden irkilerek sıyrılmıştı Minho. Silahını hazır hale getirip eğilerek, yavaş yavaş oraya doğru adımlamıştı.
Konuşma sesleri geliyordu, birileri olmalıydı!
Çalının arkasından sıyrıldı Minho ve metal bir parça ile kapanmış olan marketin önündeki evin bahçesine girdi.
Onu gören içeridekiler hemen çığlığı basıp silahlarını almak amacıyla harekte geçmişlerdi.
"Hey, sakin olun. Bende bir insanım, enfekte değilim."
"Ne istiyorsunuz?"Kahverengi saçlı çocuk korkuyla silahını almıştı eline.
"Hiç bir şey, sadece birtakım sesleri duyup gelmiştim.Uzun bir zaman sonra ilk defa bir yaşam belirtisine rastladım."
"Tek başına mısın?"
"Hayır, yan markette arkadaş grubum var."Bu sefer ise pembe saçlı çocuk konuşmuştu.
"Ah peki, sizden bir şey rica edebilir miyiz?"
"Oh, tabii."
"Arkadaşımız, ısırıldı ve yaralı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz yardım edebilir misiniz?"Minho önündeki pembe saçlı çocuğun işaret ettiği yere bakıp yerde yatan siyah saçlı çocuğu görmüştü.Kan kaybediyordu, belli ki yeni ısırılmıştı.
"Çok kan kaybediyor, ne yapacağımızı bilemedik.Lütfen bize yardım edin."
Minho yerdeki çocuğa adımlayıp zırhını çıkardı ve üstüne giydiği gömleğin bel kısmından biraz yırtıp çocuğun kasığındaki yarasına bastırarak sarmıştı o parçayı beline.
![](https://img.wattpad.com/cover/336657313-288-k541801.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Innefable, Minlix
FanficDünya'da zombi virüsü yayılmış ve zombi istilası başlamıştır.Yıllardır süren bu istila sonucu Dünya'nın nüfüsü çok azalmıştır ancak Minho, Chan, Changbin ve Hyunjin bir arkadaş grubu olarak hayatta kalabilmişlerdir.Yiyecek stoklarını yenilemek için...