۵ 16. Bölüm

43 9 7
                                    

Orta yaşlı kadın, Xu Chuanchuan'ın kolunu anca telefon konuşması bitince bıraktı. Özür dilercesine gülümseyerek, "Kusura bakma. Kendimi biraz fazla kaptırdım," dedi.

"Sorun yok," dedi Xu Chuanchuan, üzerine bulaşan teri silkelemek için elini sallarken.

Orta yaşlı kadın tarım ürünlerini yerden geri alırken bir yandan da, "Teşekkürler. Sen olmasaydın bu gece sokakta uyumak zorunda kalacaktım. Evden getirdiğim her şey bunlardan ibaret. Dilediğince seçebilirsin," dedi.

"Hayır hayır, sende kalsın."

"Ama... buna nasıl tamam diyebilirim ki?"

Xu Chuanchuan gülümseyerek, "Telefonumda bir paket yüklü. Az önceki araman benim paramdan götürmedi. Teyze, sen burada arkadaşının gelmesini bekle. Bizim yapacak işlerimiz var, artık gidelim. Hoşça kal!" dedi.

Orta yaşlı kadın Xu Chuanchuan'ın önünde eğildi ve, "Teşekkür ederim, teşekkür ederim, çok teşekkür ederim," dedi.

İçinde oldukları durumu çok tuhaf bulan Xu Chuanchuan, Xu Xiangxiang'ı çabucak alışveriş merkezine doğru sürükledi.

Ablasının hızına ayak uydurmak için çabalayan Xu Xiangxiang, "Abla, ileride böyle rastlaşmalardan kaçınmalısın. Neden zahmet edip de yardımcı oldun ki? Sende hiç mi temkin yok?" dedi.

"Kötü bir insana benzemiyordu."

Xu Xiangxiang soğukça burnundan soludu ve şöyle dedi, "Sendeki bu saflık şaka mı? Bazı sabıkalı insanların oyunculuğu gerçek oyunculardan bile daha iyi oluyor. Sabıkalılar öyle kolay ayırt edilebilseydi toplumda bu kadar çok talihsiz vaka meydana gelmezdi. Neden ters ters bakıyorsun bana?"

Boştaki elini kalçasına dayayan Xu Chuanchuan sinirleri bozulmuş halde, "Neden bu kadar dırdırcısın sen?" dedi.

"Senin için endişeleniyorum."

Xu Chuanchuan arkasına baktı ve orta yaşlı kadının artık orada dikilmediğini gördü. Orta yaşlı kadının o minyon tipiyle onca şey taşımakta olduğunu hatırlayınca o manzarayı çok üzücü bulmaktan kendini alamamıştı. Ne de olsa orta yaşlı kadın uzaktan evsiz bir çöpçü gibi görünüyordu.

Xu Chuanchuan yumuşak bir tonda mırıldandı, "Sadece, annem de benzer bir duruma düşse ne olurdu diye düşündüm. Eğer yoldan geçen herkes senin gibi davranıp yardım etmeyi reddederse ne yapacak?"

Xu Xiangxiang bu sözleri duyduktan sonra sessizliğe büründü.

...

Kahvaltıdan sonra, iki kız kardeş alışveriş merkezinde dolaştı. Çok sayıda mağaza vardı ve ürün çeşitliliği geniş ölçekteydi.

"Abla, bak. Şu çanta üzerimdeki kıyafetlerle uyumlu değil mi?"

Belli meşhur bir markanın moda mağazasında, Xu Xiangxiang belirli bir çantaya doğru çekildiğini fark etti. Çantayı ellerine aldığı an, onu geri bırakmaya eli varmaz olmuştu. Aynanın önünde birkaç kez sağa sola döndükten sonra Xu Chuanchuan'a seslendi, fakat aldığı karşılık sadece derin bir sessizlikti.

Xu Chuanchuan şu anda mağazanın içindeki bir şezlongda oturuyordu. Büyülenmiş halde mağazanın dışındaki bir yere bakıyordu.

Xu Xiangxiang yürüyerek ablasının önüne geçti ve, "Neye bakıyorsun öyle?" diye sordu.

Kız kardeşini iterek kenara çeken Xu Chuanchuan, "Bir güzelliğe bakıyorum," dedi.

"Nerede?" Xu Xiangxiang, Xu Chuanchuan'ın bakışlarını takip etti ve koridorun karşısındaki ayakkabı mağazasında ayakkabı denemekte olan güzel bir kadın gördü. Bir adam ise kadının önünde yere çömelmiş, açıktaki ayak bileğini tutuyordu. Görünüşe göre kadının erkek arkadaşıydı.

After Being Bent by Reader (Türkçe) [GL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin