KURTARICIM

26 4 1
                                    

Bu bölüm öbür bölümlere göre daha eğlenerek yazdım.

Bu bölüm gece ve arkadaşlarının geçiş olimpiyatlarının ikinci bölümü olan güç turnuvasında ki yaşadıkları şeyleri anlatıyor

İyi okumalar.

_________________5. Bölüm_______________

Şaka olmalı. Lütfen şaka olsun! Daha 1. Turun şokunu atlatamamışken güç turunun mu içerisindeydik yani şuan? Ayrıca geceleri ortaya çıkan yeraltı canavarları mı? Daha gücümüzü bile kontrol edemiyoruz ki biz? Hem zehrin gücü de anında yok olmuş değildi, baş parmağımın pençesini bile zar zor çıkarmıştım az önce. Herhangi bir silah benzeri bir şey de vermemişlerdi kendimizi koruyabilrceğimiz. Sanırım geriye ölmemek adına tek seçeneğimiz kalıyordu.

~Gece~
-Birbirimizden ayrılmayalım ve herhangi bir canavara yakalanmadan ilerlemeye çalışalım. Saklanmaktan başka çaremiz yok.

~Yağmur sessizce~
-Böyle korkunç bir yerde sizden ayrılmak en son isteyeceğim şey zaten..

~Melisa~
-Dikkatli olalım, harhangi birimizin başına bir şey gelmesini istemeyiz değil mi?

İkimiz de Melisa'yı başımızla onayladık ve dikkatli bir şekilde ilerlemeye başladık. Hava kararmış, Orman oldukça karanlık ve korkutucuydu. Ay ışığını zar zor geçiren ve yürümemizi zorlaştıran devasa ağaçlar insanın içini ürpertmiyor değildi. Hava biraz rüzgarlıydı ama üşütecek kadar da değildi. Yavaş başlayan adımlarımızı zamanla hızlandırdık.

...

Aradan birkaç saat geçmişti. İşaretli ağaçlar kendini gösteriyordu. Bayağı bir yol katetmiştik. Yeraltı canavarları denilen canavarlarla henüz karşılaşmış değildik. Eee bundan da şikayetçi değildim. Uzun zaman sonra konuşan Yağmur'du.

~Yağmur ürkek bir sesle~
-Kızlar korkutmak istemem ama.. İçimde kötü bir his var. Sanki bir şey bize doğru yaklaşıyor ve bu şeyin arkadaş olmak için geldiğini sanmıyorum.

Eyvah. Ah Yağmur ve kuvvetli hisleri! Şimdiye kadar hiç yanılmamıştı ama şuan bunun bir ilk olmasını isterdim açıkçası. Bu konuda tedbir amaçlı biraz daha hızlanmaya karar vermiştik ki yakınlarımızdan gelen seslerle duraksadık. Anlaşılan o ki bizim pek de dost canlısı olmayan takipçilerimiz bizden önce davranmıştı. Sankii... Dur, yoksa- eyvah. Bir değil 3 taneler ve etrafımızı sarıyorlar. Yağmur çığlık atmak için ağzını açıyordu ki Melisa hızlı bir hareketle bunu engelledi. Ve bizim dışımızda birinin duyamayacağından emin olmak istercesine kısık bir sesle

~Melisa~
-Sakın! Eğer yanlış bilmiyorsam bu yaratıkları tanıyorum.

Melisa deyince hatırlamıştım. Bu; gözünün olması gereken yerde kocaman bir çukura, onun hemen altında büyük bir ağıza ve kafasının iki yanında da kocaman kulaklara sahip olan bu yaratığı ben de tanıyordum. Yapabileceğim en sessiz şekilde

~Gece~
-Eyvah. Yoksa bunlar... Dinleyiciler mi..?

Diye sordum. Melisa hafif başını sallayınca

~Yağmur~
-Bölmek istemem ama şunlar buraya yaklaşmadan söyleseniz mi ne olduklarını?

Uzaktalardı daha. Duyuşları ve dişleri kuvvetli olsa da hızları için aynını söyleyemezdim açıkcası.

~Gece~
-bu yaratıkları okuldaki koruyuculuk bölümündeki "Yabani Yaratıklara Karşı Savunma" dersinden tanıyoruz. Bu yaratıklar en ufak bir ses titreşimine dahi duyurlıdırlar. Aşırı hızlı değiller ancak bizi çıkardığımız seslerden dolayı daima kovalayabilecekleri için, ve fiziksel olarak sonsuza kadar kaçamayacağımız gerçeğinden dolayı önünde sonunda yakalayacaklar ve sivri dişleri sayesinde de kolaylıkla akşam yemeği yapabilecekler. Bu yüzden, olabildiğince sessiz ama hızlı bir şekilde ilerlemeliyiz.

 GEÇİŞ OLİMPİYATLARI ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin