KÜKREYİŞ

12 1 1
                                    

________________7. BÖLÜM_______________

Kan, kan... Kan. Ne demekti bu şimdi? Duvarların rengini bile göremeyecek kadar kanla kaplanmıştı tavan, yerler, duvarlar. Sanki daha önce Yağmur'a sakin olmasını söyleyen ben değilmişim gibi buradaki herkesinkinden daha büyük bir ürperti sarmıştı içimi. Korkudan daha farklı bir şeydi bu. Yağmur'un korku ve yorgunluktan  yarım çıkan nefesiyle verdiği tepki bu garip hissi bir süreliğine duraklatmıştı.

~Yağmur~
-öleceğiz. Bizler de buradaki kanla kaplı cansız bedenlerden biri olacağız.

Diyebildi. Endişeyle titriyordu tüm vücüdu. Ama bu güçlü hislerinden daha çok korku ve panikle kurulmuş bir cümleydi. Öldürülen kadının anonsundan beri 2 saat geçmişti aradan. Kadından sonra bir anons daha yükselmişti tehlikede olduğunun farkında olan bir adamın sesiyle. Krallıktan soylu koruyucuların bizi kurtarmak için burada olacağını bildirmek içindi bu anons, ama şimdiye kadar anladığım kadarıyla bu sadece paniğimizi azaltmak amaçlıydı. Çünkü anonsun üzerinden 1 saat daha geçmesine rağmen bizi kurtarmak için burada olduğunu hissettiğimiz hiç bir ses çıkmamıştı. Sadece çığlıklar. Ve ölmemek için yapabildiğimiz tek şey çığlık seslerinin aksi yöne kaçmak. Hepimiz daha da umutsuzluğa kapılmadan Melisa iyi düşünmemiz adına

~Melisa~
-Merak etmeyin, buradan tek birimize bile kötü bir şey olmadan çıkacağız.

Dedi. Melisa'ya baktığımda bunu söylerken aslında yorgunluktan nasıl bitkin ve nefes nefese olduğunu görebiliyordum. Tam onu onaylamak için bir şey söyleyecektim ki artık alışmaya başladığım çığlık seslerinden biri daha yükseldi. Yine birinin öldüğünü düşünerek harekete geçiyorduk ki çığlık sesinin sahibi tekrar sesini yükselterek

-YARATIK, BATI YÖNÜNDE! KAÇIN!

diye bağırdı. Hadi ama! Şuan tam da o bölgelerdeyiz. Elimizden geldiğince hızlı bir şekilde doğuya doğru kaçmaya başladık. Arkamızdan herhangi bir şeyin gelmediğinden emin olduktan sonra durduk.  Şimdi o kıza bir can borcumuz vardı.

...

-Kuzey yönüne ilerliyor!

Bir süredir bu yöntemi kullanarak ölenlerin sayısını azalmıştık. Bir ses daha yükseldi.

~Melisa~
-batıya doğru ilerliyor!

Evet, daha geniş kapsamlı kurtuluş adına farklı bölgelere dağılmıştık. Ama dur dur, bekle. O... Batı mı dedi? Koş koş koş. Batıdan  uzaklaşıyordum ki bir ses daha yükseldi. Bu seferki kalın, erkeksi bir sesti.

-Tekrar Güney'e geçti.

Ohhh. Uzun zamandır ilk defa off yerine ohh demiştim. Hızlı adımlarla tekrar kuzey'e doğru ilerlerken kovalamaca oyununa sadece biraz ara vererek dinlenmek için durmuştum. Fakat sanki hala adım sesleri geliyor? Arkamı döner dönmez karşılaştığım büyük, tüylü canavarla birlikte korkudan bayılacaktım. Ve o pençelerin boyutu da ne öyle? Aile boyu maaşallah.

~Gece~
-Hey, hadi ama! Hala batıda!

Bu kadar hızlı yer değiştirebilir mi ki? Yaratık üstüme doğru gelip birden kükredi. Dur bir dakika, o az önceki bir kurt kükreyişi miydi? Nasıl olabilir ki bu? Her neyse şuan canım daha önemli, kaç kaç. Arkamı dönüp tekrar koşmaya başladım. Ama yaratık da hemen arkamdaydı. Daha hızlı Gece, daha hızlı! Offf daha kötü bir durum olabilir mi ki- dur dur, sözümü geri alıyorum! Hadi ama, sanırım çok geç. Bir çıkmaz sokak. Kaçacak bir yerler arıyordum ki gözüme takılanla gözlerim ışıldadı. Çıkış kapısı! Ama kötü olan şu, o yaratık o kapıya benden daha yakın bir durumda ve eğer koşarsam beni kesinlikle yakalayacak. Ümitsizlikle geriye doğru yavaş adımlar atmaya başladım. Sırtımın çarptığı duvarla birlikte daha fazla kaçamayacağımı da anladım. Yaratık da üstüme doğru yürümeye başlamıştı. Gerçekten yazık oldu, böyle bir yaratığın elinden böyle bir durumda ölmekten daha büyük hayallerim vardı.

 GEÇİŞ OLİMPİYATLARI ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin