BEKLENMEDİK BAŞLANGIÇ

36 5 23
                                    

Merhabaaa!!

Bu günkü bölüm biraz geçikti ama kusura bakmayın. Elimden geldiğince macere dolu bir kitap yazmaya çalışıyorum.

Bugün gece için herşeyin başlangıcı artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak neyse daha fazla spoiler vermeyeyim.

Düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın, hepinizin düşünceleri çok önemli.

İyi okumalar dilerim.
_________________________________________

Ne olduğunu tam anlayamamışken hemen önümüzde yere düşen kanlı bedene ve onun hemen yanındaki orta kilolarda, uzun boylu, açık tenli, mavi gözlü sert ve yakışıklı yüz hatlarına sahip olan adama bakakaldım. Soğukkanlı bir şekilde dikeliyor ve yerde yatan adama soğuk gözlerle bakıyordu. hiç tereddüt bile etmiyordu. Sanki birkaç saniye önce bir adamı o sivri pençeleriyle öldürmemiş gibiydi. Birkaç dakika sürmeden iki üniformalı adam yerde yatan adamı alıp götürdüler. Cesedi taşıyan adamların üzerindekilerden anladığım kadarıyla bu işin soylularla bir alakası olmalıydı. Adını bilmediğim o adam ise tam dönmüş gidecekken Melisa yine ağzını kapalı tutamayıp tepkisini ortaya koydu.

~Melisa~
-Hey, masum birini öldürdükten sonra nasıl öylece çekip gidebilirsin?

Adam tekrar arkasını dönerek

-Ben olsam bu kadar emin konuşmazdım. Ne de olsa insanların masum olup olmadıkları alınlarında yazmıyor, Değil mi?

Bu cevap bekleyen bir soruydu. Melisa'nın cevap vermeyeceğini bildiğim ve bu işin daha da uzamasını istemediğim için

-Evet, yazmıyor.

Diyerek geçiştirmiştim sorusunu. Söylediğimle dikkatini Melisa'dan çekip üzerime toplamasına sebep olmuştum. Önce beni baştan aşağı süzdü, sonrasında odağını gözlerime bıraktı. Bir insanın gözleri nasıl hem bu kadar soğuk olup hem de çok anlamlı bakabilirdi ki? Birkaç saniyelik bakışın ardından beni hafifçe başıyla onaylayıp gülümsedikten sonra tekrar arkasını dönüp uzaklaştı.

Adam gider gitmez yanımızda biten orta boylardaki kızıl saçlı bir teyze Melisa'nın kolunu tutarak konuşmaya başladı.

-O şekilde konuştuğun kişinin kim olduğunu biliyor musun sen? O Uzay KARA. Koruyucular krallığının prensi. Bir daha ona bulaşayım deme, bu sizin için kötü şeylere yol açabilir kızım.

Dedi ve gitti.

Dur dur... Ne!? Ben az önce koruyucuların prensine mi cevap vermiştim? Daha da önemlisi o bana gülümsemişti!? Şuanki bu âni şokum biraz saçma görünebilirdi belki ama eğer bu dünyada yaşıyorsanız, hele ki bir de soysuzsanız bırakın prensi, krallığın hizmetkarını görmek bile büyük şanstır. Ve bu konuya bu kadar takılanın yalnızca ben olmadığımı Yağmur'un

-Ne!? Bir prens mi? Ve o Gece'ye gülimsedi mi!?

Tepkisiyle de farketmiştim. Bunu şakaya vurarak

-Biliyorsun Yağmur, bu kadar güzel olunca teklif de çok oluyor.

Diyerek gülmemek için kendimi tuttum. Melisa da şakamın üzerine şaka ekleyerek

-E tabii iyi 'mal'ın alıcısı çok olur.

Dedi ve hep bir ağızdan güldük.
Telefonumun çalmasıyla kahlahalarımızı azaltarak telefonuma baktım ve arayanın annem olduğunu görüp telefonu açtım.

~Gece~
-Alo

~Annem~
-Neredesiniz? Çabuk meydana gelin, olimpiyatlarla ilgili bir duyuru olacakmış.

 GEÇİŞ OLİMPİYATLARI ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin