ARA BÖLÜM

13 1 1
                                    


_________________6,5 Bölüm______________

*Uzay'ın ağzından*

~Yiğit~
-Uyan güzel aç gözünüü, dinle aşığın sözünü, vermişim sana özümüü diriririririrriri

Kulağımın dibinde duyduğum gıcık sesle gözlerimi zar zor açmaya çalıştım.

~Yusuf~
-Dünya yanıyor, sen ne peşindesin Yiğit?

Kafamı yastığa daha da bastırıp bağırarak

~Uzay~
-İki dakika susacak mısınız?

~Yiğit~
-kardeşim iki dakika daha diye diye akşam ettin

Sonunda kafamı yastıktan kaldırıp Yiğit'e vuracaktım ki babamın adamlarından ikisi birden içeri daldı. Sıkıntılı bir şekilde nefes vererek

~Uzay~
-Bana bakın, siz burayı yol geçen hanı falan mı sanıyorsunuz da içeri dalıyorsunuz?

Birbirlerine kısa bir süre baktıktan sonra başlarını yere eğdiler. İçlerinden birisi sonunda sesini çıkarmaya cesaret ederek

-Odanıza daldığımız için özür dileriz efendim. Babanız sizi derhal odasına emretti.

Bu daha da sinirlenmeme neden oldu.

~Uzay~
-Kendi başıma yürüyebileceğimi düşünüyorum. Dışarı çıkın.

Adamlar tekrar birbirlerine baktılar. Onlar gitmeyince Yusuf yanıma gelip

~Yusuf~
-Adamlar işini yapıyor oğlum, zorlaştırma da git işte.

Yusuf'un söylediğini haklı bulunca onu başımla onaylayıp kalktım.

~Uzay~
-Gidelim bakalım kendi ayaklarımızla savaş cephesine.

Dedim ve adamların önünden yürümeye başladım. Beni çağırma sebebini gayet iyi biliyordum. "Bu ne sorumsuzluk, konuşmaya geç kaldığın yetmezmiş gibi bir de turnuvalara mı karışmaya başladın? Bunun sonuçları olacak." tabii bunun daha pembe kelimelerle süslenmiş biçimi. Çok da umrumdaydı. Yanımda duyduğum sesle başımı kendime geldim.

-Girmeyecek misiniz efendim?

Kafamı kaldırıp yine o sıkıcı kapıyla karşılaşınca her zamanki gibi rutin hareketlerle kapıyı çaldım.

~Babası~
-Gel.

Kapıyı açarak isteksiz ve itaatkar adımlarla içeri girdim.

~Uzay~
-Beni emretmişsin baba.

~Babası~
-Evet, konuya girmeden önce, Gece Yıldız'ı tanıyor musun?

Babamın bu konuda konuşacağını biliyordum fakat anında ismini söylemesini de beklemiyordum.

~Uzay~
-Evet fakat senin nereden tanıdığını anlayamadım.

~Babası~
-Beni küçümsüyorsun evlat. Senin için turnuvalara karışmanın cezasını üstlenecek kadar önemli olan birini öylece gözardı edemezdim değil mi? Ama şuan bunların nedenlerini araştıracak değilim, merak etme.

Sonunda 'altın taht'ından kalkarak bana doğru birkaç adım attı ve gözlerini bana dikerek

~Babası~
-Hain'in başka bir yancısı daha ortaya çıktı. Normalde bununla ilgilenmek senin işin olsa da bu sefer yakalama işini ben hallettim.

Yine sinirlerim tepeme çıkmıştı. Asıl hainin kim olduğuna dair en ufak bir kanıt bulamasak da krallığın her adımına yancılarını yerleştirmişti adeta.

~Uzay~
-Peki benden ne isti-

*Tak*

Kapının aniden açılmasıyla sorum yarıda kesilmişti. İçeriye kollarında her yeri kanla kaplı adamlarla iki üniformalı girmişti. Bu kandan yüzleri görünmeyen adamlar hainler olmalı.

 GEÇİŞ OLİMPİYATLARI ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin