Tahir:alo babam
Gürkan:oğlum hastaneye gelebilirmisiniz
Tahir:hayırdır ne hastanesi baba
Gürkan:Enes kaza yapmış bizde Feyza'yla hastaneye gidiyoruz diyince nefesin gözleri tekrar dolar
Tahir:ne , hangi hastane
Gürkan:tarığın çalıştığı hastane sen diğerlerine haber verirsin oğlum
Tahir:tamam veririm geliyoruz biz der kapatır
Nefes:b-ben abimi y-yine kaybetmek istemiyorum der ağlamaya başlar
Tahir:nefesim böyle yapma güçlü dur biraz kardeşime bu sefer bişey olmayacak
Nefes:sürekli güçlü dur diyip duruyorsun olmuyor işte yapamıyorum sürekli söyleyip durma ben beceriksizim işte beni desteklemeyi bırak der sinirle tahire bağırır kıyafetlerini alır banyoya gider tahir morali bozuk bir şekilde yataktan kalkar üzerini değiştirir nefes üzerini banyodan çıkar tahir banyoya gider elini yüzünü yıkar odadan çıkar nefes tahirin yanına gider
Nefes:özü-demeden tahir nefesin lafını böler
Tahir:ben arabada bekliyorum ipeğe haber verirsin der nefese bakmaz aşağı iner dışarı çıkar arabaya biner selimi arar selim bir kaç çalışta açar
Selim:efendim kardeşim
Tahir:selim Enes kaza yapmış hastaneye kaldırmışlar benide Gürkan babam aradı tarığın çalıştığı hastaneye
Şelim:sabah sabah şaka yapmıyorsun demi
Tahir:keşke şaka olsaydı ama değil biz nefesle hastaneye gidiyoruz sanada haber vereyim Serkan'a sen haber verirmisin dedim
Selim:tamam kardeşim geliyorum bende diyip kapatır o sırada nefes arabaya biner tahir arabayı çalıştırır hastaneye gelirler nefes ağlıyordur tahir kendini zor tutuyordur koşarak içeri girerler danışmadan enesin nerde olduğunu öğrenirler Enes ameliyathanededir ameliyathanenin önüne giderler feyza gürkan ve sena vardır feyza ve sena ağlıyorlar nefes onlara sarılır tahir Gürkan'a sarılır
Tahir:kardeşim nasıl bişey söylediler mi
Gürkan:daha doktoru görmedik bizde yeni geldik
Nefes:kaza nasıl olmuş
Sena:ben enesi işe gönderdim bugün gitme içimde kötü bir his var dedim dinlemedi 20 dakika sonra bir numara aradı Enes'in kaza yaptığını söyledi der ağlıyordur nefese sarılır nefeste Sena'ya sarılır
Tahir Feyza'ya sarılır feyza tahire sarılır
Feyza:oğlumun tekrar gitmesinden korkuyorum der ağlayarak
Tahir:o nasıl laf annem o nasıl laf kardeşim bu sefer bizi bırakmaz bu sefer ailesini çocuğunu bırakıp gitmez
Feyza:inşaAllah oğlum der zor konuşuyordur tahirin kollarına bayılır
Tahir:anne
Gürkan:Feyza der korkuyla o sırada Tarık gelir
Nefes:annem korkutma bizi
Tarık hastane telefonundan hemşire çağırır hemşireler Feyza'yı boş odaya götürür tarık kontrol eder tarığın enesin kaza yaptığından haberi yoktur Feyza'yı kontrol eder odadan çıkar diğerleri koridorda bekliyordur
Gürkan:Feyza'nın neyi var
Tarık:stresten bayılmış bişey mi oldu
Tahir:senin haberin yok mu
Tarık:neyden ben gece 4ten beri ameliyattaydım yeni çıktım
Gürkan:ben Feyza'nın yanına girebilirmiyim
Tarık:git tabi birazdan uyanır diyince Gürkan odaya girer
Sena:Enes kaza yapmış ameliyatta
Tarık:ne, eminmisiniz öyle olsa ameliyatta bana haber verirler mutlaka
Tahir:Tarık sen ameliyata girip bakabilirmisin durumu nasıl
Tarık:bakarımda siz bir sakin olun yenge ağlama bu kadar bebeğe bişey olacak diyince Sena kafasını sallar Tarık ameliyathaneye girer bir kaç dakika sonra çıkar nefesgilin yanına gelir
Nefes:abimin durumu nasıl
Tarık:yenge içerdeki Enes değil ki Enes ama başka Enes
Tahir:nasıl başka Enes
Tarık:bildiğin büyük ihtimalle isim karışıklığı siz enesi aradınız mı hiç
Tahir:hayır aklımıza bile gelmedi der telefonunu çıkarır Enes'i arar Enes bir kaç çalışta açar
Enes:alo kardeşim
Tahir:oha Enes
Enes:oha tahir, noluyor ben anlamadım
Tahir:iyisin demi bişeyin yok
Enes:iyiyim de size noldu
Tahir meseleyi özetle anlatır Enes şaşırmıştır
Enes:yuh neler olmuş Sena nasıl kötüdür o
Tahir:aynen sen buraya gelsen iyi olacak
Enes:tamam tamam geliyorum der kapatır
Tahir:bişeyi yok gelecek buraya
Sena:oh şükürler olsun
Nefes:ben annemin yanına gireyim der odaya girer arkasından diğerleri girer nefes ve sena Feyza'yı öper
Nefes:baba abimin bişeyi yokmuş karışıklık olmuş
Gürkan:nasıl karşılıklık olmuş
Tarık:hemşireler karıştırmış büyük ihtimalle ben onlarla konuşurum hepinizi korkuttular kusura bakmayın tahir enesi aradı bişeyi yok
Tahir:gelecek şimdi hastaneye biz bahçede bekleyelim diyoruz
Sena:annem ne zaman uyanır benim aklım burda kalır
Tarık:birazdan uyanır da Gürkan amca siz buraya gelmişken doktora mı görünseniz geçenler de söylemiştiniz Feyza teyzenin başı ağrıyor diye
Gürkan:uyansın konuşurum siz bahçeye çıkın hem rahat nefes alırsınız Feyza uyansın bizde geliriz
Sena iyice odada duramaz hale gelir nefesleri zor alıyordur izin isteyip bahçeye çıkar derin derin nefesler alır karnını okşar
Sena:baban gelecek annecim evet çok korkuttu bizi sakin ol bebeğim der karnını okşuyordur gözlerini kapatır derin derin nefes almaya devam eder nefesgil de Gürkan'a destek olduktan sonra odadan çıkıp bahçeye geçerler Sena'nın yanına giderler o sırada selim ve Gamze bahçeye gelir tahirgili görürler yanlarına giderler
Selim:ee Enes'in durumu nasıl diye burdasınız
Tarık:Enes'in bişeyi yokmuş hemşireler ismi karıştırmış haliyle bilgisayarda kayıtlı numaralardan birisini aramışlar
Gamze:şaka değil demi bu
Nefes:değil abim gelecek birazdan buraya
Selim:Serkan'a haber verelim gelmesin boşuna
Tahir:ben az önce haber verdim
Gamze:Feyza teyzegil nerde
Nefes:annem az önce bayıldı şimdi iyi odada yatıyor babam siz bahçeye çıkın dedi
Selim:Allahım bugüne ne güzel başladık kötü haberler üst üste sırada kim acaba der o sırada Enes gelir herkesle selamlaşır Sena'ya sarılır
Enes:ya sizi yerim ben siz bana mı üzüldünüz demek ki gerçekten bana bişey olsa üzüleceksiniz der gülerek , diğerleri Enes'e vurur Sena enesi çimdikler
Sena:çok komik Enes korkudan ölüyorduk sen bunu mu düşündün der sinirle
Tahir:ne kadar komik gül gül öldük
Enes:of tamam be şaka yaptım
Selim:sen şaka falan yapma senin şakaların Yusuf'un yemekleri gibi senin şakaların onun yemeklerinden daha kötü diyince gülerler
Tarık:verdiği örneğe bak
Nefes tahirin elini tutar tahir direk elini çeker ayağa kalkar diğerleri şaşırmıştır nefes ve tahire bakar
Tahir:Enes'te iyi olduğuna göre biz şirkete geçelim artık toplantılar bizi bekler
Enes:sen gelsene bi der tahirin kolundan tutar sessiz bir kenara götürür Tarık ve Selim'de gider
Enes:hayırdır noldu size
Tahir:bişey olmadı kardeşim nolcak
Selim:var bişey yalan söyleme
Tarık:geldiğinizden beri tuhafsınız sen yengemin yüzüne bile bakmıyorsun şimdide kadın elini tuttu diye yanından kalkıyorsun
Tahir:sabah sabah Enes haberini alınca şaşkınız o kadar
Selim:kardeşim Enes iyi ya hani şimdi niye böylesiniz
Enes:nefese gidip sorayım mı
Tahir:boşver moral bozmaya gerek yok sen anneme bak
Enes:noldu ki anneme
Tarık:kadın senin haberini alınca bayıldı üzüntüden biz Gürkan amcaya senin iyi olduğunu söyledik sen yinede onlara bak gel
Selim:Gamze'yle bizde gelelim geçmiş olsun deriz Enes sen bugün işe gelme Sena yengemle vakit geçir
Enes:çok sağol kardeşim
Topluca yukarı çıkarlar feyzanın uyanmasını bejlerle Feyza uyanınca enesi görür Enes Feyza'yı sarılır
Feyza:oğlum
Enes:annem bişeyim yok benim
Feyza:s-sen kaza yapmıştın
Tarık meseleyi özetle anlatır Feyza enesi öper
Enes:sen iyimisin
Feyza:sen iyisin ya bende iyiyim
Selim:çok geçmiş olsun Feyza teyze
Gamze:korkuttun bizi geçmiş olsun
Feyza:sağolun çocuklar
Gürkan:Feyza buraya kadar gelmişken başınıda baktıralım
Feyza:iyiyim ben bişeyim yok
Tarık:Feyza teyze daha fazla uzatma beyin doktoru kontrol eder en azından içiniz rahat olur
Nefes:anne inat etme
Enes:hayırdır ne doktoru benim niye haberim yok
Feyza: başım ağrıyordu ara ara onun için
Tarık:randevu alıp gelmek isterseniz orası ayrı belki doktor yoğundur bakar mı bilmiyorum
Gürkan:randevu ile gelelim o zaman
Feyza:böyle kendimi hasta gibi hissettim benim bişeyim yok oğlumda iyi olduğuna göre herkes işinin başına haydi
Sena:sen iyisin demi
Feyza:iyiyim kızım bişeyim yok der ayağa kalkar
Tarık:bahçeye kadar eşlik etmek isterdim ama hastalarım beni bekler tekrar ameliyata giricem
Selim:tamam tamam biz gideriz kolay gelsin sana der Tarık kafasını sallar kısa bir vedanın ardından gider diğerleri bahçeye çıkar selim Gamze'yle gider Gamze'yi okula bırakır kendisi adliyeye gider Gürkan ve Feyza'da eve geçer Enes ve sena nefes ve tahirle vedalaşıp eve geçer nefes ve tahir hastane bahçesinde yalnız kalır
Nefes:tahir konuşalım mı
Tahir:konuşacak bişeyimiz yok sen sabah bana ağzımın payını verdin şirkete geçelim toplantılara girelim öğleden sonra eve geçersin istersen karışmıyorum der arabaya biner emniyet kemerini takar nefeste tahirin yanındaki koltuğa oturur emniyet kemerini takmaz tahir arabayı çalıştırır
Tahir:emniyet kemerini tak
Nefes:hani karışmıyordun bana
Tahir:iyi takma ne yaparsan yap tamam mı seni düşünmek hata oldu der nefes tek ses etmez tahir arabayı normalinden hızlı kullanır kısa sürede şirkete gelirler arabadan inerler
Nefes:tahir hep böyle uzak mı duracaksın benden
Tahir:niye acaba bir düşün sana sarılmamı beklemiyorsun demi ben karışmam sana artık ne yaparsan diyince nefes tahire yaklaşır
Nefes:sen bana karışmazsan ben eksik kalırım
Tahir:o yüzden mi kendine haksızlık ediyorsun neyse bunları konuşmaya gerek yok der şirkete doğru yürümeye başlar nefesin kalbi kırılmıştır tahirin yanına gider birlikte 6.kata çıkarlar çalışanlar çalışıyordur nefes ve tahir çalışanlara selam verir odalarına giderler çalışmaya başlarlar birazdan toplantıya gireceklerdir ikiside dalgındır
....
Feyza ve Gürkan eve gelir salona gidip otururlar
Feyza:ben bişeyler hazırlayalım yiyelim
Gürkan:Feyza der Feyza'nın elini tutar
Feyza:Gürkan bişey mi oldu diyince Gürkan Feyza'ya sarılır Feyza şaşırmıştır Gürkan'a sarılır
Gürkan:sana bişey olacak sandım
Feyza:sen endişelendin mi benim için diyince Gürkan Feyza'dan ayrılır
Gürkan:endişelendim tabiki iyisin demi şimdi
Feyza:iyiyim merak etme sen aşka mı geldin hayırdır
Gürkan:seni kaybetmekten korkuyorum 35 yıldır evliyiz ben daha doyamadım sana
Feyza:ilk tanıştığımız günü hatırlıyormusun
Gürkan:hatırlıyorum aklımı başımdan almıştın kız diyince Feyza güler ikiside o günü hatırlar
FLASBACK
36 SENE ÖNCE
feyza ve Gürkan 19 yaşındadır Feyza kız arkadaşlarının yanına gider mahallenin ortasında kaldırımda oturuyorlardır yanında iki tane kız arkadaşı vardır oturuyorlardır arkadaşları Fadime ve fatmadır
Fadime:Feyza nerde kaldın çekirdek hazır dedikodu yapıcaz
Feyza:evde işler bitmedi Allahtan ablamda yardım etti
Fatma:kızlar ben evlenmek istiyorum
Fadime:Of evet ya ev işlerinden sıkıldım
Feyza:yaşınız daha 19 farkındasınız değil mi
Fatma:ben kocaya kaçıcam az kaldı sürekli iş iş
Feyza:ben yarın gelemiyorum domates toplıcakmışız
Fadime:kızlar ya ben telefon istiyorum
Feyza:kızım biz alamayız onu zenginler alır hem bir kaç sene önceye kadar telefon mu vardı
Fatma:aynen ne güzel böyle sohbet ediyoruz der bir yandan çekirdek çitliyorlardır
Fadime:kızlar niye okutulmuyor ne güzel okul okuyacaktık
Feyza:erkekler okur anca zaten
Fatma:acaba el işine mi başlasak
Feyza:onu öğrenene kadar çok zaman alır ayrıca doğru dürüst vakit olmuyor ki
Fadime:kızlar ben mesleğimi buldum diyince Gürkan ve iki arkadaşı Hasan ve Mahmut gelir Çeşme başında duruyordur kızlara yakındırlar feyzagili izliyorlardır Hakan ve Mahmut Çeşme'de su doldurmaya başlar Gürkan Feyza'da takılı kalmıştır
Feyza:neymiş o
Fadime:terzi olcam bize don şalvar dikicem
Fatma:benimki pembe çiçekli olsun diyince kızlar güler erkekler kızlara bakar Gürkan sadece Feyza'ya bakıyordur kendisi farketmeden yüzünden gülümseme oluşur
Feyza:sen yaparsın beceriklisin ama şalvarları bekliyoruz haberin olsun
Fatma Gürkan'ın Feyza'ya baktığını farkeder kızlara döner
Fatma:Feyza Gürkan sana bakıyor
Feyza:yok ya niye bana baksın tanımıyoruz ki birbirimizi sadece adını biliyorum bana bakmıyordur diyince Fadime Gürkan'a ve arkadaşlarına bakar
Fadime:Gürkan sana bakıyor gerçekten diyince Feyza Gürkan'a bakar gözlerini kaçırır Gürkan Feyza'ya göz kırpar kızlar Feyza'yı dürter
Fatma:oha sana göz kırptı demi
Feyza:y-yok canım der heyecanını gizleyerek
Fatma:yakışıklı çocukmuş der sessizce Feyza Fatma'yı dürter
Feyza:ayıp ya öyle mi denir hem Allah sahibine bağışlasın der geçiştirir
Hakan ve Mahmut kızların yanına gelir
Hakan:fatma gelirmisin
Mahmut:Fadime biz seninle bişey konuşucaktık gelsene diyince kızlar kafalarını sallar ayrı ayrı yerlere geçerler gürkan kendi şişesini Çeşme'de dolduruyordur Feyza Gürkan'a bakar Gürkan Feyza'ya bakarken su taşar dışarıya akıyordur feyza güler şişeyi işaret eder gürkanda güler Çeşme'yi kapatır feyza Gürkan'ın yanına gider elini yıkama bahanesiyle elini yıkar
Gürkan:Gürkan ben
Feyza:Feyza bende
Gürkan:gözlerin çok güzel sende çok güzelsin diyince Feyza şaşırır ve utanır
Feyza:t-teşekkür ederim seninde yani ş-şey ben gideyim en iyisi der eve kaçar Gürkan arkadan gülüyordur
FLASBACK SON
Feyza:utandığım için kaçmıştım gözlerin çok güzel demeni beklemiyordum
Gürkan:içimde kalmıştı iki gün önce seni uzaktan görmüştüm iki gün sonra yakından görme fırsatım oldu söylemesem haksızlık olurdu hala çok güzelsin
Feyza:gözlerim diyince gülerler
Gürkan:gözlerinde çok güzel, iyiki orta tanışma fırsatım oldu iyiki seninle evlendim
Feyza:dile kolay 35 yıldır beraberiz tanıştıktan 1 sene sonra evlendik komşular hemen annemgile söylemiş Feyza Gürkan'la görüşüyor diye pişman değilim ama
Gürkan:35 yıldır benimle uğraştın çok iyi bir eşsin yaşlanmış olabiliriz ama sana olan aşkım değişmedi hala ilk günkü gibi
Feyza:seninle olduğum günler en huzurlu günlerimdi hala da öyle uğraşmak demeyelim ikimizde birbirimize destek olduk diyelim 20 yaşında evlendik ben tedirgindim çocuklarıma bakabilirmiyim diye sen anlayışlı davrandın çocuk kelimesi ağzına almadın senden utanıyordum korkmayayım diye 5 yıl beni bekledin sabrettin sonra Enes oldu
Gürkan:5 yıl baş başaydık senin korkmanı istemezdim hem ne güzel baş başa bol bol vakit geçirdik sonra Enes ve nefes oldu sen çok güzel anne oldun şimdide anneanne babaannesin torunlarımız çok şanslı der Feyza'nın elini öper
Feyza:sende çok güzel baba oldun hem benim en büyük destekçimdin şimdide dedesin seninde dediğin gibi torunlarımız çok şanslı der Gürkan'a sarılır Gürkan'da Feyza'ya sarılır
Feyza:seni çok seviyorum Gürkan
Gürkan:bende seni çok seviyorum feyzam , kahvaltıya gidelim mi diyince Feyza Gürkan'dan ayrılır
Feyza:nereye
Gürkan:Deniz kenarında restorana uzun süredir dışarda yememiştik hep gençler mi gidecek
Feyza:masraf olmasın
Gürkan:olmaz merak etme karımla dışarda kahvaltı yapmak istiyorum ben
Feyza:iyi peki gidelim diyince gürkan Feyza'nın alnını öper
.....
Pınar ve Yusuf İstanbul'dadır Pınar evdedir yusuf arkadaşlarıyla çatışmaya gitmiştir Pınar uyanır kahvaltısını yapar bugün erken uyanmıştır kahvaltıdan sonra evi toparlar salonda gidip oturur telefonunu alır Yusuf'u arar Yusuf'un telefonuna ulaşılmıyordur üzerinde fazla durmaz çatışmaya gittiğini biliyordur Sebahati arar Sebahat teyze bir kaç çalışta açar
Pınar:seboşum nasılsın
Sebahat:iyiyim kızım evdeyim sen nasılsın
Pınar:iyiyim sultanım evdeyim seni özledim arayayım dedim
Sebahat:iyi yaptın kızım sesini duymak iyi geldi bizim deli oğlan nerde
Pınar:erkek arkadaşlarıyla sohbet etmeye gitti der yalan söylemek zorunda kalır
Sebahat:seni üzmüyor demi üzerse söyle kafasını kırarım
Pınar:yok seboşum üzmüyor ama sen beni üzüyorsun
Sebahat:o niye kızım
Pınar:geçen sefer gelicem demiştin vazgeçtin bu sefer gelmeyeyim dedin niye gelmiyorsun seboşum ben seni burda ağırlamak istiyorum
Sebahat:ah be kızım siz gençsiniz ben size ayak uyduramaz yük olurum
Pınar:ama kızarım sultanım o nasıl laf sen bize yük olmazsın ki ben çok özledim seni biz gelsek alsak seni olmaz mı ipek ve Serkan'da gelir buraya vakit geçiririz
Sebahat:seni nasıl kırayım ben şimdi
Pınar:sen bizi özlemedin mi
Sebahat:özledim kızım özlemezmiyim hiç
Pınar:ee o zaman hem burda ilaçlarını alırız
Sebahat:ilaçlarım bitmek üzere bende onları nasıl alacağımı düşünüyordum
Pınar:biz gelelim seni alalım sonra burda kal olmaz mı
Sebahat:seni kırmayayım madem tamam bu sefer sizde kalırım
Pınar:o zaman biz bugün geliriz yusufada söylerim
Sebahat:dikkatli gelin kızım yola çıkınca bana mesaj at haber ver
Pınar:tamam seboşum dikkat et kendine gelince görüşürüz
Sebahat:görüşürüz kızım diyip kapatır Pınar sevinçle mutfağa gider kendine kahve yapar keyifle içer bir yandan televizyon izliyordur bir kaç saat vakit geçirir tekrar Yusuf'u arar ulaşılmıyordur telaşlanmaya başlar
Pınar:bişey olmamıştır nolcak ki şarjı bitmiştir yada çekmeyen bir yere gitmiştir der kendini teselli etmeye çalışıyordur mutfağa gider kek malzemelerini çıkarır kek yapmaya başlar keki yapıp fırına gönderir daha sonra ocağa yarım paket makarna koyar kek ve makarna pişer salona gider o sırada zil çalar koşarak kapıya bakar gelen Yusuf'tur direk Yusuf'a sarılır
Pınar:off nerdesin sen çok korktum sana bişey oldu diye telefonunu arıyorum ulaşılmıyor delirmek üzereydim diyince yusuf Pınar'dan ayrılır Pınar'ın yanaklarını okşar
Yusuf:şş sakin ol bişeyim yok işim uzadı sadece
Pınar:telefonun niye kapalı
Yusuf:açmamam gerekti az önce açtım sanada mesaj attım 10 dakika önce
Pınar:ben görmedim mesajı iyisin demi vurulmadın
Yusuf:iyiyim sevgilim sen sakin mi olsan diyince Pınar tekrar Yusuf'a sarılır Yusuf'ta Pınar'a sarılır
Yusuf:madem bu kadar telaşlandın diğer telefona niye mesaj atmadın
Pınar:sen o telefonu arama mesaj atma demiştin
Yusuf:gün içinde demiştim normalde benim telefonumla konuşuruz ama acil şeylerde ona mesaj atarsın bir daha böyle kötü olursan mesaj at ben geri dönüş yaparım sana iyimisin biraz daha
Pınar:iyiyim seni gördüm ya rahatladım
Yusuf:sen beni bu kadar seviyormuydun ya
Pınar:saçma saçma konuşma tabiki çok seviyorum
Yusuf:gece öyle demiyordun ama 'Yusuf git başımdan' diyordun
Pınar:gece 4 te beni uyandırırsan sürekli başımda soru sorarsan derim tabiki uykuluydum sonra gittin zaten daha yeni gelebildin
Yusuf:ben uyandırmadım kendin uyandın
Pınar:uyanınca insan niye kendi kendine konuşur ki sen kendi kendine konuştun senin yüzünden uyandım uyku anında söylenmiş bişey bu der Yusuf'un yanaklarını öper Yusuf gülerek evin kapısını kapatır birlikte salona giderler
Yusuf:ben bişey söylicem ama şuan vakti mi bilmiyorum
Pınar:kötü bişey mi
Yusuf:iki hafta benim buralardan gitmem lazım diyince pınarın gülen yüzü solar
Pınar:niye ki
Yusuf:kesin ben gidicem diye bişey yok celal abi teklif etti iki hafta yurtdışında işim var iki hafta telefonum açık olmayacak
Pınar:hiç konuşmıcaz mı
Yusuf:maalesef
Pınar:sen gitmesen olmaz mı ben sürekli korkmak istemiyorum Yusuf'un başına bişey mi geldi yada iyimi diye düşünmekten yoruldum iki hafta uzun bir süre daha önce bir hafta gitmiştin o zaman en azından telefonda konuşmuştuk şimdi oda yok bu sefer sen gitmesen olmaz mı korkuyorum başına bişey gelecek diye
Yusuf:Pınar niye korkuyorsun
Pınar:niye mi korkuyorum kendini benim yerime koy anlarsın sadece bir kez empati kur bu konuda sen gitmek istiyorsun demi
Yusuf:buralardan uzaklaşmak iyi gelecek
Pınar:benide bırakıp gidiceksin benim aklım sende kalacak ama sen beni hiç düşünmüyorsun
Yusuf:seni düşünmeseydim sürekli bir yerlere giderdim eve doğru dürüst girmezdim
Pınar:hep böyle mi olacak sen sürekli bir yerlere mi gideceksin ben hep korkuyla mı yaşıcam
Yusuf:Pınar gerginsin belli ki ikimizde susalım durduk yere tartışmayalım
Pınar:durduk yere değil Yusuf ben senin gitmeni istemiyorum senin mesleğin normal bir meslek değil sen alışkınsın sana normal geliyor ama tehlikeli bir meslek bunu unutma sen kendin kararını vermişsin ama benim kararlarım senin umrundaysa ben senin gitmeni istemiyorum ne zaman gideceksin bari ona göre kendimi hazırlayayım
Yusuf:bugün akşam gidicem
Pınar:bu akşam beraber değiliz yani Sebahat teyzem gelecekti en azından onunla vakit geçirebilseydik
Yusuf:anneannem mi gelecek
Pınar:sabah uyandığımda aramıştım ikna etmiştim burda kalacaktı sen gidersen iptal etmek zorunda kalırım seni kadın seni şirkette patron sahibi sanıyor gelmezsen tuhaflık olacak
Yusuf telefonunu çıkarır Celali arar hoparlöre alır Celal bir kaç çalışta açar
Yusuf:alo abi
Celal:efendimYusuf
Yusuf:abi yurtdışına benim yerime başka birisi gitse olur mu ben sana nedenini sonra anlatırım
Celal:bizim işimiz var biliyorsun depoyla uğraşıcaz ancak senin adamlarından birisi gidebilir kötü bişey mi oldu
Yusuf:kötü bişey yok abi başka bir nedeni var ben sana anlatırım sonra
Celal:iyi peki ben seninkilerden birisini arar haber veririm sen biletini iptal et
Yusuf:abi selim gitse bize sürekli laf ediyor kendisinin burnu sürtse olmaz mı
Celal:kendiside giderdi zaten selimi tanımıyormusun
Yusuf:cevabını aşırı merak ettim arayıp söylicem şimdi
Celal:heveslenme sen yinede
Yusuf:biliyorum gelmez ama sorayım yinede , çok sağol abi
Celal:teşekkürlük bişey yok sen Pınar'ı üzme yeter kafanı kırarım yanında mı
Yusuf:duyuyor abi seni
Pınar:Celal abi sen olmasan bu beni görmez arada bağır eve girsin
Celal:öküz her zaman öküzdür kızım ne kadar bağırsamda fayda etmez anca sen yola getirirsin bence yola getirdin diyince Pınar güler
Yusuf:yalnız bende duyuyorum öküz falan ayıp oluyor
Celal:duy Yusuf arkandan söylemiyorum zaten üzme Pınar'ı anneannenden önce ben kızarım neyse hadi Eray duramıyorum yerinde başka zaman konuşuruz
Yusuf:tamam abi görüşürüz diyip kapatır telefonunu sehpanın üzerine koyar
Pınar:teşekkür ederim diyince Yusuf Pınar'a sıkı sıkı sarılır Pınar'da Yusuf'a sarılır
Yusuf:seni böyle bırakıp gitmek istemedim böyle gitsem aklım sende kalırdı seninde gönlün yoktu zaten görev senden değerli değil ya hem benim içimde zor olurdu iki hafta seni görmemek sesini duymamak yalnız seni düşününce öküz oluyoruz acaba gitsemiydim diyince Pınar gülerek Yusuf'tan ayrılır
Pınar:ben demedim öküzü Celal abi dedi , öküz olsan bile senden vazgeçmem ben seni her halinle sevdim bu arada 1 hafta ayrı yatıcaz
Yusuf:o niye olmaz kabul etmiyorum
Pınar:nasıl olmaz anneannen gelicek ya hani hatırlatırım evli de değiliz aslında hep ayrı yatmamız gerekiyor ama kıyamıyorum sana o yüzden anneannen gidene kadar ayrı yatalım
Yusuf:he he bekle
Pınar:ya gıcıklık yapmasana kadına ayıp olur, seboşumu almaya gidelim ama sen bişeyler ye açsındır soslu makarna seversin
Yusuf:çok iyi olur sen yedin mi
Pınar:sabah bişeyler atıştırmıştım
Yusuf:ben biliyorum o atıştırmayı kendinede makarna koy diyince Pınar kafasını sallar mutfağa gider tabağa makarna katarken Yusuf Pınar'ın arkasından sarılır pınarın yanaklarını öper telefonunu alır selimi arar hoparlöre alır selim bir kaç çalışta açar
Selim:buyur bakalım ne isteyeceksin
Yusuf:ayıp ama belki normal konuşmak için aradım
Selim:sen en son bana hal hatır sormak için aradığında ben yeni evlenmiştim iki yıl oldu hal hatır sorup kapatmıştın ondan sonra aradığında hep bişey istedin
Yusuf:tamam tamam bişey isticem
Selim:biliyordum
Yusuf:şimdi benim yurtdışına gitmem gerekiyordu ben gidemicem sen benim yerime gitsene iki haftacık
Selim:he he tamam benimde işim yoktu zaten , ya bi git gidecek en son kişi bile değilim hadi başka kapıya , seninkilerden birisine söyle
Yusuf:Celal abi söyleyecek bende seni ikna etmeye çalışmak için aramıştım
Selim:sadece ikna etmeye çalışırsın zaten bak benim aklıma ne geldi sen git yanında Pınar'ı da götür o meraklı zaten böyle şeylere biliyorsun hem alışır gerekirse senin adamlarınla tanışır
Pınar:tanıştırmıyor ki gıcık
Selim:eninde sonunda tanıştırır
Pınar:tanıştırmayı geçtim bana silah kullanmayı bile öğretmiyor
Selim:bak o konuda haklı biraz
Pınar:araba kullanmayıda öğretmiyor sorun o
Selim:ohoo senin işin zor bu Yusuf'la arabayı bile öğretmiyorsa
Yusuf:sen sanki öğrettin Gamze'ye
Selim:ben tanıştığımda biliyordu ya hani ayrıca bilmesede arabayı öğretirdim bak sana bişey söylicem unutmadan söyleyeyim senin küçük ev var ya iki katlı olan alışveriş merkezine yakın olan
Yusuf:ee nolmuş oraya
Selim:ben oraya birisini oturttum gerekirse parasını ben öderim
Yusuf:kimi oturttun bianda
Selim nilaygilin olayını anlatır Yusuf ve Pınar şaşırmıştır
Yusuf:iyi yapmışsın
Selim:buraya gelirsen para işini konuşuruz ben öderim
Yusuf:saçmalama senden para alacak değilim kadından da almam zaten iyi olmuş eve gönderdiğin iş buldunuz mu kadın için
Selim:şuanlık hayır
Yusuf:tahirin yanında başlayabilir aslında şirkette temizlik ve çay yapabilir
Selim:olabilirde Nilay var çocuk daha küçük okula gitmiyor bırakacağı biriside yokmuş
Yusuf:babası yok mu çocuğun
Selim:Nilay'ın annesini terketmiş çocuk öldü biliyor bana Gamze söyledi Gamze'de nefes yengemden öğrenmiş
Yusuf:bişey desem suç olur
Selim:Nilay küçük olunca bişey yapamıyoruz
Yusuf:mutlaka buluruz bişeyler ben tutmayayım seni başka zaman konuşuruz
Selim:iyi tamam görüşürüz diyip kapatır
Pınar:üzüldüm şimdi sen bişey yapamazmısın
Yusuf:iş için nasıl yardımcı olurum bilmiyorum para konusunda yardım ederim ama Nilay küçük olunca anca bakıcı bulabilirim
Pınar:çok iyi olur günlük gelip gider Nilay'a bakar sen kendi adamlarına söylesen yada bende gider bakarım Nilay'a diyince Yusuf adamının birisine uzun bir şekilde mesaj atar Pınar kattığı makarnaları masaya koyar çatal ve kaşıkları koyar oturur makarnalarını yerler salona giderler bahçeyi izliyorlardır
Pınar:Yusuf ben bişey söylicem ama kabul etmeyebilirsin belki
Yusuf:sen söyle ona göre bakarız
Pınar:Trabzon'a taşınabilirmiyiz ben çok sıkılıyorum burda hiç arkadaşım yok sadece yengem var oda kocasından dolayı gelemiyor göndermiyor konuşturmuyor bile Sebahat teyzemde köyde Trabzon'da ipekgil var en azından gittiğimiz bir iki günde dönüyoruz hem senin kendi adamlarında orda
Yusuf:ben Trabzon'a taşınırsam burda Celal abigil var ara ara onlara gidiyorum yardıma biliyorum selim bıraktı biliyorum azalıyorlar git gide hem şuan Trabzon'a gitsen bile ipek çalışıyor nefeste Gamze'de okulda sena desen evden çıkmıyormuş doğum yaklaştığı için sadece buse var orda da sıkılırsın
Pınar:ama akşam buluşuyorlarmış güzel olmazmıydı her akşamın çok güzel geçiyor arkadaşlarınla sohbet ediyorsun beraber yemekler yiyorsun
Yusuf Pınar'ın ellerini tutup öper
Yusuf:akşamları fazla buluşmuyorlar şuan eskisi gibi değil okula giden çocuklar falan var geç yatmıyorlar yazın gideriz ama bir kaç dururuz
Pınar:gerçekten mi der heyecanla
Yusuf:gideriz tabi sen durursun iki ay falan ben haftada bir gelirim yada gelmem belli olmaz yazın daha fazla buluşurlar yazın belki Serkan ve ipeğin düğünüde olabilir düşünüyorlar sanırım
Pınar:ayy yaşasın sonunda evlendiklerini görcem çok yakışıyorlar umarım hep mutlu olurlar Sebahat teyzemde kabul ederse oda gelsin oda bizimle kalır
Yusuf:biraz daha sabret bir hafta anneannem olacak zaten sonra biraz daha yalnız kalırsın bende gitmemeye çalışırım ara ara gideriz yazın kalırız biraz
Pınar heyecanla Yusuf'a sarılır Yusuf'ta Pınar'a sarılır ayrılınca Pınar Yusuf'un yanaklarını öper dudaklarına öpücük kondurur tam geri çekilecekken yusuf Pınar'ın belinden tutar karşılık verir nefessiz kalınca ayrılırlar
Pınar:seninde işine geldi fırsata çevirdin
Yusuf:olacak o kadar seni öpmeyi çok seviyorum biliyorsun
Pınar:biliyorum seni öpünce fırsata çeviriyorsun devamı geliyor ben utanıyorum sonra
Yusuf:napıcam ben senin bu utanmalarını evlenince ne olacak ben ilk geceyi merak ettim şimdi diyince Pınar Yusuf'a vurur
Pınar:oha ya ayıp evlenince sen ilk gece ne yaparsın bilmem ama ben uyurum
Yusuf:ona o za-demeden Pınar Yusuf'un ağzını kapatır
Pınar:biz bence seboşumun yanına gidelim konu daha fazla içeriye girmeden der elini yusufun ağzından çeker yukarı çıkacakken Yusuf Pınar'ın kolunu tutar Pınar'ın dudaklarına yapışır Pınar'ı tutuyordur Pınar Yusuf'a karşılık verir nefessiz kalınca ayrılırlar
Yusuf:şaka yapıyorum biliyorsun demi senin rızan olmadan aramızda bişey geçmez
Pınar:senin güzel kalbini biliyorum bu yüzden senin yanında kendimi rahat hissediyorum şimdi beni utandırmak için söylediğini biliyorum elimi tutmak için bile izin istemiştin çok seviyorum seni
Yusuf:bende seni çok seviyorum der Pınar'ın saçlarını öper ellerini tutup öper Pınar mutlulukla yukarı çıkar üzerini değiştirir kısa sürede yola çıkarlar uzun bir yolculuğun ardından sebahat'ın evine gelirler Pınar zile basar bir kaç dakika içinde Sebahat kapıyı açar
Sebahat:hoşgeldiniz
Pınar:hoşbulduk seboşum der sebahat'ın yanaklarını öper
Yusuf:hoşbulduk anneannem der sebahata sarılır birlikte salona geçerler
Sebahat:açmısınız bişeyler hazırlayayım mı
Pınar:aç değiliz seboşum bu sefer kesin geliyorsun demi
Sebahat:telefonda çok ısrar ettin kıramadım seni geliyorum bu sefer
Yusuf:oh çok şükür
Sebahat odasına gider kıyafetlerini koyduğu çantasını alır salona gider
Yusuf:ben götüreyim çantasını sende üzerine bişeyler giy üşütme gideriz hemen diyince Sebahat kafasını sallar sebahat'in çantasını alır dışarı çıkar sebahat üzerine kalın ceketini giyer
Pınar:ne kadar kalacaksın seboşum
Sebahat:bir kaç gün kalırım
Pınar:bir hafta kal seboşum nasıl olsa burdaki bahçeni komşular bakmayacak mı hem ipek ve Serkan'da gelecek
Sebahat:bakarız kızım kalabilirsem kalırım diyince Pınar kafasını sallar birlikte dışarı çıkarlar arabanın yanına gelirler Yusuf arabayı çalıştırır
Pınar:sen ön koltuğa otur seboşum
Sebahat:sen otur kızım ben seni yerinden etmeyeyim
Pınar:seboşum sen torununun yanına otur ben arkada iyiyim der arkaya biner sebahatte öne oturur yola çıkarlar
Uzun yolculuğun ardından Yusufgilin evine gelirler içeri girerler yolda gelirken bişeyler yerler
Pınar:ben çay koyup geleyim der mutfağa gider katıla su koyar kek tepsisini alır keser tabaklara koyar salona götürür sehpalara koyar çayı demler salona götürür çayları katar
NEFESTEN
sabahtan beri çalışıyorduk daha doğrusu ben dalgın dalgın çalışmaya çalışıyordum arada tahire bakıyordum o bana bakmıyordu öğlen yemeğe gitme vaktimiz gelmişti odanın kapısı tıklatıldı ecem girdi bana ve tahire dosya imzalattı
Nefes:ecem başka dosya varsa getirirmisin ben yemeğe inmicem çalışayım diyince tahire bana dik dik baktı
Ecem:tamamdır nefes hanım
Tahir:hayır Ecem getirme
Nefes:ecem sen getir ben çalışıcam
Ecem:hangisini yapayım ikinizde patronumsunuz
Nefes:getir
Tahir:Ecem getirme yemeğe inebilirsiniz siz özellikle söylüyorum getirme diyince kafasını salladı odadan çıktı
Tahir:kalk hadi yemeğe diyince omzumu silktim
Nefes:hayır gelmicem ben umrundamıyım sanki git kendin ye dedim bilgisayara döndüm
Tahir:umrumda olmasan seni düşünüp yemeğe götürmek istemezdin
Nefes:sabahtan beri yüzüme bakmıyorsun
Tahir:niye acaba kırgınım çünkü sana sürekli kendine hakaret ediyorsun
Nefes:sana mı ediyorum kendime ediyorum ve haklıyım beceriksizin tekiyim güçlü olmayı beceremiyorum
Tahir:hala devam ediyorsun sen benim nefesim olamazsın benim nefesim kendine hakaret etmez güçlü durur benim nefesim olana kadar ben senden uzağım kalbini kırmak istemiyorum daha fazla konuşma dedi sinirle
Nefes:sen bana uzak olduğun sürece kendime hakaret ederim diyince hiç bişey demedi bilgisayarda bişeyler bakıyordu ayağa kalktım yanına gittim bilgisayarını kapattı ayağa kalktı ona yaklaşmamı istemiyordu gözlerim dolmuştu tahir odadan çıkacakken konuştum
Nefes:geçen tartıştığımızda evden gitmiştin bugünde gidermisin dedim sesim titremişti tahir dönüp bana baktı
Tahir:çocuklarım var o evde gitmem onlar herşeyim benim dedi odadan çıktı beni saymıyormuydu artık ben onun nefesiydim hani ,tahir odadan çıkınca ağlamaya başladım bir yandan ağlıyordum dosyalarımı topluyordum bilgisayarımı kapattım telefonumu çantama koydum ceketimi elime aldım odaya tahir girdi yanıma geldi kendisininde hiç morali yoktu ben gözyaşlarımı sildim
Nefes:ben gidiyorum anladım ki beni silmişsin akşam eve gelirsen erken gel çocuklar yatmadan gör ben erken yatarım beni görmezsin misafir odasında yatarım umrunda olmam ama ben eve gitmiyorum sahile gidiyorum sen uzaksın benden kokunu içime çekemiyorum deniz kokusu iyi gelir belki
Tahir:nefes
Nefes:açıklama yapmak zorunda değilsin haklısın o evde sadece kızlarımız var dedim tekrar gözyaşlarım akmaya başlamıştı gözyaşlarımı sildim tahirinde gözleri dolu doluydu direk bana sarıldı şaşırmıştım bu sefer kendimi serbest bıraktım tahirin yanında ağlamaya başladım tahir benden bir süre sonra ayrıldı yanaklarımı okşadı gözyaşlarımı sildi
Tahir:özür dilerim öyle söylemek istememiştim sinirle ağzımdan çıktı o evde sadece benim kızlarım yok benim nefes alma sebebim var en değerlim var biliyorum kalbini kırdım gözyaşlarının suçlusu benim ama ben seni silemem ne olursa olsun silmem seni silersem kendimi öldürmüş olurum sen yoksan ben nefes alabilirmiyim hiç , bugün sana kırgın olabilirim ama hala çok seviyorum sevgim azalmadı azalmaz da sende beni anla be güzelim kendine hakaret etmene laf etmene sinir oluyorum gel bana laf et kırılmam kendine yapma sen kendine bişey söyleyince sinirleniyorum ben sana ne kadar kızsamda kırılsamda hatta konuşmasak bile çok seviyorum seni silmem hayatımdan çıkarmam bunu unutma tekrar özür dilerim
Nefes:beni hayatından sildin sandım çok korktum bayılacaktım aşağı nasıl ineceğimi düşünüyordum bende özür dilerim sabah sana bağırdım seni sinirlendirdim
Tahir:bana bağırman umrumda olmadı ama kendine laf etme yeter ki
Nefes:sarılabilirmiyim kokunu özledim dedim bir yandan gözyaşlarım akıyordu tahir benden önce sarıldı bende ona sarıldım kafamı tahirin boynuna gömdüm kokusunu içime çekiyordum gözlerimi kapattım onun kafasıda benim boynumdaydı ortalama 5 dakika sonra ayrıldık
Nefes:seni çok özlemişim ben sana söz veriyorum bir daha kendime laf etmem sen yeter ki uzaklaşma benden
Tahir:senden uzak kalmak çok zor ne kadar sarılsamda yetmiyor dedi ellerimi öptü ben tahirin dudaklarına yapıştım gözlerimi kapattım tahir hemen karşılık verdi nefessiz kalınca ayrıldık
Nefes:ben bu sayede nefes alıyorum dedim tahir saçlarımı geri çözdü tokayı elime verdi
Tahir:saçlarının bağlanmasını sevmiyorum demiştim dedi boynumu öptü
Nefes:ellerimi hiç bırakma ben sensiz ayakta kalamıyorum sen benden uzak olunca sürekli ağlayan birisiyim
Tahir elimin birini tuttu kalbinin üzerine elimi koydu
Tahir:sen olmayınca burası atmıyor nefes alamıyorum sen beni ne kadar öpsende bana yetmiyor
Nefes:seninle baş başa kalmaya ihtiyacım var kokunla uyumak istiyorum dedim tahir yanaklarımı okşamaya başladı art arda dudaklarıma öpücük kondurmaya başladı en sonda boynumu öptü
Tahir:sahile gidelim mi döner alırız orda yeriz
Nefes:olur sadece ellerimi bırakma yeterli diyince ellerimi öptü sıkı sıkı tuttu birlikte aşağı indik dönerlerimizi ayranlarımızı aldık yürüyerek sahile gittik boş bank bulup oturduk karnımızı doyurduk çöplerimizi tahire çöpe attı yanıma geri geldi oturdu ben direk tahirin göğsüne sokuldum kafamı tahirin göğsüne koydum denizi izliyordum tahir saçımı öptü
.....
İş çıkışına kadar kadar çalıştık son işlerimizi hallettik mesai saati 20 dakika önce bitmişti
Tahir:bugün dışarda yiyelim mi
Nefes:olur ipeğe haber verelim ama bizi beklemesin diyince telefonunu çıkardı ipeği aradı haber verdi masalarımızı topladık el ele odadan çıktık Fatih bilgisayarla uğraşıyordu
Tahir:Fatih daha sen çıkmadın mı
Fatih:şimdi çıkıcaktım abi dedi bilgisayarı kapattı
Nefes:Pelin'i işten almayacakmısın
Fatih:biraz geç gel demişti şimdi çıkarım ben hastaneye gidene kadar vakit geçer
Tahir:Fatih hayırdır keyfin yok gibi
Fatih:uykum var abi gece uyumadım
Tahir:beşik mi salladın dicem çocuk yok
Fatih:uyku tutmadı bir türlü gittim salona oturdum sabaha kadar bekledim
Nefes:kafana bişey mi taktın
Fatih:takmadım bişey olmadı aslında ama uyuyamadım
Tahir:hadi hadi durma buralarda pelini al evde dinlenirsin yorulmuşsun
Fatih:ikinizede iyi akşamlar diyince karşılık verdik iyi akşamlar dedik gitti bizde kısa sürede şirketten çıktık biraz çarşıda dolaştık sonra restorana gittik baş başa akşam yemeğimizi yedik sohbet ediyorduk tahir elimi tuttu gülümseyerek beni izliyordu çok güzel anlamlı bakıyordu
Nefes:niye böyle bakıyorsun dedim utanmıştım çünkü
Tahir:ben öğlen eşeklik ettim bu güzel kadını üzdüm sinirle söyledim biliyorsun demi yoksa seni hayatımdan çıkaramam en değerlimsin sen benim
Nefes:biliyorum tahirim bende senin kalbini kırdım bende özür dilerim artık unutalım gitsin
Tahir:seni çok seviyorum
Nefes:bende seni çok seviyorum dedim elini okşadım çaylarımız geldi tahir yanıma geldi oturdu saçlarımı öptü
YAZARDAN
Fatih hastaneye gelir arabasını parkeder Pelin'e mesaj atacakken pelin fatihi arar Fatih hemen açar
Pelin:alo fatih
Fatih:efendim karıcım
Pelin:gelebilirsin işlerimi hallettim ben
Fatih:bende şimdi geldim sana mesaj atıcaktım hastanenin önünde arabadayım
Pelin:tamam geliyorum hemen diyip kapatır Fatih telefonunu cebine koyar kafasını yaslar sessizce duruyordur bir kaç dakika sonra Pelin gelir arabaya oturur kapıyı kapatır
Fatih:hoşgeldin
Pelin:hoşbuldum da sen iyimisin
Fatih:başım ağrıyor biraz gece uyuyamadım ya
Pınar:hap attın mı arabayı ben kullanayım mı der telaşla
Fatih:sakin olurmusun iyiyim sadece biraz başım ağrıyor
Pelin:susarmısın ben telaş yaparım kocam değilmisin
Fatih:iyi peki bişey demedim , dışarda yiyelim mi şimdi eve gidince yemekle uğraşma
Pelin:sen bilirsin
Fatih:dışarda yiyoruz o zaman diyince pelin kafasını sallar evlerine yakın olan restorana giderler ikiside arabadan inmeden önce Pelin Fatih'e sarılır Fatih'te Pelin'e sarılır
Pelin:iyisin demi
Fatih:iyiyim Pelin'im bişeyim yok diyince Pelin Fatih'ten ayrılır Fatih'in yanaklarını öper arabadan inerler el ele restorana girerler yemeklerini yerler daha fazla restoranda kalmadan çıkarlar sahile gelirler bankta oturuyorlardır
Pelin:eve gitseydik hap atıp dinlenirdin
Fatih:iyiyim iyiyim fazla ağrım kalmadı
Pelin:ben senin ailenle ne tuhaf tanıştım demi tanışamadım bile
Fatih:sana kim haber verdi benim ve Murat'ın hastanede olduğunu sonuçta nefes yengemgil bilmiyordu seni
Pelin:o zamanlar hastanede arkadaşım çalışıyordu o haber verdi biz evlendikten sonra tayini çıktı gitti
Fatih:anam diyemiyorum dilim varmıyor hastanede o kadına neler söylemişsin hoşuma gitmişti
Pelin:haketmişti ama
Fatih:tekrar söylesene kız beni koruman hoşuma gidiyor diyince Pelin Fatih'in elini tutar
Pelin:' bakın sizi tanımıyorum daha önce karşılaşmadık ama insanları suçlamayı bırakın siz suç Makinesi gibi insanlara yargı dağıtamazsınız siz kendi oğullarınıza kendi gelininize inanmıyorsunuz bu kadar insan aynı şeyi söylüyor kocan yaptı diyor siz inanmıyorsunuz dün de geldiniz hiç bişey demedim haddime değil dedim ama yeter buradaki insanlar yeterince üzgün zaten bide sizi çekemez kocanı çok seviyorsanız buradaki insanlara inanmayacak kadar gözünüz kör olduysa gidin kocanızla hayatınızı yaşayın hiç mi vicdanınız sızlamadı bu kadar insan ayni şeyi doğruyor acaba doğrumu diye düşündünüz mü kusura bakmayın ama Fatih sizin yüzünüzden canıyla cebelleşiyor az önce Tahir abi seni uyardı kesin karın gözünü boyadı dediniz ya siz gelininizi hiç mi bilmiyorsunuz kendi oğlunuzu hiç mi bilmiyorsunuz kusura bakmayın siz herşey olmuşsunuz ama kendi çocuklarına anne olamamışsınız size çok yazık dua edin Fatih uyansın ki vicdanınız hafifler tabi sizde o vicdan varsa dün geldiniz direk fırça atmaya başladınız bu insanlar sizi çekmeye meraklı değil siz bide gelip kafa şişirmeyin dua edin Fatih uyansın yoksa hiç iyi şeyler olmaz ' demiştim sinirlendirmişti (68.bölüm)
Fatih:aşığım böyle hallerine 9 gün başımda bekledin gerçekten hiç gitmedin mi
Pelin:sadece üzerimi değiştirmek için gittim geldim çok zordu özellikle sen komaya girdiğinde beklemek ben senin yanına geldim komadayken elini tuttum öptüm hareketsiz duruyordun çok canım yandı sürekli dua ettim sana bişey olmaması için çok şükür hiç bişey olmadı hayatımın en zor günleriydi taki sen uyanana kadar ben şimdi para ev araba iş hiç bişey istemiyorum sadece senin yanında olmak istiyorum der gözleri dolmuştur eski günleri hatırlayınca , Fatih Pelin'in gözyaşlarını siler
Fatih:geçti artık o günler unut gitsin, ben seninle evli olmaktan çok mutluyum seni çok seviyorum üzülmeni istemiyorum dolmasın o güzel gözlerin der Pelin'in alnını öper pelin Fatih'e sarılır gözlerini kapatır Fatih'te Pelin'e sarılır
Pelin:karşıma sen çıkmasaydın ben kimseyle evlenmezdim kendimi hep çirkin bulurdum beni kimse sevmez diye düşünmüştüm
Fatih:saçmalama istersen sen mi çirkinsin çok güzelsin kendine haksızlık etme
Pelin:bilmem kendimi güzel bulmuyorum nedense
Fatih:benim gözümde çok güzelsin çok kelimesi bile eksik kalır
Pelin:sizde genetik galiba erkeklerinde çok güzel sevmek en başta sen çok güzel seviyorsun sonra Mustafa abi tahir abi Murat Mehmet babam hepinizde çok güzel seviyorsunuz
Fatih:Duyguya alışamadım bian Murat ne alaka diyecektim
Pelin:alışamadın mı ısınamadın mı
Fatih:bilmiyorum yani her an bişey yapacakmış gibi duruyor ama yapacağını sanmıyorum
Pelin:güvenemiyorsun yani
Fatih:biraz ama Murat'ın mutluluğu için bişey demem duyguda öyle ikiside mutlu olsun
Pelin:biraz kötü tanışmış olabiliriz ama ben tekrar bişey yapacağını sanmıyorum o yüzden güveniyorum yakında düğünleri var
Fatih:dediğim gibi hep mutlu olsunlar
Pınar:ben bizim için çok dua etmiştim sevgili olduğumuz andan itibaren hiç ayrılmayalım hep mutlu olalım diye çok şükür öyleyiz hep mutluyuz
Fatih:keşke üniversiteden hiç ayrılmasaydın
Pınar:keşke seninle aynı mesleği yapmak isterdim ama olmadı ayrılmak zorunda kaldım Trabzon'da yaşadığını bilmiyordum
Fatih:bende senin trabzonda yaşadığını bilmiyordum üniversitede samimiyetimiz muhabbetimiz yoktu hiç gördüğümü biliyorum o yüzden tanıdım
Pınar:ilk tanıştığımız günü hatırladım
Fatih:hiç unutmadım
FLASBACK
2 buçuk sene önce
Pelin çarşıya alışverişe çıkmıştır akşama misafir gelecektir yiyecek bişeyler alır en son kıyafet bölümüne gider keyfince kendine kıyafet alır kısa sürede alışveriş merkezinden çıkar yol kenarında yürüyordur yolda taksi denk gelir taksiye biner eve geçer annesi mutfakta yemek hazırlıyordur
Pelin:ben geldimm meltem sultan
Meltem:hoşgeldin kızım neler aldın
Pelin:evdeki eksikleri aldım kasap bölümünden senin dediğin gibi kıyma aldım bide kendime kıyafet baktım geldim
Meltem:ekmeği unutmadın demi
Pelin:hiih unuttum ben ekmeği
Meltem:baban az önce işten geldi söyleyeyim alsın gelsin
Pelin:yok anne sen babama söyleme ben alır gelirim saçlarımı toplayayım çıkarım
Meltem:dikkat et
Pelin:tamam annecim der Meltem'i öper odasına çıkar saçlarını toplar topuz yapar telefonunu ve cüzdanını tekrar alır evden çıkar yürüyerek markete gider ekmek dolabından ekmek alırken Fatih gelir Fatih'te ekmek alacaktır sırada bekliyordur Pelin'in arkasındadır Fatih'i görmez ekmeği alır geri gidince Fatih'e çarpar Fatih'e döner
Pelin:pardon kusura bakmayın sizi görmedim
Fatih:sorun değil ara ara arkanıza baksanız iyi olur benim kadar sakin karşılanmazsınız
Pınar:çok egolusunuz sanırım yinede sağolun anlayışınız için der içeri girer ekmeğin parasını öder marketten çıkar o sırada telefonu çalar kuzeni aramıştır açar
Pelin:efendim Volkan
Volkan:naber güzellik
Pelin:iyiyim markete geldim şimdi eve doğru yürüyorum sen
Volkan:bende akşam size gelicem şimdi evde oturuyorum
Pelin:sen durduk yere bize gelmezsin hayırdır
Volkan:hiç seni özledim
Pelin:Volkan hadi söyle sen bana en son seni özledim diyince bana kız ayarla demiştin şimdi noldu
Volkan:gelince konuşuruz da senin istediğin bişey var mı ney alayım sana
Pelin:sen bana bunuda sorduğuna göre var bişey
Volkan:var ama bana kızmandan korkuyorum
Pelin:ne halt yedin yine
Volkan:ben kızları karıştırmış olabilirim
Pelin:hangi kızları seninkine noldu vardı birisi ayrıca ben ne anlarım gönül işlerinden bana niye soruyorsun git kendi kardeşine sor
Volkan:benim kardeşimi es geç şimdi gider annemgile söyler sen söz verdin söylemezsin
Pelin:diyorum acaba çapkınlığı bırakıp gerçek ilişkiye mi odaklansan
Volkan:ciddi ilişkiyi sevmiyorum biliyorsun
Pelin:kızların duygularıyla oynuyorsun ama
Volkan:ben bişey yapmıyorum yalnız kendileri geliyor
Pelin:Volkan bunları bıraksan iyi olmaz mı gerçekten birine aşık olacaksın başına bela olacak
Volkan:yok be kızım ben kim aşık olmak kim hem sen kendine bak sanki senin sevgilin var
Pelin:sevgilim yok en azından insanların duygularıyla oynamıyorum
Volkan:tamam be laf sokma hemen
Pelin:akşam bize gelirken çekirdek olmayı unutma der karşıdan karşıya geçecektir sağa sola bakmaz direk karşıya geçmek için yürür
Volkan:tamamdır görüşürüz
Pelin:görüşürüz der kapatır Fatih az önce marketten çıkmıştır yolda hızlı bir şekilde gidiyordur bir yandan telefonda mesajlaşıyordur telefona bakarken pelini farketmez kafasını kaldırır Pelin'e çarpmamak için ani fren yapar Pelin korkudan gözlerini kapatır öylece kalakalır Fatih telefonunu koyar arabadan iner
Pelin:ehliyetini kasaptan mı aldın be der bağırarak
Fatih:bana diyene bak yürürken telefon mu bakılır önüne bak
Pelin:suçlu sensin
Fatih:ya bi git ne suçlusu sen mümkünse dışarı çıkma iki defadır benimle karşılaşıyorsun yada telefonunu evde bırak
Pelin:sen kendine bak araba kullanırken telefon mu bakılır biriyle konuşacaksan dur konuş
Fatih:bide akıl mı veriyorsun hem suçlusun hem güçlü
Pelin:ben mi suçluyum sen bence git tekrar ehliyet al
Fatih:sende psikoloğa danış
Pelin sinirle telefonunu yerden alır ekranına bakar kırılmıştır
Pelin:offf hepsi senin yüzünden
Fatih:özür dileyeceğine hala konuşuyorsun dua et bunları büyütmeyecek kadar iyi niyetliyim süründürmüyorum seni
Pelin:ego yığını asıl ben seni süründürürdüm dua et öyle birisi değilim
Fatih:bir daha görüşmemek üzere umarım görüşmeyiz
Pelin:umarım görüşmeyiz ego yığını diyince Fatih sinirle arabaya binip gider
....
2 GÜN SONRA
Fatih arkadaşıyla birlikte kafede oturuyordur sohbet ediyordur Pelin'de kız arkadaşıyla kafeye gelir Fatih'i farketmez yan masaya oturur garsonu çağıracakken Fatih'i görür Fatih'te Pelin'i görür
Pelin:yine mi sen
Fatih:ben seni illa görmek zorundamıyım
Önder (Fatih'in arkadaşı):Fatih noluyor
Fatih:sana anlatmıştım trafikteki uyuz kız bu
Pelin:ben mi uyuzum sensiz be uyuz hemde ego yığını
Zehra (Pelin'in arkadaşı):Pelin hadi biz başka bir yere gidelim
Pelin:biz niye gidiyoruz ego yığını gitsin
Fatih:önce biz geldik siz gidin
Pelin:gitmiyorum inat değil mi
Önder:Fatih hadi bizim bankada içimiz vardı zaten oraya gidelim
Fatih:uyuz gitsin öyle gelmiş gıcıklık yapıyor hem Aysima gelecek onu bekliyoruz der o sırada kafeye bir kız girer Aysima'dır , Aysima ve Önder kuzendir Aysima Fatih'le aynı üniversitede ayn sınıfta okumuştur Önder'le Fatih'i Aysima tanıştırmıştır Aysima Önder'le ve Fatih'le sarılır Pelin'i görür
Almira:aa pelin
Pelin:Aysima der şaşkınca ayağa kalkar sarılırlar
Önder:siz nerden tanışıyorsunuz
Aysima:bizim üniversitedeydi sonradan ayrıldı
Fatih:bende iki gündür düşünüyorum bu uyuz nerden tanıdık
Önder:düşündün yani diyince hepsi Fatih'e bakar
Fatih:yani kimdi diye düşündüm
Aysima:Pelin hadi arkadaşınıda al bizim masaya gel
Fatih:hayır gelmesin ben uğraşamam onunla
Pelin:bende gelmem zaten seninle aynı mekanda olmak sinirimizi bozuyor bide aynı masada kalamam
Aysima:noluyor birisini banada anlatabilir mi diyince fatih market kısmından araba kısmına kadar herşeyi anlatır
Pelin:ben telefon bakmıyordum bir kere birisiyle konuştum kapattım bir arkadaşıma mesaj atıyordum bütün hata sende
Zehra:müşteriler bize bakıyor biraz yavaş mı konuşsanız
Aysima:şey acaba bağırmak yerine ortak yol bulmayı mı deneseniz
Fatih:bununla ortak yol bulmak imkansız
Pelin:bana diyene bak ego yığını
Aysima:Fatih Pelin benimle gelirmisiniz
Pelin:nereye
Fatih:ben bununla bir yere gitmem
Aysima:bende sizi evermezsem sizde birbirinize aşık olmazsanız benim adım Aysima değil
Fatih:saçmalama ben buna mı kaldım buna aşık olacağına git kütüğe aşık ol uyuzun teki işim olmaz diyince ister istemez Pelin'in kalbi kırılmıştır
Pelin:bende sana meraklı değilim zaten size iyi sohbetler der moral bozukluğuyla çantasını alır kafeden çıkar
Zehra:oha dövseydin
Önder:Fatih ağır olmadı mı kızın yüzüne öyle mi denir
Fatih:tamam biraz ağır oldu ama ego yığını demesini biliyordu
Aysima:Fatih ne duruyorsun gitsene peşinden en azından özür dile evlenin demedim zaten diyince Fatih koşarak kafeden çıkar pelin taksi bekliyordur Fatih yanına gelince gözyaşlarını siler
Fatih:pelin diyince Pelin ses vermez karşıya geçecekken Fatih Pelin'in kolundan tutar
Pınar:bırak dokunma der sinirle kolunu çeker
Fatih:Pınar kusura bakma ağır k-demeden Pınar susturur
Pelin:umarım bir daha yüzünü görmem der gözyaşları akıyordur Fatih Pelin'in kolundan tutup arabasına bindirir arabayı kilitler kendi tarafına geçer oturur arabayı tekrar kilitler
Pelin:ya bırak beni farkındamısın bilmiyorum ama arabada sadece ikimiz varız ben ağaç değilim işin olmazdı benimle
Fatih:sen beni dinleyene kadar burdayız
Pelin:neyi dinleyeyim yüzüme resmen iğrençsin dedin bende sana meraklı değilim bende insanlık edip kusura bakma hata bendeydi diyecektim Aysima 'bağırmak yerine ortak yol bulmayı mı denesiniz' dediğinde ama sen neler dedin şimdi bırak beni gideyim bir daha da görüşmeyelim
Fatih arabayı çalıştırır sahile gelirler
Fatih:Pelin ben öyle demek istemedim diyince Pelin kulaklarını kapatır saçma saçma sesler çıkarmaya başlar Fatih sakin kalmaya çalışır tekrar konuşur Fatih sinirle Pınar'ın ellerini kulaklarından çeker sert bir şekilde sıkıyordur
Pelin:canımı acıtıyorsun bırak der korkuyla Fatih'e bakar
Fatih:yarım saattir dinlememek için elinden geleni yapıyorsun yolda saçma saçma haraketler şimdi çocukla şeyler der bağırarak
Pelin:b-bırak canımı acıtıyorsun der korkuyla sesi titremiştir Fatih gözlerini kapatır açar kendine gelince Pelin'in ellerini bırakır Pelin'in elleri kızarmıştır
Fatih:kusura bakma canını acıtmak istememiştim haklısın kızdın bana ama özür dilemek istiyorum dinlemiyorsun
Pelin:ben özür falan istemiyorum lütfen bırak beni
Fatih:pelin korkma bişey yapmam sana elin çok mu acıdı
Pelin:dışarda konuşalım arabada durmak istemiyorum lütfen diyince Fatih arabanın kilitlerini açar arabadan inerler bank'a otururlar Pelin sadece yere bakıyordur
Fatih:özür dilerim ben kafedekileri sinirle söyledim daha seni doğru dürüst tanımıyorum bile iki gün önceki araba olayı saçma sapan şekilde uzadı sinirlerim bozuldu sana patladım
Pelin:özür dilemen bittiyse gidebilirmiyim der gözyaşlarını siler
Fatih:pelin bana bakmayacakmısın diyince Pelin kafasını kaldırıp Fatih'e bakar
Pelin:bazen bazı şeyler özürle geçmez sen şuan ne kadar özür dilersen dile ben affedemem seni Aysimayı sende tanıyorsun ciddi dememişti ama sen içindekileri döktün umarım başka karşılaşmayız der kalkar gider
FLASBACK SON
Pelin:arabada korkmuştum senden ellerimi sıkınca bide bağırınca korkudan ağlayacaktım diyince Fatih pelinin ellerini tutar ikisinide öpücükler kondurur
Fatih:ben bu güzel ellerini nasıl sıktım anlamıyorum sana nasıl bağırdım kafam almıyor der Pelin'in ellerini tekrar öper pelinin yüzü gülüyordur
Fatih:o günden sonra aklımdan çıkmamıştın arabada korktuğunda bana her baktığında masumluğum aklından çıkmadı kafede söylediklerim çok ağırdı şuan ki kafam olsa öyle bişey söylemeyi geç aklıma bile gelmezdi ama o zaman salaklık yapıp kalbini kırdım
Pelin:geçti gitti artık şuanda özür dilemeyeceksin demi ben affedeli çok oldu seni hem böyle tatsız şeyleri konuşmayalım diyince Fatih Pelin'in alnını öper ellerini öper
Pelin:aşık oldun sonra o uyuza
Fatih:iyikide aşık olmuşum şuan benim için uyuz değil hayatımın kendisisin
Pelin:seni çok seviyorum ego yığını
Fatih:bende seni çok seviyorum uyuz der ikiside güler birbirlerine sarılırlar ayrılınca pelin Fatih'in yanaklarını öper Fatih'te pelinin alnını öper ikiside sevgili oldukları günü hatırlar yüzlerinde gülümseme oluşur
FLASBACK
Pelin evdedir odasında oturuyordur aklında Fatih vardır kafasını dağıtmak için dolabındaki kıyafetlerini tekrar dürer
Meltem:kızım odadan çıkmadın iyimisin
Pelin:iyiyim anne dolabımı düzenledim
Meltem:sabahtan beri dalgın gibisin iyimisin
Pelin:iyiyim bişeyim yok
Meltem:annecim ben dün bişey duydum
Pelin:ne duydun anne der ikiside pelinin yatağına oturur
Meltem:dün akşam amcangil geldi siz Ayça (kuzeni) ile buraya geldiniz ben çayı hazırlayınca sizi çağırmak için buraya geldim siz konuşuyorsunuz ben sizin konuşmalarınıza şahit oldum bir çocuk varmış ismi Fatihmiş sen ona karşı duyguların olduğunu söyledin Ayça'ya sen aşık mı oldun annecim diyince Pelin annesine bakar
Pelin:sürekli yanımda olsun istiyorum onun yanındayken heyecandan bayılacak gibi oluyorum sürekli gülüyorum hatta sürekli aramak istiyorum daha az önce denedim ama yapamadım onu düşündüğümü sanacak yine utanıcam ben onun yanındayken çok huzurluyum ben böyle hissediyorum aşık olmak ne bilmiyorum
Meltem:sen bilmeden aşık olmuşsun ama Fatih daha bir kaç ay önce seni korkutmadı mı kendin anlattın bana ellerimi sıktı dedin bana bağırdı dedin
Pelin:anne normalde öyle birisi değil o günlerde birbirimize sinirliydik Aysima benden daha iyi tanıyor üniversite zamanında arkadaşlardı onunlada konuştum öyle birisi değil dedi Fatih'le tartışmamızın üzerinden 3 ay geçti 3 ay içinde 4 defa gördüm gördüm hepsinde de kaçtım niye bilmiyorum ama utanıyorum çekiniyorum ondan
Meltem:güzel kızım sen kendin daha iyi bilirsin ama böyle birisiyle nasıl sevgili olacaksın
Pelin:sevgili olcam diye bişey yok ki hem ben ona sevdiğimi söyleyemem o bana bakmaz daha iyilerine layık
Meltem:o ne demek senden daha iyisinimi bulacak bakmasa bakmasın sen daha iyilerine layıksın
Pelin:bana ettiği laflara rağmen ben ona aşık oldum anne ondan başkasını istemiyorum oda beni istemez zaten der gözleri dolmuştur Meltem Pelin'e sarılır Pelin'de annesine sarılır
Meltem:annecim belki oda seni seviyordur bilemezsin ki yapma böyle şimdilik baban bilmesin Fatih'i sen ne kadar verirsen ver ben yanındayım senin kendin daha iyi bilirsin
Pelin:iyiki varsın annem seni çok seviyorum
Meltem:bende seni çok seviyorum kızım , Fatih'i ara istersen sesini duymak iyi gelir
Pelin:numarası yok ki kendisi vermeden bir yerden bulmak istemedim der o sırada zil çalar
Pelin:ben bakarım annem der Meltem'in yanaklarını öper aşağı iner kapıya bakar gelen Pelin'in üniversitedeki kız arkadaşlarıdır
Pelin:kızlar
X1:hadi hazırlan gidelim
Pelin:nereye
X2:deniz kenarında yeni restoran açılmış orda bişeyler yeriz hemde dolaşırız (selimin Celal abiyi grupla tanıştırdığı restoran)
Pelin:bekleyin geliyorum hemen der yukarı çıkar Meltem odadadır
Meltem:kim gelmiş kızım
Pelin:kızlar gelmiş Deniz kenarında yeni restoran açılmış oraya gidelim diyorlar
Meltem:biraz git hava al ben kızlara sesleneyim der aşağı iner Pelin çantasını alır telefonunu çantaya koyar üzerine bakar aşağı iner Meltem kızlarla konuşuyordur pelin ayakkabılarını giyer
Meltem:ben sizi tutmayayım kızlar size iyi sohbetler diyince kızlar kafasını sallarlar vedalaşırlar Meltem içeri eve girer kızlar pelinin arkadaşının arabasıyla sahile gelirler restorana geçerler otururlar kızların isimleri Tuğba, Nesrin ve Asenadır
Nesrin:Pelin biz buraya aslında dört kız oturmaya gelmedik
Pelin:niye geldik o zaman
Tuğba:birazdan bizim erkeklerde gelecek biz önden geldik sohbet edelim dedik