💛188.bölüm💛

350 18 38
                                    

TAHİRDEN
şirketin önünde gördüğümüz kişiyle nefesle birbirimize baktık
Nefes:tahir kötü bişey olmuyor değil mi
Tahir:ne olacak ki Celal abi gelmiş ve yanında Eray var en fazla ölürüz diyince nefes beni çimdikledi bende güldüm birlikte Celal abinin ve Erayın yanına gittik selamlaştık
Tahir:kötü bişey mi oldu sizi görmeyi beklemiyorduk
Celal:buralarda işimiz vardı akşam üzeri onları halledecektik erken gelelim dedik sizlerin yanına uğrayalım dedik şirketteki adamımız daha doğrusu Yusuf'un adamı gelmediğinizi söyledi bizde sizi bekliyorduk
Nefes:bizde öğrenebilsek keşke o adamı
Eray:Yusuf söyleyin dese ben bir dakika durmam
Tahir:ona ne şüphe , uğradınız mı sizinkinin yanına
Celal:adliyede işleri varmış birazdan kendisi gelecek
Eray:celali l abi buraya kadar gelmişken kuymak yeriz demi
Celal:Eray seni tutan mı var git ye
Eray:olmaz bensiz bişey olursa eksik kalırım ben kiminle dedikodu yapıcam yanımda birisi olması lazım
Nefes:Eray bizim gruptaki kızlar olarak hayranız sana çoğu kadından daha güzel dedikodu yapıyorsun bir gün dedikodu yapmak isteriz
Eray:benim için dedikodunun temel kaynağı çekirdek , çekirdek olursa gelirim içimde kalan çok şey var sizin öküz arkadaşınız selim dinlemiyor diğerleri ya yemek yiyor yada operasyonlarda bana uyan sadece Burhan var oda İstanbul'da kaldı dedikodusuz kaldım diyince güldük Celal abi bıkmış gibi bakıyordu
Nefes:çekirdek hazır bil biz her zaman hazırız
Celal:aman başınızı yapmayın susmaz bu
Eray:aşk olsun Celal abi ya
Tahir:ayakta kalktık şurdaki kafeye gidip oturalım isterseniz
Celal:sizin işiniz yoğunsa boşverin
Nefes:siz gidin oturun ben toplantıya girerim hem yalnız bırakmış olurum dedi Celal abi ve erayla vedalaştı gitti bizde kafeye gittik oturduk çay istedik
Eray:evlilik nasıl bişey
Celal:hayırdır Eray evlencen mi
Eray:yo sadece merak ettim ben sabredemem öyle evliliğe falan
Tahir:aşık olursan görürüz seni
Eray:hiç işim olmaz ben inanmam aşka neden nerdesiniz saçma saçma haraketler bir kadının peşinden koşmalar falan saçma yani
Celal:Eray ilk kadın peşinden koşan sen olmayacaksın bu kadar gerilme diyince güldüm çaylarımız geldi garson çayları masaya koydu gitti
Eray:ee özledin mi bizi geçen selimle İstanbul'a gelince senin yeteneklerinide görmüş olduk
Tahir:eskiden meraklıydım silaha küçükken abimle atış yapardık zorla bana öğretirdi üniversite zamanına kadar elimde olurdu ara ara Enes'le denediğimiz günler oldu sonradan bıraktık bu zamana kadar doğru dürüst almadım atış yapmamıştım bir kaç hafta önce Selim'le eve gittik orda ateş ettim bide sizin orda
Eray:iyiki selimle tanışmışsınız senide görmüş olduk
Celal:uzaklaşman bir bakıma iyi olmuş silahın olduğu yerde çok iyi şeyler olmayabilir sonuçta evlisin çocukların var
Eray:Celal abi Tahir'in eşi normal biri değil en az tahir kadar deli
Selim:işte Allah herkese evleneceği kişiye göre eş veriyor dedi yanımdaki boş sandalyeye oturdu Celal abi ve erayla selamlaştı
Tahir:gamzeninde senin gibi manyak olması gerekiyormuş
Selim:bir eve iki manyak fazla o sakin olmaya devam etsin
Celal:davan yokmuydu senin
Selim:vardı ama karşı taraf gelmedi dava ertelendi
Eray:bizim burda olduğumuzu nerden bildin
Selim:sizinkileri de ziyaret edicez demiştiniz Enesle olsaydınız bana haber verirdi tarıkta ameliyatta olacaktı bugün serkanda okuldadır oraya gitmezsiniz buraya geldim şirketin önünde arabanız var şirketteki Yusuf'un adamına sordum buraya geldiğinizi söyledi
Tahir:yusufun adamını tahmin ediyorum ama o olmayabilir
Selim:kim
Tahir:güvenlik Cengiz mi diyince üçüde birbirine baktı sonra bana baktılar
Celal:niye o mesela ne hareketini gördün
Tahir:iki silah taşıyor birisi kendisinin diğeri şirkete ait o şirkette kalır kendi silahı cebinden çıkmıyor sabah en erken o geliyor en son o çıkıyor hadi bunlar güvenlik olduğu için diyelim ama ben bu şirkette çalışmaya başladığım andan beri 4 defa güvenlik değişti görevlerini iyi yapmalarına rağmen ama Cengiz hiç gitmedi ve sürekli bizim katla ilgileniyor diğer güvenlikler bizim katı aramıyor sadece Cengiz arıyor normalde güvenliklerin herhangi birisi arar bence Cengiz ama olmayadabilir sadece tahmin ediyorum
Eray:yuh yılda kaç defa nefes aldı onuda söyle bari diyince güldük
Selim:bide bana diyorsun bu meslekten uzaklaş diye sen neymişsin be sen bence daha önce benim gibi çalıştın sadece gizliyorsun
Tahir:sadece dikkatliyim çalışmadım senin gibi, sen konuşurken hep arkana yaslanarak konuşursun ciddi bişey olsa elllerini konuşarak konuşursun yada eray otururken sessizce dizini sallar konuşurken sallamaz dedim eray kendi dizine baktı ben güldüm
Celal:sen saymaya devam et biz şaşkın şaşkın dinleyelim
Tahir:henüz o kadar yükselemedim ama bir tane var sizin İstanbul'daki evinizde kapıdaki şifreyle ormandaki evinizin şifresi aynı geçen gittiğimde farkettim ikiside 7 saniye sürdü sonu 0 dı ama Caner yanılmam için 7ye bastı
Eray:sen bizim üzerimize dinleme cihazımı koydun
Tahir:yo
Selim:içimizde ajan var demi siz konuşuyorsunuz
Tahir:konuşsam haberin olurdu
Celal:acaba içindeki manyak tahiri çıkarmasamıydık
Eray:biz hata ettik sakin bişey gözüküyordun değilmişsin
Selim:seni geç ben bile sakin biliyordum diyince güldük
Celal:çözmüşsün artık uzatmaya gerek yok Yusuf'un adamı Cengiz sen yinede kimseye söyleme bilmesinler diyince kafamı salladım
Selim:Yusuf'un anneannesi gelmiş
Tahir:aynen bugün öğlen Serkan ve ipekte gidecek İstanbul'a
Eray:sizin çocuklara kim bakacak
Tahir:ikizler gündüz okulda olur zaten okul çıkışı biz alırız denizde gündüzleri feyza anneme bırakırız ,deniz bugünlük gelecek Serkan ve İpek getirecek sonra havaalanına gidecekler
Eray:acaba bizde öğlen mi gelseydik çocukları göremedik gitti en azından denizi görürüz
Celal:ben gördüm kendi adına konuş
Selim:ben çoğu zaman görüyorum üzerine ödül olarak tokat yiyorum
Eray:biz göremedik burhangil olarak merak ediyoruz gerçi görse utanırlar belki yabancıyız sonuçta
Tahir:utangaç değiller üçüde öyle senin yanına gelseler rahat konuşurlar çekinmezler
Eray:vay be , silaha hevesli olan hangisiydi
Selim:esra
Eray:onu görmem lazım konuşmam gerekenler var
Celal:napıcaksın Eray çocuğa nasıl adam öldürülür onu mu öğreticeksin
Eray:ilerde neden olmasın diyince selim eraya vurdu
Eray:ha bu arada dün Celal abi hastaneye gitmedi kontrole dedi hızlı hızlı
Tahir:kolundan tutup götürseydiniz
Eray:bizde işe yaramıyor arada Yusuf'u dinliyor çoğu zaman selimi dinliyor Yusuf'ta dün yoktu
Celal:gitmeye ne gerek var iyiyim ben
Selim:çocuk gibisin Celal abi hadi kalk hastaneye Tarık'la konuşmaya tahirde işine geç kalmasın onu tutmayalım
Celal:Tarığın ameliyatı vardır
Selim:bekleriz gerekirse mutlaka çıkacak ben seni idare ediyorum senin bizi uyarman gerekmiyor mu hadi kalk
Celal:Eray ben seni niye getirdiysem
Selim:aferin Eray sen söyle bana ben götürürüm hastaneye
Eray:sonra kuymak yemeye gideriz demi nerde yiyebiliriz
Selim:onu bana değil tahire soracaksın sonuçta buralı olan o bizden iyi bilir
Tahir:kuymak her restoranda var sen yemiyormusun
Selim:anca haftada iki defa yapılır bizim evde size gelince yiyoruz o kadar
Celal:sen sevmemişsin sanki
Selim:sevmemek değilde benlik değil olsa ara ara yerim her gün yiyemem ağır geliyor bize biz İstanbulluyuz Gamze'de aynı
Tahir:sen İstanbullusun ama çocuğun buralı olacak gibi
Selim:yabancı değil sizin memleketli olur lazlar değişik
Eray:bölüyorum ama tahirde karadenizli biliyorsun demi
Selim:biliyorum tahirde değişik zaten inat gıcık kararlı laz olduğu belli Enes'te öyle ama ikisininde iyi huylarıda vardır mutlaka
Tahir:vardır ,sen şimdi övdün mü gömdün mü
Celal:bu arkadaşlarını övemez sevdiğini söyleyemez öyle huyu var
Eray:sevdiğini söylesen nolur
Selim:ben bu anı yaşadım çokta takılmayın bence siz benim hayatımdaysanız sizi sevmişim demektir
Tahir:eray bırak o kadar destek olursun kardeşim dersin sonda iyi huyu vardır mutlaka olur der
Eray:aynen benim bile zoruma gitti öküz işte siz gidin hastaneye ben gelmiyorum
Tahir:gel biz seninle şirkete gidelim orda oturur sohbet ederiz dedim Celal abi ve selim gülüyordu
Eray:Celal abi gelince haber verirsin gelirim ben yanına dedi koluma girdi restorandan kol kola çıktık şirkete girdik merdivenden çıkmayacağımız için asansöre bindik hala kol kolaydık bir birimize baktık kollarımızı ayırdık bizde gülmeye başladık
Eray:biz trip atmış olduk demi
Tahir:biz daha önce attık buna hemde aynı konudan bize niye sizi seviyorum demiyorsun diye
Eray:ee dedi mi
Tahir:dedi Enes not almıştı tarihi
Eray:o zaman tripten vazgeçmek yok dedi asansörün kapısı açıldı çalışanların yanına gittik hepsine selam verdim ecem yoktu nefesle birlikte toplantıdaydı büyük ihtimalle , Eray'la benim odama gittik oturduk cemreden iki tane çay istedim çayları getirdi gitti
Eray:işin varsa ben gideyim
Tahir:yok yok otur toplantı gidene kadar işim yok
Eray:Celal abinin yeğenide burda demi
Tahir:aynen nefesle toplantıda çıkar birazdan
Eray:beni bilmediği için rahatım
Tahir:Celal abi ecem ve ailesinin karşısına çıkmayı düşünmüyor mu niye gizliyor
Eray:onu bizde bilmiyoruz çok fazla bahsetmiyor ama bildiğimiz kadarıyla onlara zarar gelmesin diye
Tahir:ecem ve ailesi öldü biliyor bence karşısına çıkmalı ecemin annesi hasta kardeşi annesine bakıyor sadece ecem çalışıyor Ecem hep bekar olacak diye bişey yok evlense annesine kardeşine kim bakacak
Eray:Celal abiyle konuşmak lazım bizlik bişey yok ben uzun süredir görmedim zaten bir kere gördüm oda fotoğraftan gördüm
Tahir:sizin o evin duvarları konuşsa neler söyler Allah bilir neler konuşuyorsunuz
Eray:ayıp ya biz masum bişeyiz ne konuşmuş olabiliriz
Tahir:aynen ben kendimle karıştırdım sizi diyince güldü
20 dakikanın sonunda odaya nefes ve ecem girdi nefes erayı görünce şaşırdı
Tahir:Erken bitmiş toplantı
Nefes:aynen kısa sürdü , ecem toplantı odasında dosyalar kalmış onları getirirmisin diyince Ecem kafasını salladı Eray eceme baktı ecem odadan çıktı nefes erayın karşısına oturdu
Nefes:siz ne zaman geldiniz
Tahir:15 20 dakika olmuştur
Nefes:Celal abi nerde
Eray:selim gıcığıyla hastane gitti dedi Ecem odaya girdi
Nefes:gıcığıyla mı noldu ya tartıştınız mı
Eray:sus sus ben onu boğarım
Tahir:azıcık trip atıyoruz diyince nefes güldü
Nefes:ecemin elindeki dosyaları imzalaman gerekiyor diyince ecem benim yanıma geldi dosyaları bana verdi eraya baktı ben dosyaları imzaladım
Nefes:Ecem annen nasıl iyi mi
Ecem:iyi olacak nefes hanım
Tahir:bişey mi oldu
Ecem:dün hastanedeydi fenalaşmış bende şirketten çıktıktan sonra öğrendim evde şuan dinleniyor
Nefes:biz duymamıştık çok geçmiş olsun
Tahir:geçmiş olsun yardım edecek bişey olursa bize haber vermen yeterli
Ecem:teşekkür ederim
Nefes:sizinde çaylarınız bitmiş çay içermisiniz
Eray:olur
Tahir:ben almayayım sabah sabah yeter
Eray:sabah mı saat 11 olmuş
Nefes:o kadar olmuş mu dedi kolundaki saate baktı
Tahir:Ecem sen iki tane çay getir bu dosyalar burda kalsın
Ecem:tamam tahir bey dedi odadan çıktı
Nefes:aa ben unutmuşum Celal abinin yeğeni ecemdi dedi kısık sesle
Eray:jeton yeni mi düştü
Nefes:hiç görmüşmüydün daha önce
Eray:bir kere görmüştüm oda fotoğraftan Celal abi göstermişti bugün ilk defa canlı gördüm
Tahir:biraz andırıyor demi Celal abiyi
Eray:haliyle biraz benziyor amcası sonuçta dedi o sırada odanın kapısı tıklatıldı odaya ecem girdi iki elindede çay vardı birini nefesin önüne koydu diğerini erayın önüne koydu erayla birbirlerine baktılar
YAZARDAN
Ecem çayları koyar erayla bakışırlar nefesle tahir farkeder seslenmezler ecem izin isteyip odadan çıkar eray nefes ve tahir biraz muhabbet eder Eray konuşurken telefonu çalar selim arıyordur
Eray:efendim der soğuk bir şekilde
Selim:Eray hala trip mi atıyorsun
Eray:sen ne zaman bana sevdiğini söylersen ben seninle eskisi gibi konuşurum buyur ne istedin
Selim:şirketin önünde bekle biz geliyoruz
Eray:iyi tamam der selimin yüzüne kapatır
Tahir:gelmişler mi
Eray:yoldalarmış geliyorlarmış ben denizi görecektim ama
Nefes:öğlen yeniden gelirsin veya başka bir yerde buluşuruz Celal abi gelmiyor ya şirkete
Eray:olabilir öğlen konuşuruz ben gideyim size kolay gelsin der vedalaşırlar Eray odadan çıkar odaya ecem girer dosyaları alır erayın araba anahtarı masanın üzerinde kalmıştır
Nefes:aa erayın anahtarı burda kalmış
Tahir:Ecem anahtarı Eray'a verebilirmisin gitmemiştir daha diyince kafasını sallar ecem anahtarı alır odadan çıkar dosyaları kendi masasına koyar hızla asansöre biner aşağı iner şirketin önünde bekliyordur ecem eray'ın yanına gider
Ecem:şey anahtarınızı unutmuşsunuz diyince Eray cebini kontrol eder ecemin elinden anahtarı alır
Eray:farketmemişim sağol
Ecem:demek ki teşekkür edebiliyormuşsunuz
Eray:anlamadım
Ecem:hiç öylesine
Eray:lafı çarpıtma dümdüz söyle
Ecem:niye laf çarpıtayım be söylüyorum işte neyse  görüşürüz der gidecekken Eray konuşur
Eray:görüşürmüyüz der gülüyordur
Ecem:ben onu lafın gereği söyledim öylesine der şirkete girer eray yol kenarında selimgili bekliyordur 10 dakika sonra selim ve Celal gelir Selim'in arabasıyla gitmişlerdir
Eray:sonunda gelebildiniz
Celal:ecemi gördün mü der buruk bir şekilde
Eray:gördüm kısa şekilde konuştum
Selim:ne konuştun
Eray:araba anahtarı yukarda kalmış onu getirdi kendisi biraz gıcıkmış gıcık gıcık konuştu gitti hiç sana çekmemiş Celal abi
Celal:tıpa tıp ben olacak değil babası değilim sonuçta
Selim:Eray ben bu yolun sonunu biliyorum ama hayırlısı der gülerek
Eray:hangi yol
Selim:sen eceme gıcık dedin demi oda sana sinir olmuştur biraz sinir olursunuz birbirinizle uğraşırsınız sonra aşık olursunuz tanıyorum ben bu yolu
Eray:oha naptın iki saniyede nikah masasına koyuyordun hem ciddi ilişki benlik değil kim olursa olsun
Celal:sen büyük konuşma kim olursa olsun der göz kırpar
Eray:hadi hadi bırakın beni siz n'aptınız daha doğrusu sen naptın Celal abi
Selim:trip geçmedi mi daha
Eray:geçmedi geçmez ,sen git Tahir'in gönlünü al
Selim:o senin kadar nazlı değil kolay o
Celal:selim al şunun gönlünü haklıda
Selim:Eray ağlama tamam seni çok seviyorum iyiki hayatımdasın oldu mu diyince erayın yüzü güler selimin yanağını öper
Eray:biliyorum iyiki varım
Selim:öpene kadar herşey iyi gidiyordu
Celal:hadi hadi bişeyler yiyelim der o sırada yanlarına güvenlik Cengiz gelir
Cengiz:abilerim benide götürün sıkıldım burdan
Celal:kaytarma kaytarma Yusuf duymasın
Cengiz:Eray abi sen eceme ne söyledin de sinirle gitti öküz diyip duruyordu diyince Celal ve Selim Eray'a bakar
Eray:öküz mü ben mi ayıp ya
Selim:ne söyledin de sinirlendirdin
Eray:bişey söylemedim aslında
Celal:o yüzden mi öküz dedi
Eray:aman neyse geçti gitti
Cengiz:Celal abi ben burdan kendimi kovdursam nolur
Celal:Yusuf'a hesap verirsin hem ecemi korumak için burdasın unutma diyince Cengiz kafasını sallar selimgil restorana gider Cengiz şirkete girer
....
eymen ve beyza Trabzon'a arabayla gelirler direk evlerine geçerler eymen eşyaları eve taşır birlikte salona gider otururlar
Beyza:oh özlemişim evimi iki aydan fazladır görmüyorduk
Eymen:bugün dinlenelim yarın kızımızın odasını ayarlayalım
Beyza:aynen bir hafta sonra bizimle olacak kızımız der karnını okşar eymende beyzanın karnını öper beyzanın yanaklarını öper
Beyza:biz acıktık babası
Eymen:ne yapayım ben prenseslerime söyleyin bakalım
Beyza:sende yoruldun sende dinlen ama sipariş verebiliriz hiç hazırlayacak halim yok hareketlerim azaldı iyice biliyorsun bide yoruldum diyince eymen telefonunu çıkarır Beyza'yla ne yiyeceklerine karar verirler eymen siparişi verir
Beyza:karnımızı doyuralım sonra yatalım dinlenelim olur mu
Eymen:olur tabi yolculuk yordu
Beyza:ne hissediyorsun bir hafta sonra doğamıza kavuşuyoruz
Eymen:heyecanlıyım çok merak ediyorum kesin annesi gibi çok güzel olacak diyince Beyza gülümser eymenin elini tutar arkasında yaslanır kafasını koltuğa yaslar eymene bakıyordur
Eymen:hamile olunca daha bir güzelleştin
Beyza:öyle mi oldum
Eymen:evet güzelliğine güzellik geldi der Beyza'nın yanaklarını okşar eymen elini Beyza'nın karnına koyar doğa anında tekme atar ikiside tekmeyi hissetmiştir yüzleri güler eymen beyzaya bakar alnını ve yanaklarını öper Beyza eymenin yanaklarını okşar eymenin dudaklarına öpücük kondurur
Beyza:akşamları burdada yürüyüş yaparız demi iyi geliyor bana
Eymen:yaparız tabi , benim iş bulmam gerekiyor ömür boyu böyle duramam
Beyza:sen üniversiteyi okudun mu
Eymen:babam zorla okutmuştu bankacılık bölümünü seçmiştim
Beyza:banka memurusun yani
Eymen:aynen ama hemen başlamam doğa hanım doğsun biraz sana destek olurum öyle başlarım der zil çalar eymen gidip kapıya bakar yemekleri gelmiştir kapıda parasını öder yemekleri alır salona gider orta sehpayı yakınlaştırır yemeklerini yerler eymen sehpayı toplar mutfağa götürür çöpe atar
Beyza:iyiki dün evi temizletmişiz hiç uğraşamazmışım temizlikle , şimdi yatalım mı
Eymen:yatalım yolculuk yordu der beyzanın elini tutar yavaş yavaş yatak odasına giderler eymen üzerini değiştirir beyzanında üzerini değiştirir yatarlar
....
İSTANBUL
Pınar ve Sebahat evdedir Sebahat Yusuf'u şirkette çalışıyor diye biliyordur Yusuf evden çıkar çalışmaya gidiyorum diye Celalin evine gider Pınar'ın haberi vardır Sebahatla ikisi evde kalır Yusuf Celalin evine gider Burhangil bahçede oturuyordur Burhan bahçedeki demir kapıyı açar Yusuf arabayla bahçeye girer arabadan iner Demir kapıyı kapatır diğerlerinin yanına gidip oturur selamlaşırlar
Yusuf:yuh ya gündüz bari içki içmeyin geceleri içiyorsunuz zaten bar neyinize yetmiyor aferin Semih sen çayla devam
Semih:gündüz içki içmem ben iyi gelmiyor
Ferdi:içiçekmisin der içkiyi gösterir
Yusuf:yok bıraktım ben diyince hepside şaşırır
Tolga:n'aptın n'aptın
Emir:gerçekten mi der şaşkınca
Yusuf:gerçekten bıraktım Semih sen çay koy bana diyince Semih kafasını sallar içeri gider diğerleri Yusuf'a bakıyordur
Burhan:sen evde hiç içmiyorsun yani
Yusuf:Pınar eve ilk geldiği andan beri evde hiç içmedim içkileri de buraya getirdim hatırlatırım der Semih gelir çayı Yusuf'a verir oturur bahçede sadece emir Yusuf Burhan Semih Ferdi ve Tolga vardır Erkan Trabzon'da kafededir Yusuf ve Eray Trabzon'dadır
Semih:bişey sorcam kendi isteğinle mi bıraktın
Yusuf:yani çokta kendim istemedim Pınar'ın katkısı çok diyince diğerleri güler
Ferdi:Pınar yola getiriyor seni
Yusuf:bana diyene bak dün barlarda eğlenip eve gece 4te gelen bendim
Burhan:ee düğün ne zaman
Yusuf:daha var bence ona benden önce İpek ve Serkan var
Emir:anneannen gelmiş
Yusuf:aynen dün akşam getirdik enseler şimdi öğleden sonra ipek ve serkan gelecek
Semih:bu akşamda gelmiyorsun yani
Burhan:babaannem gidene kadar gelemem hem eskisi gibi fazla gelemiyorum akşamları biliyorsunuz evde Pınar olunca
Tolga:biz boşuna demedik seni kaybettik diye yavaş yavaş güle güle diyorsun
Yusuf:evlensemde kaybetmezsiniz Pınar'da manyak olduğu için görüşürüz beni adamlarınla tanıştır diyip duruyor
Ferdi:eninde sonunda tanıştıracaksın biliyorsun demi sonuçta Trabzon'a gideceksin ilerde evlenecekseniz
Emir:silaha merakı var mı senin gizli odanı mutlaka görmüştür
Yusuf:silaha merakı çok şuan öğreteyim desem gelir ,ara ara giriyor gizli odaya kendi odası gibi Allahtan silahtan anlamıyor o yüzden fazla kalmıyor
Semih:sen kızıyormusun
Yusuf:kızsam ilk başta kızardım bırak girsin nasıl olsa silahları kurcalayıp sıkmaz ondan başka bir kadınıda sokmam zaten
Burhan:ah Yusuf ah sende aşık oldun ya hayatında değişiklik var mı
Yusuf:var tabi olmaz mı ,biz niye benim aşk hayatımı konuşuyoruz yok mu sizde konu
Emir:bizde aynı nolsun Celal abi ve Eray Trabzon'a gitti biliyorsun
Yusuf:eraysız sessiz buralar diyince gülerler
Burhan:yandı Celal abi ve selim
Emir:selim çok konuşturmaz onu
Semih:size göre daha sert sanki o
Yusuf:aynen o daha disiplinli güzel sohbet edersin ama mıç mıç şakaları kaldırmaz o lafı sokar geçer Celal abi öyle yetiştirdi bazen okula göndermeyip özel eğitimlere gitti istihbaratla bağlantılı olduğumuz zamanlarda oraya gitti ailesiyle arası kötü olan o vardı o yüzden Celal abi ona daha çok uğraştı herşeyden kolay vazgeçebilir bizle arkadaşlığını bitirsin bir daha dönüp bakmaz istersek ölelim üzülmez
Ferdi:yuh sizden betermiş o yüzden mi çok açık sözlü
Tolga:aynen öyle büyüdü çünkü kim olursa olsun tak söyler sadece çocuklarda susar kardeşinede tak söyler arkadaşlarına iyidir ama diğerlerini düşünmez kararlarında nettir bu zamana kadar ağladığını yada yıkıldığını görmemiştim Gamze'yle boşanma olayında bitmiş halde gördüm başkada görmedim
Ferdi:onu ayakta tutan eşimi
Burhan:bir nevi öyle bende öyle bitik göreceğimi sanmıyordum eskiden daha ciddiydi yengeyle tanıştıktan sonra bir nevi şaka yapmaya başladı boşansalar yada yengeye bişey olsa bu selimi göremeyiz ben bundan emin oldum tahirgili geçtim bizden sakladığı bir sürü şey vardır eminim
Emir:Celal abi bizede teklik sunmuştu küçükken Selim'le birlikte gidin diye biz gitmedik salaklık yaptık sadece o gitti
Yasin nerelerde
Semih:ben sizin aranızdaki bağlantıyı anlamadım Yasin polis olan değil mi
Yusuf:aynen Yasin bir ay istihbarattaydı selim gittiğinde tanışmışlar üniversiteyi İstanbul'da okudu boş vakitlerinde buraya geldi bize faydaları oldu tabi Celal abide torpille komiser yaptı kendisi istemesede Celal abinin ısrarına dayanamadı
Tolga:Yusuf aşk nasıl bişey anlatsana seni aşık olarakta görelim
Yusuf:ben aşkı anlatmayı değil yaşamayı tercih ediyorum
Emir:Laflara bak laflara
Ferdi:bişey sorcam aklımda kaldı bu soru selim borç verebilir mi biraz disiplinli birisi anlattığınıza göre
Yusuf:verir heralde hiç istemedik
Emir:belli olmaz ona acaba verir mi merak ettim der gülerler
Tolga:bir tarafım verir diyor bir tarafım vermez diyor
Semih:size verir ya sonuçta arkadaşlarısınız size karşı bir sorunu yok
Yusuf:bize verirse sizede verir ayrım yapmaz
Emir:ilk defa keşke fakir olsaydım dedim denerdik acaba yengeye mi sorsak
Tolga:ona zaten verir versinde bir zahmet karısı sonuçta
Yusuf:maalesef zenginiz isteyemiyoruz ilerde görürüz heralde der o sırada telefonu çalar tahir arıyordur açar hoparlöre alır
Yusuf:alo tahir
Tahir:Yusuf bey nasılsınız
Yusuf:iyiyim oturuyorum bizimkilerin yanında siz nasılsınız
Tahir:iyi şirketteyim malum sen aramıyorsun unuttun buraları ben arayayım dedim sen o evden çıkmıyorsun buraları kim beğenir
Emir:eskisi gibi buraya gelmiyor Yusuf gündüzleri uğruyor
Yusuf:çok özlediysen sen gel
Tolga:Yusuf tahire sorsana
Tahir:neyi
Yusuf:bizim aklımıza soru takıldı selim sence borç verir mi biliyorsun gıcıklığı tutunca herşeyi yapar
Tahir:yuh ya bu nasıl soru sizin benden daha iyi bilmeniz gerekiyor verir tabi hatta geri almaz sende kalsın der ara ara gıcık olsada cimri değil hiç borç almadım ama bunu düşünmeniz saçma
Emir:haklı galiba
Burhan:vallahi para isteyesim geldi tepkisini merak ettim
Tahir:iste hem görmüş olursunuz utanın utanın
Tolga:sus be kardeşim demesini biliyorsun bileceksin tabi
Tahir:çocukluktan beri beraber demesini biliyorsunuz demek ki tanıyamamışsınız diyince susarlar tahir güler
Semih:güzel laf soktu böyle susarsınız diyince Burhan ve Emir Semih'e vurur
Tahir:tamam tamam daha fazla rezil olmayın siz şimdi gidin bir bardak soğuk su için sonra konuşuruz bende toplantıya gircem
Yusuf:iyi hadi görüşürüz
Tahir:görüşürüz der kapatır
Ferdi:şuan aşırı keyiflendim ne güzel sustunuz
Emir:sus lan şuan sinirim bozuldu
Tolga:hadi gidelim sinir atalım der hepside ayağa kalkar evin içine doğru yürürken emir tolganın omzuna atlar
Emir:oha Tolga ayı öyle atlanır mı
Tolga:bişey olmaz hadi azıcık hızlı git diyince Emir durur Tolga emirin kafasını ısırır diğerleri gülüyordur
Emir:ah kafam in lan aşağı vampir
Yusuf:çocukmusunuz büyüyün artık
Burhan:bizim ruhumuz çocuk
Semih:çocukluğunuz nasıl Allah bilir
Yusuf:sanırım biraz yaramazdık Celal abi çoğu zaman sokakta topluyordu bir gün karakolda bir gün barda yada başka bir yerde arabayla da çok kaza yaptık adam sürekli sanayiye gidiyordu 15 yaşlarında yada daha küçükken diyince gülerler
Tolga:bizi askere gönderende oydu yinede sabretti evladı yerine koydu
Burhan:benim aklıma bir fikir geldi bir gün Celal abi için bir sofra mı hazırlasak selimi erkanı ve yasinide çağırırız isterse tahirde gelir
Yusuf:güzelde bu sofrayı kim hazırlayacak burda her türlü yemeği bilen yok restorandanda getirtmeyiz
Semih:aslında birisi var
Tolga:Pınar var
Yusuf:hadi lan uzak durun sevgilimden hizmetçi mi o
Ferdi:Estağfirullah bizim için değil Celal abi için yemek yapıcak sadece
Yusuf:sizde onu böyle kandırırsınız zaten
Semih:çağırsak gelip yemek yapar mı
Yusuf:yapar hayır diyemediği için size kanar sevgilime bulaşmayın gerekirse kendiniz yapın
Emir: bölüyorum ama Tolga üstümden insen mi
Tolga:iyiyim ben böyle diyince Semih ikisinide vurur gülerek silah eğitimlerine çalıştıkları odaya giderler
2 SAAT SONRA
nefes ve tahir şirkette çalışıyordur ikiside toplantıdan yeni çıkmıştır nefesin şirket telefonu çalar açar
Cengiz:nefes hanım
Nefes:efendim Cengiz
Cengiz:ipek hanım ve Serkan bey geldiler
Nefes:yukarı gelsinler Cengiz
Cengiz:tamamdır nefes hanım diyip kapatır tahir nefese bakıyordur
Nefes:İpek ve Serkan gelmiş
Tahir:yemeğe ineriz eraygili arayalım onlarda görsün denizi
Nefes:olur der odanın kapısı tıklatılır odaya ecem girer
Ecem:nefes hanım tahir bey biz yemeğe inebilirmiyiz
Tahir:inebilirsiniz diyince Ecem kafasını sallar
Nefes:ecem annen için yapabileceğimiz bişey varsa bize söyleyebilirsin
Ecem:çok teşekkür ederim nefes hanım der odaya eray girer eceme çarpar
Ecem:yuh ezseydin
Eray:kapıda durursan öyle olur ya gir ya çık
Ecem:seslenebilirsin
Eray:bir dakika bir dakika sen bana sabah bana öküz demişsin anahtarı verdikten sonra içeri girdiğinde
Ecem:evet haklıymışım hatta tekrar diyorum öküzsün önüne bak burası şirket
Eray:gıcıklar hep beni bulur zaten sende yolun ortasında durma böyle sorun çıkmaz
Tahir:bölüyorum ama şirketin ortasında tartışmasanız mı
Ecem:ben en iyisi gideyim
Eray:bencede diyince ecem gözlerini devirir gider eray odaya girer
Nefes:sen nasıl çıktın ya
Eray:aradan sıvıştım geldim der tahirin karşısına sandalyeye oturur
Tahir:güzel kız değil mi diyince nefes güler erayın karşısına oturur
Eray:kim
Nefes:ecem
Eray:ben anlıyorum sizin imalarınızı hiç öyle bişey yok Allah sahibine bağışlasın der odanın kapısı tıklatılır ipek ve serkan odaya girer
Nefes:hoşgeldiniz
İpek-Serkan:hoşbulduk
Tahir:yaramazlık kutusu nerde
Serkan:fatih aldı onu çalışanların yanında , Eray sen buralara gelirmiydin
Eray:bende şaşkınım ama geliyormuşum
Nefes:oturun ayakta kaldınız
İpek:biz gidelim nefes hanım, denize yemek yedirmeye çalıştım ama inat etti yemedi der elindeki küçük çantayı nefese uzatır nefes çantayı alır denizin eşyaları vardır yedek kıyafet ince battaniye suyu bezi
Nefes çantanın içine bakar kenarıya koyar ayaküstü biraz sohbet ederler ipek ve Serkan gider kapı açıktır odaya deniz gider paytak paytak yürür
Eray:e bu çok küçük der şaşkınca
Tahir:sen ne bekliyordun iki yaşına girecek
Eray:selimin bahsettiği Deniz bu mu
Nefes:aynen
Eray:tokat yedim yedi yaramaz dedi saçmalayın bu çocuk nasıl yaramazlık yapsın daha küçücük diyince tahir ve nefes güler
Tahir:sen öyle san evi nasıl karıştırıyor bir görsen dolapları döker içeri girer
Nefes:mutfaktaki yağı yere halıya döker televizyon ünitesine çıkar kitap karalar kağıt yırtar güzel tokat atar ipeğin gözüne kalem attı gözünü çıkarıyordu, Eray şaşkınca denize bakar
Eray:bismillahirrahmanirrahim der yutkunarak , denizi kucaklar kucağına oturtur
Eray:bu saydıklarını sen yapıyor olamazsın
Deniz:abi der heyecanla ellerini çırpar
Eray:e bu konuşuyor diyince nefes ve tahir kahkaha atar nefes ve tahir gülünce denizde heyecanla güler
Tahir:sen robot gibi bişey mi bekliyordun
Eray:ben nerdeyse 20 senedir bebek görmedim ciddi anlamda unutmuşum, ha bu arada selim ve Celal abi aşağıda bizi bekliyor yemeğe gidicez diyince tahir ve nefes bilgisayarlarını kapatır masalarını toplarlar aşağı inerler deniz erayın omuzlarında oturuyordur Eray denizi tutuyordur düşmemesi için selim ve Celal arabaya yaslanmış tahirgili bekliyordur
Selim:oh sonunda bian umudu kesmiştik
Eray:ben söylemeyi unutmuşum diyince selim denizin saçlarını asılır
Selim:yaramazlık kutusu naber kız der denizin yanaklarını sıkıştırır denizi kucaklar deniz selimin kafasına vurur
Selim:deniz bana gelince niye tokat atıyorsun
Celal:hakettin sana az bile
Nefes:sürekli tokat yiyor alışmıştır
Tahir:vur kızım vur az bile buna saçlarını asıl
Selim:he sabah ki konuyu unutmamış
Tahir:unutmam 'iyi huyu vardır mutlaka' der selimin taklidini yaparak
Deniz:mama ditti (gitti)
Celal:çocuk haklı yemeğe haydi
Nefes:geçen sene şirketle gittiğimiz restorana gidelim orası çok güzel
Tahir:olur hem görmüş olurlar
Celal:deniz bizim arabayla gelsin azıcık sevelim
Nefes:olur tabide durdurabilirmisiniz
Celal:ben bunları bile büyüttüysem deniz zaten kolay der selimi ve Eray'i gösterir
Eray:ayıp ya uslu çocuktum
Celal:aynen o yüzden sürekli okuldan kaçıyordun yada yusufgille kavga ediyordunuz diyince Eray susar gülerler nefes ve tahir tahirin arabasına biner deniz tahirin arabasına bakıyor
Deniz:baba anne ditti baba del
Celal denizi kucaklar öper Eray şöför koltuğuna geçer selim erayın yanındaki koltuğa oturur Celal denizle arkaya oturur deniz merakla arabayı inceliyordur yola çıkarlar
Deniz:abi cee der elleriyle yüzünü kapatır parmaklarının arasından güldüğü gözüküyordur Celal denizi öper deniz kaşlarını çatar
Deniz:abi cıs
Celal:ne abi cıs sus kız der denizi kucağına yatırır yanaklarını öpmeye başlar bir yandan denizi gıdıklıyordur deniz gülüyordur Eray aynadan denize bakar geri yola bakar
Deniz gülmekten kızarmıştır öksürmeye başlar Celal denizi gıdıklamayı bırakır
Celal:selim bu çok tatlı sen nasıl ayrılıyorsun bundan
Selim:bazen zor oluyor ama zorda olsa ayrılmak zorunda kalıyorum
Eray:ikizler kaç yaşında
Selim:10 yaşındalar onlarda böyle çok tatlılar
Celal:bakalım seninki nasıl olacak cinsiyeti ne olacak
Selim:hayırlısı olsun erkekte olsa kızda olsa ikizler gibi olur terbiyesiz olmaz
Eray:ona ne şüphe kafasını kırarsın
Selim:hatası olursa onuda yaparım
Deniz celalin kucağında oturur iki koltuğun arasına kafasını sokar aradan geçmeye çalışıyordur
Celal:deniz dur kız
Selim:araya sıkışıp kalacaksın gel buraya der denizi kucaklar kucağına oturtur deniz Selim'e döner saçlarını asılır
Selim:ya senin bana düşmanlığın ne der denizin kollarını tutar
Eray:çocukların öne oturması yasak biliyorsun değil mi
Selim:biliyorum gideceğimiz yer uzak değil bişey olmaz der denizin kollarını bırakır deniz Selim'e tokatı yapıştır
Deniz:abi der gülerek
Eray:biz bunu İstanbul'a götürelim
Selim:babası verirse alırsın anca ara ara gelince görürsünüz der denizi öper eray ani fren yapar deniz düşecekken selim tutar deniz korkuyla ağlamaya başlar
Selim:yuh Eray öyle fren mi yapılır
Eray:ya napiyim tahir bianda fren yaptı
Deniz ağlayarak eraya vurur Celal ve selim güler
Eray:özür dilerim deniz hanım
Selim denizi oyalar denizin kafası dağılır kısa sürede restorana gelirler arabadan inerler restorana giderler öğlen yemeği yerler nefes denizede çorba içirir biraz sohbet ederler ortalama 2 saat sonra kalkarlar arabaların yanına giderler
Selim:tahir sizin şirkette işiniz çok mu
Tahir:biraz daha işimiz vardı ama ikizleri okuldan alıcaz o yüzden bugün kaldı yarın devam ederiz
Selim:şöyle yapalım beraber şirkete geçelim siz işlerinizi halledin ben nasıl olsa gamzeyi ve selini alıcam Gamze'yi almışken ikizleride alırım bize gelirler iş çıkışı alırsınız
Nefes:yok ya Gamze yorgundur şimdi ikizler daha fazla yorar onu
Selim:ikizleri tanımasam inanıcam Selin'le oynar onlar Gamze'de bırakmaz zaten ipekgilin gittiğini öğrense hadi hadi şirkete geçelim eraygilin araba orda kaldı zaten
....
şirketin önüne gelirler ayaküstü biraz sohbet ederler eraygil denizi sever nefes ve tahir vedalaşırlar denizle birlikte şirkete girerler
Eray:sen okula mı
Selim:aynen siz napıcaksınız
Celal:bizde gelelim
Selim:okula mı
Celal:evet ordan sonrada havaalanına geçeriz
Selim:iyi peki
Kendi arabalarına geçerler ilk gamze ve ikizlerin okuluna gelirler Gamze ve ikizler bahçede bekliyorlardır selimgil arabadan iner Gamze Celal ve erayı görünce şaşırır
Erva:aa celal abi gelmiş hoşgeldin
Esra:hoşgeldin Celal abi
Celal:hoşbuldum prenseslerim boyunuz uzamış biraz
Erva:gerçekten mi uzamış mı kısa kalcam diye çok korkmuştum der sevinçle zıplar diğerleri güler
Esra:bu abi kim
Selim:benim arkadaşım beraber büyüdük demiştim ya onlardan birisi
Erva:ismin ne
Eray:Eray
Esra:aha 1 kişiyi daha tanıdım sizden kaç tane var bunları yazmam gerekiyor yoksa unuturum
Selim:Esra sakin ben sonra yazdırırım sana der esra heyecanla kafasını sallar
Gamze:arada kaynadı gitti hoşgeldiniz
Celal-Eray:hoşbulduk
Erva:annem babam niye gelmedi
Selim:onların şirkette işi varmış bize geliyorsunuz
Eray:selim bunlar aynılar siz nasıl biliyorsunuz der ikizleri gösterir
Erva:kolyelerimiz var Selin bilemiyor diye isimli kolyemizi taktık isimlerimiz yazıyor der kolyesini gösterir daha fazla durmazlar selinin okuluna geçerler her zaman ki gibi Melisa Buğra Efe ve Selin bahçededir hepside telefon bakıyorlardır selingilin yanına giderler Efe celali görünce şaşırır
Efe:oha Celal abi diyince Celal abi hariç diğerleri şaşırır Buğra ve Melisa anlamamıştır
Celal:baya büyümüşsün
Efe:biraz büyüdümde sen buralara gelirmiydin
Celal:ara ara geliyordum bugün buraya da geleyim dedim
Efe:iyi yapmışsın uzun süredir görmemiştim hala İstanbul'da yaşıyorsun demi
Celal:aynen iyi oralar ,annengil nasıl
Efe:iyiler onlarda annem aynı evde babam şirkette
Celal:daha bırakmadı mı
Efe:bırakmadı daha çalışacakmış
Celal:yazın tekrar Amerika'ya gidecekmisiniz
Efe:bir kaç senedir gitmedik annemgile belli olmaz yaz tatilinde gidilir tekrar kurs açarmısın
Celal:sanmıyorum yaşlandık artık sürekli gelip gidemem
Efe:sen mi yaşlandın bizden daha enerjiksin
Celal:sende az değilsin ben duyuyorum arada hala araştırmaya devam ediyormuşsun
Efe:seviyorum araştırmayı sende öyle demiştin zaten araştırmaktan vazgeçme ilerde mesleğin için iyi olur demiştin
Celal:unutmamışsın
Efe:unutmamda seni görmeyi beklemiyordum beni unutmuşsundur diye düşünmüştüm
Celal:bende okula seni görmek için gelmiştim unutmadım herkesi unutsam senle arkadaşını unutamam az yormadınız beni arkadaşın nerelerde
Efe:bilmem görüşmedim onlar mardine gitmiş 2 senedir orda yaşıyorlardı nişanlanmış
Celal:Birsen seninle yaşıt değil mi nasıl nişanlanmış
Efe:onu bilmiyorum törelerden dolayıdır belki 18 inde evlenecekmiş annem söyledi
Celal:birsen karşı çıkmadı mı acaba daha küçük ne evliliği
Efe:mutlaka çıkmıştır da ailesi dinlememiştir inatlardı zaten birsende sessiz sakin biriydi kabul etmiş
Celal:üzüldüm kıza çok iyi kızdı umarım karşısına iyi birisi çıkmıştır
Efe:inşaAllahta ailesi ters biraz sende biliyorsun, ailesi telefonunu elinden almış bir süre vermeyeceklermiş liseyi dondurmuş
Celal:o kız o aileyi hiç haketmiyor umarım gerçekten mutlu olur o aileden kurtulur
Efe:umarım kurtulur
Celal:seneye son sonra üniversite hayatı başlıyor var mı istediğin şehir
Efe:aynen son bir sene İstanbul da okumak isterdim tabi puanlarım tutarsa
Celal:tutar tutar İstanbul'a gelirsen daha sık görüşürüz
Efe:bize uğrayamazsın demi annemgilde görmüş olurdu
Celal:burdan sonra havaalanına geçicez başka zamana artık sen çok selam söyle onlara kardeşinide öp benim yerime
Efe:aleyküm selam tabi öperim , biz gidelim siz selini almaya geldiniz daha fazla tutmayalım
Celal:sen neyse gideceksin şöför gelmemiş
Efe:ben sabah söylemiştim gelme diye yürüyerek gidicem diyince Celal kafasını sallar buğragil vedalaşır giderler
Eray:bu neydi şimdi
Selim:celal abi sanırım bize anlatman gerekenler var
Celal:yoo , ee selin naber
Eray:kardeşin Selin bu mu
Selim:aynen
Eray:selin Allah sana sabır versin abinle işin zor bu ilerde seni kimseye vermez bide inat ve gıcık adamı sinir eder bu
Selin:olsun ben yinede çok seviyorum abimi ilerde neler yapar bilemem ama şuan durduk yerede gıcıklık yapmıyor tam tersi destekliyor
Selim:aldın mı cevabını
Celal:hadi Eray biz gidelim havaalanına
Selim:olmaz seninle konuşacaklarımız var gidemezsin
Celal:ne konuşucaz der anlamayarak
Selim:sen biliyorsun ne konuşucağımızı
Celal:başka zaman konuşuruz geç kalıcaz
Erva:hemen mi gideceksiniz
Celal:başka zaman tekrar görüşürüz prensesim
Esra:selim abi göstermiyor ki sizi evinizi bile söylemiyor
Eray:söylese gelcen mi
Esra:tabiki evet şimdi orda bir sürü silah bomba vardır ne güzel
Selim:Esra sen kime çektin anneninde babanında silaha merakı yok ayrıca zevksiz şeyler
Esra:sana çekmişim o zaman zevksizse sen niye mafya oldun sende mi zevksizsin
Eray:bu güzeldi
Gamze:erva sen ne düşünüyorsun
Erva:ben hiç uğraşamamam yorulum üşenirim en önemlisi sürekli uyuyamam o yüzden kalsın hem ben korkarım silahtan
Esra:ama ben korkmam beni çağırırsanız gelirim seve seve adamda döverim , ayy silah var sizde ne güzel der Celal ve Erayın silahını gösterir
Selin:Esra senin oyuncaklarla oynaman gerekmiyor mu ne silahı
Esra:bebekmiyim ben onunla deniz oynasın ben büyüdüm artık celal abi silahını verirmisin
Celal:vermem tabiki tehlikeli
Esra:Eray abi sen verirmisin
Eray:bende veremem
Esra:siz vermezseniz bende selim abimin arabadaki silahını alırım yerinide biliyorum der gidecekken selim tutar
Selim:gidip almayacaksın herhalde
Esra:alıcaktım
Selim:sen benim silahı nereye koyduğumu nerden biliyorsun
Esra-Gamze-Selin:koltuğun altında gizli bölme var oraya koyuyorsun derler aynı anda
Celal:yanında taşımazsan bulurlar
Selim:çocuklar var o yüzden yanımda taşımıyorum
....
Celal ve Eray selimgille vedalaşır havaalanına geçerler selimgil eve geçer selin ve ikizler salonda oturuyorlardır Gamze yatak odasına gidip üzerini değiştirir mutfağa gider yiyecek bişeyler hazırlayacaktır başı döner tezgaha tutunur o sırada mutfağa selim gelir gamze gözlerini kapatır selim gamzeyi tutar
Selim:gamze iyimisin der gamze kendinde olmadığı için cevap vermez eliyle sandalyeye tutunmaya çalışır selim Gamze'yi sandalyeye oturtur Gamze'nin önüne çöker ellerini tutar
Selim:gamze korkutma beni iyimisin
Gamze bir kaç dakika sonra toplanır
Selim:iyimisin
Gamze:iyiyim başım döndü sadece okulda Celal abigil varken çok az dönüyordu çok konuşamadım
Selim:söyleseydin ya ayakta durmazdık şimdi iyisin demi
Gamze:iyiyim merak etme
selim:merak ederim ben der gamzenin ellerini öper
Gamze:benim canım çilek çekti kırmızı kırmızı tatlı tatlı
Selim:sen aşeriyorsun demi der gülümseyerek
Gamze:sanırım evet ama çok utanıyorum
Selim:o niye
Gamze:bilmem ben hiç böyle hayal etmemiştim hamile olmak yada aşermek çok güzel duyguymuş  bu ilk aşermemdi devamı gelecektir 1 ay 1 buçuk ay boyunca aşerme olabilirmiş isterken utanıyorum nedense geceleri de aşerme olurmuş arada sırada nefes dedi ben seni uyandıramam ki gecenin bir vaktinde bir yere göndermek tuhaf olur seninde uykun bölünür
Selim:böyle düşünme bence sen bana ne aşerdiğini istediğini söylemezsen ben üzülürüm utanılacak bişey yok normal bişey kaç ay sürerse sürsün başım gözüm üstüne,gece saat kaç olursa olsun beni uyandıracaksın söz mü ben senin çocuğumuzun iyiliğini istiyorum bulmuşsun böyle fırsat süründür beni diyince Gamze güler
Gamze:süründürürüm haberin olsun
Selim:elinden geleni ardına koyma sen söz ver önce gece uyandıracağına
Gamze:söz veriyorum gece aşerirsem seni uyandırıcam
Selim:ben çileği alıp geleyim var mı istediğin başka bişey diyince Gamze Selim'e sarılır Selim'de Gamze'ye sarılır
Gamze:hep yanımızda olman başkada bişey istemiyorum
Selim:Allah izin verirse hep yanınızdayım hem ben sizi nereye bırakıp gidicem ailem var burda
Gamze:senin arkadaşlarına bakıyorum (eraygil) bide sana bakıyorum tanıdığım kadarıyla insanlıkları iyi ama yaptıkları meslek çok kötü bide sana bakıyorum o mesleği bırakmışsın arada görüşüyorsun ki bu çok normal seni kandırmalarından korkuyorum yine eski mesleğine dönmenden korkuyorum şimdi silah taşıyorsun ama yanında değil arabada oluyor onlar gibi ara ara aradan kaybolmuyorsun en önemlisi seni onlardan ayıran güzel kalbin var
Selim:geri başlamam o mesleğe hem ben Büşra anneme söz verdim (Gamze'nin annesi) geri başlamayıp kızını mutlu edeceğini söyledim eraygil ne kadar konuşursa konuşsun geri başlamam onlarda biliyor sadece dalga geçiyorlar senin bu konuda tedirgin olmanı istemiyorum
Gamze:gerçekten anneme söz mü verdin
Selim:verdim tabiki başka şeylerde söyledim ama o bende kalsın senin annense benimde annem yaşasaydı eminim çok iyi anlaşırdık ne olursa olsun kızı benim için çok değerli
Gamze:yaşasaydı aynı şeyleri düşünürmüydün
Selim:düşünürdüm sen belli ki annene çekmişsin çok temiz bir kalbin var anlattığına göre annende öyleymiş yaşasaydı babanın kardeşinin eline bırakmazdım bizimle yaşardı hem senin gözünün önünde olurdu der gamzenin gözleri dolmuştur
Gamze:keşke yaşasaydı benim çok güzel planlarım vardı seni onunla tanıştırmak isterdim evlendiğimizi görsün isterdim ama olmadı
Selim:bende onunla yüz yüze tanışmak isterdim ama nasip değilmiş bunları üzülmen için söylemediğimi biliyorsun demi
Gamze:biliyorum üzülmedim zaten aksine mutlu oldum annemi bu kadar benimsediğini görünce der selimin yanaklarını öper Selim'de Gamze'yi öper ayağa kalkar
Selim:ben çileği alıp geleyim sen iyi değilsen Selin'i çağır yapsın
Gamze:iyiyim iyiyim kendim hallederim sen açmısın
Selim:senin elinden ne olsa yerim toksam bile hazırlarsan yerim diyince Gamze kafasını sallar selim kısa sürede evden çıkar
....
Tahir çalışıyordur nefes denizle ilgileniyordur üçüde odadır deniz tahirin yanına gider
Deniz:baba der kollarını tahire uzatır tahir gülümseyerek denizi kucaklar öper
Tahir:babacım söyle kızım
Deniz tahirin eline öpücük kondurmaya çalışır yeni yeni alışıyordur tahir denizin saçlarını öper yanaklarını öper
Tahir:babacım sen nasıl güzel bebeksin öyle eminim ablalarında senin gibi çok güzel bebeklerdi
Nefes:öyleydiler çok tatlılardı ikiside benim kucağımdan inmezdi
Tahir:anneleri olduğunu hissetmişler demek ki
Nefes:ben nasıl bir anneyim
Tahir:anlatmaya kalksam eksik kalır ama özetle dünyanın en güzel en merhametli annesin çocukları için herşeyi yapabilen anne kelimesi güzelleştiren ve özelleştiren tek kadınsın der nefesin yanına koltuğa oturur kucağında deniz vardır deniz tahirin kucağından iner kapının yanına gider boyu yetişmediği için kapıyı açamaz tahir güler kapıyı açar çalışanların oraya götürür Fatih'e emanet eder geri nefesin yanına gider kapıyı kapatır nefesin yanına oturur
Nefes:başıma gelen en güzel şeysin sen benim her dakika aklına nasıl geliyor bu sözler
Tahir:aklımdan çıkmıyor ki seni görünce yenileri geliyor söyleyemediğim çok güzel şeyler var anlatsam büyüsü bozulacak sanki sana bakınca gözlerim doluyor benim neden dersen güzelliğin çok etkiliyor beni , yıllarca seni izlesem yine yetmez sana doyum olmaz sen harika bişeysin ama harika kelimesi bile hafif kalır sarhoş olmam için içmeme gerek yok sana bakınca ben sarhoş oluyorum zaten
Nefes:aşk sarhoşu
Tahir:aşk sarhoşu değil nefes etkisi diyince nefes gülümser tahire sarılır tahirde sıkı sıkı nefese sarılır kafasını nefesin boynuna gömer
Nefes:seni ne kadar çok seviyorum desemde az kalır
Tahir:ben hissediyorum senin bana olan sevgini diyince nefes tahirden ayrılır tahir nefesin dudaklarına öpücük kondurur ayrılacakken nefes karşılık verir nefessiz kalınca ayrılırlar
Nefes:seni çok seviyorum tahirim
Tahir:seni çok seviyorum güzelim
Nefes:bence biz işimizin başına dönelim yoksa kaytarıcaz
Tahir:bence kaytarabiliriz der nefese yaklaşır
Nefes:sonra bırakmam ama haberin olsun
Tahir:bana uyar diyince nefes gülümser tahirin dudaklarını öpecekken tahirin telefonu çalar ikiside gözlerini açar
Tahir:hay be-demeden nefes eliyle tahirin ağzını kapatır
Nefes:ayıp tahirim ayıp hadi kim arıyor bak der elini çeker tahir telefonunu çıkarır bir numara arıyordur açar kulağına tutar
Tahir:alo
X:nasılsın
Tahir:siz kimsiniz
X:.......
yorum ve vote atarsanız sevinirim💛

HOŞGELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN
ALLAH TUTTUĞUMUZ ORUÇLARI ETTİĞİMİZ DUALARI KABUL ETSİN❤️

MUTLULUK SEBEBİMSİN /neftah 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin