__________
"Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı..."
_____________
Gözlerim ve zihnim sonunda açılmıştı. Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Gözüme vuran güneş gözlerimi acıtıyordu. Gözlerimi tamamen açtıktan sonra karşımda duran namjoon ve Jin vardı.
Gözlerimi açtığımı görünce ikiside şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. namjoon yanıma koştu bi andanda jin'e doktor çağırmasını söylemişti. Namjoon'un meraklı gözleri gözlerimdeydi.
"İyi misin jimin!" Cevap veremicek kadar kendimi yorgun hissediyordum. Sadece kafamı salladım. "Uyanmicaksın diye çok korktuk" hiç birşey demedim. Kendimi
Zorlayarak sordum, "yoongi nerde?"Namjoon sustu. Gözlerindeki üzüntüyü hayal kırıklığını görüyordum. Başını usulca eydi. Anlamaz bir şeklide kaşlarımı çattım. "Namnamjoon soru sordum cevap ver!" Sesim biraz yüksek çıkmıştı. Ona bir şey mi olmuştu? Niue bana cevap vermiyordu?
"Şuan sırası değil jimin." Dedi ve ayaklandı. Tam o sıra doktor olduğunu düşündüğüm beyaz önlüklü bir adam girdi içeri. Doktor namjoon'a kaş göz işaret ederek dışarı çıkmasını istemişti. Namjoon da hemen çıktı.
Doktor bana yaklaştı ve gözlerime ışık tuttu. "Nasıl hissediyorsun jimin?"
"Yorgun" dedim. Gözlerindeki ışığı indirdikten sonra serumla bişiler yaptı. "Ben ne zamandan beri böyleyim?""3 gündür yatıyorsun arada uyanıyor gibi oluyordun ama uyanmıyordun" duyduklarım karşısında şok olurken yatakta doğrulmaya çalıştım fakat bileğimde hissettiğim soğukluk yüzünden hızla bileğime baktım.
Gözlerim açıla bildiği kadar açıldı. Bileğimde kelepçe vardı ve yatağa bağlıydı. "Bu ne böyle!?" Diye bağırdım doktora. Doktor yanıma geldi ve omzumu okşadı "sakin olum lütfen daha tam iyileşmediniz." Kolumu çekiştirmeye başladım gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı bile.
"Ya ben niye kelepçeliyim!" Bağırmaya devam ediyordum. "Sakinleşirseniz anlatırım." Ne olduğunu az çok Tahmin ediyordum. Sadece hıçkırarak ağladım ve sakinleşmeye çalıştım. "En son neler olduğunu hatırlıyor musunuz?" Doktorun dediği şeyle düşündüm. Evet hatırlıyordum. Maalesef hatırlıyordum.
Kwang'ın kafasını yarmıştım. Daha çok ağlamaya başladım. "Lütfen çıkın ve bana arkadaşlarımı çağırın" diyebildim
Doktor kafasını evet anlamında sallayarak odadan çıktı.5'ide odama girdi hepsi iyi görünüyordu.
"Son kez sorucam. Yoongi nerde?" Dedim soğuk bir sesle. Uzun süre sessizlik olmuştu ama Jin bu sessizliği bozdu "gitti." Nereye gitmişti? "Nereye?" Dedim titrek bir sesle. "Bilmiyorum ama artık burda olmicakmış ve seni koruma görevi bitmiş. Artık burada değil" duyduklarımla kaskatı kesilmiştim. Ne yani beni terk mi etmişti?Gözlerimdeki yaşlar firar etmeye başladı yanaklarıma. Kendime boğuluyor gibi hissetmeye başladım. onun olmadığı düşüncesi beni boğuyordu. Hıçkırarak derin nefesler almaya çalışıyordum ama boğazıma bir şey tıkanmış gibiydi. "hayır gitmez o! Bırakmaz beni!" Öyle bağırmıştım ki artık ses tellerim acıyordu. Daha fazla konuşamadım. Sadece acı içinde ağlarken hıçkırıyordum.
"Çıkın odadan yanlız bırakın beni!"
Onun gitmesine izin mi vermişlerdi? Benim ne kadar acı çekiceğimi bile bile hemde. Hepsi gözyaşlarını tutmaya çalışıyorlardı ve odadan çıktılar. Etrafına baktığında yanında olan masanın üstünde telefonumu gördüm ve hemen telefonumu aldım. Gözyaşlarım telefonumun ekranına akarken Yoongi ile olan konuşmalarımıza girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
agante///yoonmin
Romancejimin piskopat ailesinden kaçıp güvenli ve mutlu bir lise son hayatı yaşıyordu ya da öyle sanıyordu? jimin hissediyordu biri onu gözetliyordu...