Yine bizimkilerin zoruyla okula gelmiştim. Benim hakkımda konuşmaları ne kadar göz ardı ettim bilmiyorum. Asla okula gelicek enerjim yoktu ders bile dinleyemiyordum.Şimdi ise dersin tam ortasındaydık. Aniden kapı çalınca herkes bakışlarını kapıya çevirdi. Kapı açılınca yoongi'yi görmeyi beklemiyordum. Kapıyı açar açmaz direkt gözlerini gözlerimle buluşturmuştu.
"Ne vardı oğlum?" Hoca yoongi'ye anlamsız bakışlar atarken de sormayı ihmal etmiyordu. "Hocam ben Park Jimin'i alcam" yoongi hocaya bakarak konuşmuştu. Herkesin gözü beni bulunca utanmadan edemedim. "İstemiyorum gelmicem."
"Geliceksin." Dedi iddialı bir sesle. "Oğlum hadi kimi alıyorsan al git dersimi bölmeyin bi ya!" Hoca kızınca utana sıkıla ayağı kalktım ve başım eğik bir şekilde sınıftan çıktım.
"Ne var?" Onu tersleyerek konuşmam biraz hoşuna gitmişti sanırım çünkü dudağının kenarı kıvrılmıştı. "Gel benimle" sözünü bitirir bitirmez daha benim cevabımı beklemden elimden tutarak okuldan çıkardı.
Okulun önünde duran arabasına ilk beni sonrada kendisi bindi. "Nereye gidiyoruz?" Dedim ona Bakarak ama o bana cevap verme gereği duymamıştı. Onun yerine arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.
En fazla 10 dakikalık süren yolculuğumuz bir cafe nin önünde durmuştu. Arabadan inip etrafa baktım burayı duymuştum yeni açılmıştı ve fazla konforluydu. "Gel hadi" diyerek ilerledi bende onu takip ettim. Cafe ye girdiğimiz de cam kenarındaki masaya oturduk.
O menüye bakarken ben ise kollarımı birleştirmiş somurtuyordum.
"Ne içersin?"
" Hiç bişi!"
"Aç degil misin?"
"Beni düşünmek için geç kaldın"
"Peki sana bir böğürtlenli içecek alalım ben sadece su alıcam"
Cevap vermedim ona hâlâ sinirliydim ve bakışlarımda ona olan sinirimi göstermeyi ihmal etmiyordum. Garson çağırıp siparişleri etti. Çok uzun sürmeden içeceklerimiz gelmişti.
"Sanırım sana her şeyi anlatmalıyım jimin."
"Anlatma dinlemek istemiyorum yoongi."
"Abin beni tehdit etti" dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi açtım
"NE? Ne tehditi?"
"Eğer seni bırakmazsam sana zarar vereceğini söyledi."
"İyide neden?" Diye sordum
"Bizim yakın olduğumuzu öğrenmiş"
"Bunları bana anlatabilirdin"
"Anlatamadım ayrıca anlatsam ne yazardı?"
"Yinede senden nefret ediyorum."
"O kelimeyi bir daha bana kullanma!" Diye bağırdı herkes bize bakmıştı
"Asıl sen bana bağırma!"
"Gelmiş burda sana burda adam akıllı her şeyi anlatmaya çalışıyorum ama senin yaptığına bak!"
"Benim yaşadıklarımı küçümseyemezsin"
"Herşeye ağlayamazsın" dedi.
Sinirle ayağı kalktım ve yanağıma gelen göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Masadaki içinde böğürtlenli içecek olan bardağı alıp üstüne tek bir hamlede döktüm. "Az bile" diyerek oradan çıktım. Gözlerindeki o siniri görmek ne kadar hoşuma gitsede biraz korkmuştum.
_____________
Bölüm sonu
Biraz kısa oldu ama olsun be
ŞİMDİ OKUDUĞUN
agante///yoonmin
عاطفيةjimin piskopat ailesinden kaçıp güvenli ve mutlu bir lise son hayatı yaşıyordu ya da öyle sanıyordu? jimin hissediyordu biri onu gözetliyordu...