6.0

55 3 1
                                    

Göz yaşlarımla ıslanan dizlerimi umursamadan ağlamaya devam ettim. Ona başka bir numaradan anonim olarak yazma fikri tamamen bir aptalıktı. Anonim olarak yazdığım kişiyi umursaması kalbimi derinden bir şekilde parçalamıştı ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Sokak lambasının titrek ışığında kaldırımın kenarında oturmuş kendi ellerimle mahvettiğim hayatıma bakıyordum.

Aptalın tekiydim ve bir boku düzeltemiyordum.

Üzerime düşen gölge ve bir çift siyah spor ayakkabı bakış açıma girdi. Gözlerimi kırpıştırıp kafamı kaldırdığımda çoktan burnuma dolan kokusundan o olduğunu anlamıştım.

İlk defa yüzünü gizlemeden yanıma gelmişti ama kafası örtülüydü. Yaşlar gözlerimden hızlıca süzülmeye devam ederken hareket edecek gücü kendimde bulamadım.

O ise daha önceden yaptığının aksine dizlerinin üzerine çökerek büyük kollarını bana sardı. Ağlamam daha da şiddetlenirken kollarımı boynuna sardım.

"Ağlama lütfen."

"Özür dilerim. Özür dilerim gerçekten."

"Şşş.."

Beni iyice kendine yasladığında yüzümü boynuna yasladım. Bundan hoşlanmış gibi derin bir nefes çekti içine ve kollarını sıkılaştırdı.

"Anlamayacağımı sanman beni üzdü, Miyu."

Tekrar adımı dudaklarından duymak beni titretse de kaskatı kesilmiştim. Gerçekten anonim olarak ona yazdığımı anlamamıştı değil mi?

"Neyi?"

Geri çekilip sahte bir kızgınlıkla bana baktı ve dişlerini göstererek gülümsedi. Gülümsemesi, tekrardan midemde ki kelebeklerin yuvalarını kaybetmiş gibi etrafa çarpa çarpa kanat çırpmalarına sebep olmuştu.

"Beni kandırmaya çalışma, Miyu."

Utançla kafamı eğdiğimde tekrar duyamayacağımı düşündüğüm gülüşü kulaklarımda çınladı. İstemsizce gülümserken buldum kendimi.

Ellerinden birini çeneme koyup ona bakmamı sağladı ve grilerini bana sergiledi. İlk defa gözlerinde gördüğüm sevgi şelasesi gözlerimin sulanmasını sağlarken kirpiklerimi kırpıştırdım.

"Ne zaman anladın?" dedim burnumu çektikten sonra.

Hırkasının kol kısmını avuç içine çekip gülümsedi ve yavaşça burnumu sildi. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken o ise normal bir şey yapmış gibi tekrardan elini yanağıma yerleştirdi.

"Yazmaya başladıktan hemen sonra."

Yüzündeki hınzır sırıtma kaşlarımın çatılmasına sebep olurken kollarımı ondan çekip önümde birleştirdim ve alt dudağımı büzdüm.

"Beni oyuna getirdin yani?"

"Hmhm.."

"Oysa ki senden özür dileyecektim."

"Dilemene gerek yok, küçüğüm." Yavaşça yüzlerimizi yakınlaştırdığında çoktan yüzümde ki sahte öfke yok olmuştu. "Ben seni her zaman affederim. Yeter ki bana gel. Ruhum sensiz çok acı çekiyor."

Cümleleri kalbimi derinden sarsarken gülümseyerek kirpiklerimin altından ona baktım. Bu hoşuna gitmiş olacak ki, mehlül mehlül suratıma bakarak iç çekti. Sürekli böyle iç çekmesi bana değerli hissettirirken küçük ellerimden birini yüzüne koydum ve yavaşça okşadım.

Gözlerini yumup dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi yavaşça, yutkunduktan sonra gözlerini tekrar açtığında grilerinde ki ateş yavaş yavaş beni de yakmıştı. Uzanıp usulca onu öptüm ve yıllardır bu anı bekliyormuş gibi beni daha çok kendine hapsederek öpüşüme karşılık verdi.

Gözlerimden yuvarlanan yaşlara engel olamadım ve dudaklarımın mutlulukla kıvrılmasına izin verdim. Bu onunda dudaklarının kıvrılmasını sağladı. Yavaş yavaş birbirimizi özlemle öperken elimi saçlarına çıkardım ve güzel saçlarını kapüşonundan kurtardım.

"Küçüğüm.." dedi dudaklarımızı nefessizlikten ayırdığımızda. "Sadece benim küçüğümsün."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

i need u | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin