6

137 62 2
                                    

6. BÖLÜM SİZLERLE. İYİ OKUMALAR.

BÖLÜM MÜZİĞİ MEDİA'DA. İYİ DİNLEMELER.

Bu gün yine Los Angeles'tan kurtulmak için araba arıyorduk çünkü Los Angeles'in büyüyen hava kirliliği bizide etkiliyordu. Los Angeles'in büyük ormanlarından birine kamp kurmuş ve henüz bir tane aylak görmüştük, bu bizim için gayet iyi bir şeydi. Kamp kurduğumuz orman çok büyük bir yerdi ve kaybolmamak için her zaman birlikte yürüyüşe çıkıyorduk. Bütün bu kuralları hepimiz birleşip yapıyorduk ama bu kez kuralı çiğnemek zorundaydım çünkü gelen araba sesi ormanda biryerlerde arabanın olduğunu belli ediyordu üstelik çalışıyordu. Çadırımdan dışarı çıktığımda herkes uyuyordu ve benim tek başıma gitmem gerekiyordu sanırım. Araba sesi gittikçe yaklaşıyor ve beni endişelendiriyordu. Araba artık o kadar yaklaşmıştıki görebiliyordum artık. Sonra araba durdu ve içinden doktor inmişti.

Doktor:

- Araba bulmak pekte zor olmadı ha!

Dedi ve gülümsedi. Teker teker herkes uyanıyordu ve arabayı görünce sevinçten ağlıyacaklardı çünkü Los Angeles'in şu andaki hali sandığınız kadar güzel değildi.

Ron:

- Sonunda yürümeyeceğiz yani. Bu mükemmel bir şey!

Ron'un derdi tahmin edeceğiniz gibi yürümekten kurtulmaktı. Şimdi tek bir sorunumuz vardı o arabaya hepimiz sığabilecekmiydik?

Nick:

- Doktor, bu arabaya hepimiz sığabilecekmiyiz.

Doktor:

-Evet, evet sığacaksınız.

Claire:

-Hey! Sende geliyorsun doktor.

Doktor:

-Çocuklar, bundan sonraki hayat artık sizin. Dünyayı ya siz kurtaracaksınız yada hayatta kalıp yolunuza devam edeceksiniz. 53 yaşına gelmiş bir adamdan dünyayı kurtarmasını bekleyemezsiniz ki. Hadi, daha fazla beklemeyin. Daha sonra tekrar görüşeceğiz.

Diyerek konuşmasını bitirdi. Herkes ağlıyor ve doktor'a sarılıyordu. Sonra doktor çadırına girdi ve bizde çok zor olmasına rağmen arabaya bindik. Ve yola koyulduk fakat gaza basarken bile üzülüyordum...

New York'a ne kadar doktordan arılmak istemesekte gelmiştik. Arabanın benzini yavaş yavaş bitiyordu, yolda 3 benzin kutusunuda doldurmuştuk ve artık benzinimiz kalmamıştı. Kendimizi korumamız için sadece bıçakları vardı, sanırım silahçıya gitmek zorundaydık çünkü burası aylak doluydu. İlk önce bir kamp yeri seçmeliydik. Ben, Ron ve Ed kamp yeri için arabadan inmiştik. Kamp yerimizin şehirden çok uzak olmayan bir ormanın içinde olmasını tercih ettik, en azından şimdilik idare edebilirdik. Aylaklardan korunmak için etrafına kesici zincirlerle ördük ve arabadakileri kamp'a götürdük. Şimdi ise şehre gidip silah alma vakti gelmişti. Ben, Ron, Ed ve Gleen silahçıya gitmek için şimdiden yola çıkmıştık.

Gleen:

-Ben önceden New York'ta yaşıyordum ve emin olmasam bile silahçının nerede olduğunu biliyorum.

Ed:

-Nick aylak öldürebileceğimden emin değilim.

Nick:

-Öndeki aylak senindir o zaman.

Ed:

-Owgh! Bu aylaklar ne kadar çirkin oluyorlarmış.

Ed aylağı tekmeledikten sonra kafasına bıçağı sokmuştu.

Nick:

-Bak gördün mü? Hiçde zor değilmiş.

Ron:

-Peki! Öyleyse beni izleyin.

Tam kulağına öyle bir tokat atmıştı ki aylak bile ne yapacağını unutmuştu. Sonra yere düşürdü ve kafasına çok sert bir tekme attı. Bu da bir şey miydi? Sonra ölmüş olan aylak'ı ayağının kenarıyla sol tarafa itti.

Gleen'de dayanamayıp;

Gleen:

-İzleyin ve görün.

Gleen uzakta olan bir aylak'ı gözüne kestirdiği gibi elinde olan bıçağı tam kafasına fırlattı üstelik başarılı oldu. Sanırım aramızdaki en iyi nişancı Gleen'di. Önümüze çıkan bütün aylakları öldürmüştük. Silahçı'nın önüne geldiğimizde içeriye Ron ve ben girdik. Gleen'e özel bir sniper, Ed için özel bir kılıç, Ron'a pompalı tüfek ve ben kendime küçüklükten beri hayranı olduğum crossbow'u ve yerde bulduğum cowboy şapkasını aldım, diğerlerine kağıda yazdıkları silahları aldık. Kamp'a doğru giderken hepimizin eli silah doluydu, karşımıza çıkan aylak sürüsünü ısırılmaktan zor kurtulmuş olsakta halletmiştik. Yakaladığım tavşanı kamp'a götürüyorduk, açlıktan ilk yakaladığımız şeyi yiyecek haldeydik. Artık hayatta kalma zamanı gelmişti ve artık kural yoktu, doktorun dediklerini asla unutmayacaktım. Gerçek hayat şimdi başlıyordu.

THE CALAMITYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin