14. BÖLÜM SİZLERLE. İYİ OKUMALAR.
Kaldığımız binada yankılanan kan sesleri bizi daha çok korkutuyordu.
Claire:
-Buraya girmekle doğru bir şey yaptığımıza emin misiniz?!
Nick:
-Hayır. İyi bir şey yapmadık.
Luke:
-Daha çok hata gibi sanırım.
Nick:
-Des'i gördünüz mü?
Ron:
-O dışarıda bekleyeceğini söyledi.
Sonra üst kattan gelen aylak sesleri en azından burada insan olmadığına işaretti.
Noah:
-Oh! Şimdide aylaklar!
Nick:
-Ne olursa olsun yukarıda olan silahlar bundan sonra çok işimize yarayacak.
Sessiz adımlarla merdivenlerden yukarıya çıkyorduk. Bütün odaları teker teker yaşayan varmı diye kontrol ediyorduk, hepsini kontrol ettikten sonra son olarak lider odası vardı.
Nick:
-Lider'in ismi Destiny mi?
Ron:
-Yazana göre öyle.
Destiny o zehirli buluttan nasıl kurtulmuştu? Kapıyı açtığımızda içerisinin boş olduğunu gördük. Herkes içeriye bakarken arkamızdan birisi konuştu.
?:
-Ölmeye hazır mısınız gençler?!
Destiny mi? İnanamıyorum! Bize silah dayamış ve öldürecekti.
Nick:
-Hey, hey, hey. Sakin ol De...
Destiny:
-Çeneni kapat Nick!
Claire:
-Ama nasıl olur? Sen zehirli buluttan nasıl kurtuldun?
Destiny:
-Kurtulmadım! Bir grup tarafından kurtarıldım fakat biraz önce hepsini teker teker öldürdüm. Şimdi sizede aynısını yapacağım ve asla kur...
Sözünü bile bitiremeden Des arkasından tam kafasına kılıcı yapıştırmıştı.
Des:
-Sanırım bu olay çok uzamıştı ha?!
Herşey çok iyidi fakat buralarda bir yerlerde hala aylaklar ve silahlar vardı. Destiny'nin ceplerine bakarken bir not buldum;
Nick:
-Terastalar!
Claire:
-Neyler?
Nick:
-Silahlar! Hepsi üst katta! Destiny silahların olduğu odanın kilidine kadar yazmış!
Claire:
-Mükemmel!
Nick:
-Pekte değil. Destiny bizim buraya geldiğimizi duyduktan sonra odayı 1 saat sonra patlatma kararı almış ve bizim yukarıya çıkıp kodu girmek için sadece 12 dakikamız var!
Ron:
-Silahları terastan içeride silah sakladıklarını bilelim diye yaptılar!
Yukarıya önümüze çıkan aylakları bıçaklayarak çıkıyorduk. Terasa çıkmak için özel bir kapı var ve o kapınında şifresi vardı.
Nick:
-Notta böyle bir şifre göremiyorum!
Küçük koridorda bir yandan arkamızdan gelen iğrenç aylakları öldürmeye çalışıyor bir yandanda kapının şifresini bulmaya çalışıyorduk derken notta bulduğum XXXXXXX harflerinin DESTINY'yle aynı sayıda harf olduğunu gördüm ve telefondan D harfinin E harfinin S harfinin T harfinin I harfinin N harfinin ve Y harfinin olduğu sayıları buldum, ortaya 3378469 sayıları çıktı. Becky'nin ne kadar özel hırsız aletlerini denemesine rağmen kapı açılmayınca;
Nick:
-3378469 sayılarını dene! Hemen!
Sayılar doğruydu ve kapı açıldı, içeriye girdiğimiz gibi kapıyı sıkıca kapamıştık.
Nick:
-Tamam. Şimdi sila...
Gördüğümüz şey silah kapısının açık ve silahların her yere dağılmış olmasıydı.
Ron:
-Bunlar patlamamış!
Saate baktığımdaysa süre çoktan geçmişti.
Nick:
-Herkes silahları büyük çantanın içine atsın!
Fakat nasıl olabilirdi?! Hala anlam veremiyordum. Silahların olduğu kapısı açık küçük odanın arkasında olan nota baktığımdaysa şöyle yazıyordu;
Sevgili Nick ve Arkadaşlarım,
Sizi biraz önce aşağıda ne kadar öldürmeye kalkmış olsamda siz beni öldürdünüz ve biliyorum ben hata yaptım, fakat ben zaten ölüydüm zehirli gaz beni günden güne öldürüyordu. Ee ne yapalım yaşama sırası sizde bundan sonra hiç kimseye bir faydam olmayacak madem size faydam olsun dedim ve silahları size hediye olarak dışarıya çıkarıp patlama süresini kapattım. Umarım bundan sonra mükemmel bir yaşantınız olur, hepinizi öyle çok seviyorum, siz benim dünyadaki en iyi arkadaşlarım oldunuz. Hepinize mükemmel bir hayat diliyorum. Tanrı sizi korusun!
Nick:
-Destiny'nin bu iyilikleri bize yapacağını tahmin bile edemezdim!
Şehirden geçen 2 tane yarış arabasının sesiydi sonra yankılanan. Dışından kanlar süzülen 2 yarış arabası!
ARA
BU BÖLÜMDEN SONRA KİTABA KISA BİR SÜRE ARA VERECEĞİM. BUNDAN SONRA Kİ BÖLÜMLERİ DAHA UZUN YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM. İYİ GÜNLER ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE CALAMITY
AdventureYayılan XLV Virüs'ü ve bir yandanda hava kirliliğinin artması dünyayı çok büyük bir şekilde etkilemişti fakat bunların hiçbirine hala bir çözüm bulunamamıştı. Virüs insanları Zombi'ye dönüştürüyordu fakat isimleri Aylak'dı ve bizde böyle diyorduk. A...