21- ALİ

946 82 20
                                    

Bölümü düzenlemedim, iyi okumalar ❤️❤️

İnsanlar; asla güvenmemiz gereken, yaratılışı gereği içinde saf kötülükler ve iyilikler barındıran bir varlıktı. Ama zor durumda kalınca hepimizi kendi çıkarlarımızı düşünürdük. Artık bunu anlamıştım.. Kendime gelecek olursam.. Eğer durumu kötü birisi görsem vicdanıma söz geçiremez, ona yardım etme eğiliminde bulunurdum. Ben küçükken annem ve babam tarafından gerçekten sevilerek büyütülmüştüm. Bana değer verdiklerini fazlasıyla hissettirmişler, daima yanımda olmuşlardı. Onlar; kendi iyiliklerini, içinde taşıdıkları güzel duyguları ve daha nice görüşlerini bana miras bırakmışlardı.

Fakat öğrendiğim başka bir şey ise hayatın pembe dizilerde olduğu gibi işlememesiydi. Bunu çok acı bir yoldan tatmıştım. İşin ironik yanı ise bunu öyle bir zamanda yaşamıştımki kafam allak bullak olmuştu. Bana kendisinin acı çektiğini ve ihanete uğradığını söylemişti. O adama bir sürü küfürler etmiş ve aşağılamaktan gocunmamıştı. Zaten haklıydı ama sorun bu değildi.

Sorun, kendisinin de o adama benziyor oluşuydu.

Önceden internette bir söz görmüştüm. "İnsan her zaman nefret ettiği kişiye dönüşür," diye. Ne kadar da doğru bir tespit yapmışlardı.

Evrim... onun nefreti o kadar büyümüştüki zamanla nasıl bir insana dönüştüğünü fark etmemişti bile. Zoruma giden ise hala bunu inatla görmek istememesiydi.

Sorun değildi. İstesemde ona karşı intikam isteğiyle dolup taşmıyor ya da öfkelenemiyordum. Tek hissettiğim koca bir hayal kırıklığıydı. Ama zaten güzel bir geleceğimiz olmayacaktı. Neden bu kadar umutlanmıştım bende bilmiyordum.

Peki şimdi ne olacaktı? Onun yanında bundan sonra duramazdım. Fakat gitmekte istemiyordum. Çünkü düşününce bunların hepsini kendi kardeşinin güvenliği için yapmıştı. Ben olsam yapar mıydım? Muhtemelen.

.

.

.

Elimde tuttuğum tütünü içime çekerken gözlerimi kapattım. Bugün fazlasıyla sakin geçmişti. Aybars ve Orhan hiç uğramamıştı. Sabahtan akşama kadar evin içinde kilitli bir şekilde oturmuştum. Aylardır yaptığım gibi.

Dakikalar önce Ali elinde bir kaç poşetle gelmişti. Zannımca alışveriş yapmıştı. Zira evin dolabı bomboştu ve bende doğal olarak acıkıyordum. O çocuğu görünce aklımda olan planımı gözden geçirdim. Bunu kaç defa yaptığımı hatırlamıyordum bile ama fazlasıyla tedirgindim. Eğer istemediğim bir şekilde tepki verirse işler dahada sarpa sarardı.

"Evet anne, bugün eve uğramıyacağım."

Telefonu kulağı ile omzunun arasına kıstırmış poşetin içini boşaltıyordu. Bende tam arkasındaki sandalyeye oturmuş tütünümü içiyordum. Masadaki küllüğe uzanıp önüme çektim. "Merak etme sen, arkadaşlarda kalıyorum.."

canhıraşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin