End

611 38 50
                                    

𓄇

Threesome ⚠︎
_____

2 hafta...

Yani 14 gün boyunca deltadan kaçmıştım. Gitme ihtimali olan, onu görebileceğim her yerden uzak durmuştum. Kurduma suç atıyordu ama bence o kurdumdan daha çok aklımı karıştırıyordu. O gün söylediklerimden sonra kaşlarının çatıldığını görmüş cevabını beklemeden çıkmıştım. Sinirlendirmiş miydik yine? Neyse ki peşimden gelmemişti ama akşam mesaj atmıştı.

'Seni öldürmeyeceğim.'

Bazen kendimi onun akışına bırakmak istesem de sonuçlarını düşününce her şey tekrar tepetaklak oluyordu. İnsanların düşüncelerini önemsemezdim ancak belli bir düzeyde. Bu konuda kesin bir güvencem yok. Kendimi öylece bırakamam.

Deltanın başta yaptıklarını düşününce ikimiz için aklıma başka son gelmiyordu. Şimdi neden öldürmeyeceğim diyor? Bu okula beni bulmak için mi geldi yoksa tesadüfi olarak mı karşılaştık? Bilmiyorum. Seul'de olmadığı söylemişti. Sebebini bilmediğimden bir tek benim için gelmiş olması ihtimalini düşünebiliyordum. Saklanıyor falan değildim. Yaşadığını bile bilmiyordum sonuçta. Sadece ailemin isteğiyle Seul'de okumak daha avantajlı gelmişti.

Ailem...

Ailem olayların ne kadarını doğru biliyor? Benden gerçekten bir şeyler saklıyorlar mı? Onlara bunu yakıştırmak istemiyorum. Ailem sözde benim için her zaman iyi olanı ister. Peki ben? Ben gerçekten kendim için iyi olanı seçmek istiyor muyum?

Tek başıma hiçbir sorumun cevabını alamıyorum. Bunları konuşabileceğim biri de yok. Sıkışmış kalmış gibi hissediyorum.

Yelkovanın 12'yi bulmasıyla profesör dersi bitirmiş, sınıftan çıkmıştı. Dersin başından beri tek kelime bile dinleyememiştim. Başımı elime yaslayıp boş boş tahtayı izlemiştim. Dersin nasıl geçtiğini bile anlamamıştım. Sınıf toparlanırken oturmaya devam ediyordum. Diğer ders başlamak üzereydi ve sınıfa gitmem gerekiyordu ama derse girmek istemiyorum.

"Öğrencilerin dikkatine! feromon sensörlerinde yaşanan teknik arıza sebebiyle tüm öğrencilerimize izin verilmiştir."

Tam da derse girmek istemediğim anda gerçekten mi?

Yok olmak istiyorum!

Hani olmadı bir şey?

Yüzyılda bir gelen dilek hakkımı dersi iptal ettirmekte mi kullandım gerçekten? Şansımı sikeyim ama. Bilseydim daha farklı bir şey isterdim. Neyse bir dahaki sefere...

Sınıf boşalıp gürültü azalınca fark ettim ki eve de gitmek istemiyorum. Okulda zaman zaman böyle arızalar ya da bakım günleri olurdu. Özel bir şey değildi. Çoğunda eve giderdim. Okulun bu izni vermesini epey mantıklı buluyordum. Sonuçta kimse feromon yayan binlerce öğrenciyle uğraşmak istemezdi. Dersler iptal edilir, isteyen kalabilirdi. Spor öğrencileri antrenmana kalırdı. Eh dersler iptal edilmişken okulda yapılacak en ideal aktivite... Nitekim benim için de öyle.

Ani bir kararla yerimden kalkıp sınıftan çıktım. Koridora çıkar çıkmaz burnumu sızlatan feromon kokusuyla sınıfa doğru çekildim. Şaka mı bu? Feromon saldırısına mı uğruyorum bu ne?

Doğru ya sensörler çalışmıyordu...

Tüm öğrenciler kokarca gibi kokusunu salmıştı resmen. Sınıftan çıkmak için kendi feromonlarımı serbest bıraktım. Etrafımda yeterince feromon oluşunca koridora çıktım. Yine de kendimi tehlikeye atmamak için hızlı hızlı yürüyüp salona indim.

Çalışmaya başlamadan heyecanlanmıştım çünkü bir şekilde kafamdan atmam gereken çok fazla şey vardı. Bir süredir ertelediğim için kendime kızmıştım bile.

Vain⋅tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin