Sıradan bir okul başlayış günü. Gene sıkıcı, yine gereksiz aynı yüzler. Okul bahçesine açılan üstü telli, 2 ince duvar arasında olan okul giriş kapısını geçtiğim de matematik hocası kalın, siyah kaşlarını çatarak direkt sınıflara geçmemizi söyledi. Dersliklere geçiş o kadar uzun sürmüştü ki etrafa bakınmaya zamanım olmuştu. Sonunda kapıya ulaştım. Sıra yoktu, sadece engeller vardı, servis araçları ve ailesinden ayrılmak istemeyen çocuklar gibi. Kapı bi tuhaf gözüküyordu önü ince tozlar, kumlar ve çakıllar ile kaplıydı. Gözüme sağ taraftaki kendi yaşıtım 2 çocuk ilişti, ikisininde üstünde lacivert kazak ve altında kahverengi pantolon vardı biri ağlıyor, kusuyor diğeri de ona teselli veriyordu. Öğretmen zili çalmıştı bu yüzden hemen içeri girdim, ne olduğunu anlayamamıştım. Ayağım bir taşa takıldı ve tökezledim, üstüm tamamen toz olmuştu. Önümde birkaç tane kız vardı onları takip ediyordum çünkü burayı bilmiyordum. Her zamanki okul gibi değildi. Sınıflar nereye gitmişti, neden ölüm sessizliği vardı? Etrafta kızlardan başka birisi daha vardı ve çok hızlı davranıyordu, göremiyordum. Küçük kızlar da fark etmiş olucak ki pire yavruları gibi dağıldılar. Ben de aynı şekilde koşabildiğim kadar uzağa koşuyordum, önüme kapı görevini yapan mavi naylon parçası beliriverdi. Içeri geçtiğimde daha demin birlikte kaçtığım kızlar vardı. Evet, tuhaf biliyorum. Kafamı toparlarken içlerinden en atılganı, siyah saçlarını iki yandan at kuyruğu yapmış olanı yanıma geldi. "Biz sol taraftaki sınıflara bakacağız sen de sağ taraftaki sınıflara bak eğer bir şey bulursan gene buraya gel" dedi.
Kendimden küçük birinden emir almak pek hoşuma gitmesede kabul ettim çünkü bu nutubetli kokuyu daha fazla solumak istemiyordum. Olduğumuz yerden büyük bir patırtı ve bu patırtının arkasından çığlık koptu. Bu beni kendime getirmişti. Merdivenlere doğru koştum ve ellerimi korumalıklara yerleştirerek aşağıya doğru hızlıca kaymağa başladım. Bazı korumalıklar kopuktu, elim boşluğa gittikçe korkuyordum. Kaçıncı katta olduğumu bile bilmiyordum sadece bu garip yerden çıkmak istiyordum. Korumalıkların sonuna gelmiştim ki yere çok fena düştüğümü hatırlıyorum. Gözümü açtığımda karşımda kızıl saçlı, cılız, 20'li yaşlarında biri vardı. üstümde okul formam yerine rahat bi eşofman takımı vardı. Benim paniklediğimi anladı ve direkt açıklama yapma gereği duydu.Sınıfın karşısındaki merdivenlerden düştün, yaşıyor musun diye bakmaya gittiğimde çok kan kaybediyordun. "Sana yardım etmek istemiştim" dedi.
Söylediği her kelime beynimin içinde yankılanıyordu, hâlâ bu yaşadıklarımın rüya olmasını istiyordum.
○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○
Ewt, ilk bölümü nasıl buldunuz?
Umarım sıkılmamışsınızdır.
Yeni bölüm için beklemede kalın :)