Kanlı parmaklarım arasından kayan kalemi daha sıkı kavrarken göz kapaklarıma biraz daha dayanmaları için yalvarıyordum. Kağıdı ıslayan göz yaşlarım kana karışırken hıçkırıklarımı dört duvar arasına savurdum.
-"Bana hep katran derdin, fakat gerçek ka...
"İnsan, anladığı ve anlaşıldığı insanla çiçek açar.."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazı anlar olur ya hani insani duygularımıza yenik düşerek utanç duygusuyla bütünleşiriz. Yüzümüze hücum eden kanı hisseder, kızardığımızdan emin oluruz. Sanırım bahsettiğim o bazı anların bir tanesinin tam ortasındayım. Utancımı gölgelemek adına söylemek istediğim tonlarca şey vardı fakat ağzımı açacak cesaretim yoktu. Bu halimden keyif alan karşımdaki beden oturduğumuz banka öyle yayılmıştı ki dışarıdan yatıyor gibi göründüğüne emindim. Yutkunarak yanan dudaklarımı ıslattım dilimle. Sadece benim zorlandığım ve onun bu rezilliğimle keyif aldığı anı bir şeyler söyleyip hemen bozmalıydım fakat kafam çalışmıyordu. Boğazımı temizleyerek konuşmak için araladığım dudaklarımı sessizliği baltayan telefon melodisiyle geri kapattım. Hızla elimi cebime atarak telefonumu cebimden çıkarttım. Fakat çalan telefonun bana ait olmadığını görünce kafamı kaldırarak cebinden çıkarttığı telefonu kulağına götüren bedene verdim dikkatimi. Konuşmadan sadece karşı tarafın söylediklerini dinlerken kaşları çatıldı ve derin bir iç çekti.
-"Tamam, Özgür'ü de ara geliyorum ben."
Merakla dudaklarım bükülürken kapattığı telefonu cebine yerleştirişini seyrettim. Az önceki keyifli halinden eser kalmadığı o kadar belliydi ki yüzünden. Banktan kalkarak üstünü düzelttikten sonra gözlerimizi birleştirdi.
-"Artık gideyim ben, sende işine dön."
Bende onun gibi ayaklanarak az önce ki utançtan bedenimi tamamıyla soyutladım.
-"Kötü bir şey mi oldu?"
-"Yok, kötü bir şey yok."
Asık yüzü her ne kadar kötü bir şeyler olduğunu anlatsa da söylediği yalana uyum sağlamak adına başımı salladım. Eğilip banktaki tepsiyi elime alarak kantini işaret ettim.