Önceki bölüm 20 oy olmadı ama ben yine de bölüm yazacağım khdksdhkw
Medya: Enyhpen- Go Big or Go Home
-dinleyinnnnnnnn, boşa mı koyuyoruz👀Görsel*Rin
•
Bizi birkaç gün dinlenmeye bıraktılar. Kendi halimizde gezdik tozduk. Spor yaptık. Yemek yedik. Uyuduk...
Yine yatakhanede boş boş otururken Ego TV'den konuşmaya başladı.
“Günaydın işlenmemiş elmaslar. Artık dinlendiniz diye düşünüyorum.”
Bizi boş bıraktılar dedik de, o da 2 gün. Bana 1 yıl olsa yine toparlanamazdım hacı.
Eee Ego sadede gel dedim içimden. Yine bir şey olacaktı kesin. Ego bu dev ekrandan konuşunca hep bir bokluk oluyordu nedense.
“Artık üst bir seviyeye geçiyoruz. Yarım saat sonra ortak salona gelin. Diğer bloktakilerle tanışma zamanınız geldi. ” dedi ve ekran şaak diye kapandı.
Ben demiştim ama değil mi? Bir bokluk çıkacak diye. Kokuyu önceden alıyordum ben.
“Sanırım daha zorlu bir mücadele bizi bekliyor.” dedi Isagi bize bakarak. Diğerleri de ona katıldı.
Bense o sıra Rin’i düşünüyordum. Çocuk çok ünlüydü ama ben daha görememiştim. Duyduğuma göre çok ultra lüks futbol oynuyordu. Merak etmek elde değildi ki.
Ego’nun bize verdiği süre dolmaya yakın ortak salona doğru gittik.
Herkes buradaydı olum şakasız. Mülteci kampına dönmüş anasını.
Benim gözler Rin’i arıyordu. Üzerinde ki formada isminin yazıyor olması lazım.
Niko’yu bile gördüm ama Rin’i görememiştim.
Zaten bu kalabalıkta zordu biraz.
“Neye bakıyorsun Sakura?” diye sordu Bachira. O da benim baktığım yere bakmaya başladı.
“Hiiiççç. Öyle kim var kim yok diye bakıyorum.” dedim sırıtarak.
“Bence hiç öyle bir halin yok. Hadi hadi söyle kime bakıyosun?” dedi ısrarla. Bu çocuktan kurtuluş yoktu anlaşılan.
“Off tamam be! Şu Rin midir Yin midir ona bakıyordum.” dedim somurtarak. Hıhh!
“Benden kaçar mı? Ben demiştim birilerine bakıyorsun diye. Hahaha!” diyerek gülmeye başladı. Benim yüzümün asıldığını görünce,
“Ben daha önceden görmüştüm Rin-Chan’i. Sana göstereyim.”
O da benim gibi etrafa bakmaya başladı. Bir süre sonra heyecanla zıplamaya başladı. Çok dikkat çekiyorduk ya.
“Bak bak! İşte orada. Şu çocuk!”
“Elinle gösterme len!” dedim ve eline bir tane vurdum.
Gösterdiği yere baktığımda bizim çok meşhur Rin’i gördüm.
Şimdi yakışıklı çocuktu. Hakkını yemeyelim ama rakiptik be.
Ben kendi kafamda düşünürken Rin de bize doğru bakmaya başladı. Olum bir çocuk hiç mi gülümsemez be? Hem yüzü asık bunun.
Bize baktığında ben de ona bakıyordum. Göz göze geldik. Ben de sanki ona bakmıyormuşum gibi yaptım. Rezil de olduk iyi mi ? Havaya bakarak Bachira’ya döndüm.
“Bachira bugün hava çok güzel değil mi? Baksana Güneş ’e pırıl pırıl parlıyor.” dedim.
Bachira da ne oluyor dermişçesine bana bakıyordu. Kapalı bir oda da Güneş vardı demi Sakura? Aynen.
Göz ucuyla Rine’e baktığımda halen buraya bakıyordu. Bachira ’nın kolundan tuttum ve “Hadi gidelim etrafı gezelim.” dedim gülerek ama gülüyormuş gibi yapıyordum.
Biraz kör bir noktaya gittim. Buradan Rin bizi göremezdi. Derin bir nefes aldım.
“Ne oluyor Sakura?” diye sordu Bachira merakla.
“Ya şu Rin bize bakıyordu. Yüzündeki duyguyu çözemedim de neyse. O yüzden tırstım biraz. Ben bunun bakışlarından korktum yalnız. Futbolu fena oynuyordur bu. Off nerelere düştüm ben? Ego salsaydı beni, evimde miss gibi yatıyor olacaktım.” diyip yere çöktüm. Keko tarzı oturuyordum yerde.
“Evet iyi oynuyor hem de bayağı ama biz de iyiyiz bunu unutma.” dedi omzuma vurarak.
O sırada ekrandan Ego konuşmaya başladı.
“Eveeett elmaslar! Şimdi sizi çok farklı bir programa sokacağız. Kendinizi daha çok geliştireceksiniz. Öncelikle şu kapıdan girmeniz gerekiyor.” dedi ve ekran heer zamanki gibi kapandı.
Kapı da kapıydı yalnız. Kapkaranlık gözüküyordu olum.
Rin hiç düşünmeden kapıdan içeriye girdi. Cesaretli, bak bunu sevdim.
Bizim takımın olduğu yere gittim.
“Eee hadi biz de girelim!” dedim. “Rin girdiyse biz de girebiliriz.” diyerek ekledim.
Ben kapıdan ikinci giren oldum. Karanlık bir yere ilerliyordu sonra aydınlık bir odaya açıldı.
Bir kale vardı ve kalenin önünde robot tarzı bir kaleci.
Sonra odanın bir yerinden kapı açıldı ve top geldi. Yanda erkranda süre sayıyordu. Bir de puan tablosu vardu.
Ha anladımm. Süre dolmadan kaleye gol atacaktım. Ee bunu dedem de yapar dedim seslice.
Gelen topları kaleye gönderiyordum. Bir süre sonra hareketli bir şekilde bir o yana bir bu yana doğru gitmeye başladı robot kalaeci. Biraz zordu ama yine attım topları.
Puanı tamamlamıştım süre de bitmek üzereydi zaten.
Kapı açıldı. Oradan ilerlemeye devam ettim.
Bir odaya açıldı. Birkaç kişi bekliyordu. Rin de gelmişti.
O sırada Isagi ve Bachira’yı görmüştüm. Hemen onların yanına gittim. Beni görünce sevinmişlerdi.
“Ee şimdi ne yapacağız?” diye sordum.
“Dört kişilik takım olmamız gerekiyormuş.” dedi Isagi de.
Üç kişiydik bir kişi daha lazımdı bize. Bu sırada Rin ve yanında ki üç kişi diğer kapıdan girdiler.
“Kunigami ve Chigiri ’den birisini bekleyelim o zaman.” dedim. O sırada yanımıza beyaz kafa yani Nagi gelmişti.
“Ben de sizinle oynamak istiyorum.” dedi. Arkasına baktığımda Reo’nun gözlerinde çok büyük bir öfke görmüştüm.
Açıkcası Nagi ile oynamak istiyordum. Isagi ve Bachira’ya baktığımda ise onlar da onay vermişti.
“Hadi o zaman. Gidelim!” dedim ve kapıdan girdik.
Büyük bir sahaya açılıyordu. Karşıda da Rin ve ekibi vardı.
“Birbirinizle maç yapacaksınız ve kazanan takım, kaybeden takımdan istediği bir kişiyi alabilecek.”dedi Ego.
Şimdi gel de Rin’ i yen. Ancak rüyamda... Rüyada bile yenemeye bilirdim emin değilim.
Bu bölümün de sonuna geldik.
Rin’i yensin mi Sakura??? khcskkdh
Vote ve yorum atmayı unutmayınnn🐣🍀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakura's -Blue Lock☆
Fiksi PenggemarBlue Lock projesine bir kız katılmış olsaydı neler olurdu sizce? Sakura'nın hikayesini okumaya var mısınız?