İyi okumalarrrr 💜
................
Dün eve geldiğim gibi kafayı vurup yatmıştım. Bugün motor yarışı vardı ve ben bir hafta sonra gitme kararı almıştım. Sonuçta nereye kadar kaçacaktık değil mi? Hala ona karşı aynı olabilir miyim bilmiyorum ama hayatıma devam etmem lazımdı. Yataktan kalkıp siyah dar pantolon ve geniş beyaz sweatimi alıp banyoya girdim. İki dakikada duş alıp üstümü giyinip çıkmıştım. Takı masama gelip siyah küpelerimi taktım. Dudağıma Böğürtlenli nemlendirici sürüp masadan kaskımı alıp evden ayrıldım.
Kalbim aşırı hızlı atıyordu. Bir haftadır yanıp tutuştuğum o yüzü görmek için çok heyecanlıydım. Eminim ki o da beni sadece yatağına atmak için heyecanlıydı. Kendi kendimin moralini bozduktan sonra motoru çalıştırıp yola çıktım. Tamirciye uğrayıp motorun bakımını yaptırdım. Biraz yemek yedikten sonra neredeyse akşam olmak üzereydi. Motor yarışlarının olduğu yere varmıştım. İnsanlar beni gördüğünde fısıldaşmaya başlamıştı. Normaldi ben asla motor yarışlarını kaçırmazdım. Bir hafta da gelmeyince bir sürü dedikodu çıktığına emindim.
Gözlerim onu arıyordu etrafta ama görmemiştim. O sıra da yanıma gelen Lucası fark ettim. Lucas New York'ta ilk tanıştığım arkadaşımdı. Hatta kardeşim bile diyebilirim. Hızlıca birbirimize sarıldık. Bir haftadır kimseyle konuşmuyordum merak etmiş olmalıydı. Bunu sinirli yüzünden anlamıştım. Hafifçe omzuma vurarak
"Neredesin lan sen bir haftadır evine kadar geldim kapıyı bile açmadın" dedi. Suçlulukla dudaklarımı ısırmaya başlamıştım bile. Çok kızmıştı. Kimsem yoktu ve ona haber verecek biri olmadığı içinde delirmişti. Ellerimi yüzüne çıkartıp yanaklarını yoğurma başladım
"Lucas bebeğim kızma bana ya biliyorsun kafamı dinleyeceğim zaman kaçıyorum." Yüzü kıpkırmızı olmuştu o kadar komik görünüyordu ki gülmeye başlamıştım o da fazla uzatmadan gülüşüme katılmıştı. Kafamı kaldırdığımda nefesim kesilmişti. Orada motoruna yaslanmış kollarını göğsünde bağlamış bana bakıyordu. Büyük ihtimalle açıklama bekliyordu ama ona açıklama yapmak zorunda değildim. Lucas konuşmaya başlayınca kafamı ona döndüm.
" Bir haftadır her yarışa katıldı ama gözleri hep etraftaydı seni arıyordu büyük ihtimalle. Gelip bana da sordu hatta bazen öylesine uğrayıp bile gitti." dediklerine kafamı sallarken aklım daha da karışmıştı.
Neden bu kadar merak etmişti ki ben onun yatağını doldurmaktan başka bir şey yapmayan herifin tekiydim. Düşüncelerimi susturarak
"Tamam bebeğim boşver onu kaçta başlıyor yarış?" Lucas gece 12 de diyip işinin olduğunu maç başlamadan yanıma geleceğini söyleyince kafamı salladım. O arkasını dönüp giderken üstümde olan gözlerin farkındaydım. Daha fazla bekletmeden ona adımladım. Yanına yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Kendimi toplayıp derin bir nefes aldım. Karşısındaydım. Gözlerinde bana anlamlandıramadığım bir ifade ile bakıyordu endişe? Bu imkansızdı.Motora yaslanmayı bırakıp benimle karşı karşıya geldi. Şu an bir sürü insanın gözünün bizim üzerimizde olduğunu tahmin edebiliyordum. Takmadım. Yüzümün her yerini incelemeye başladı. Sanırım ilk kez yüzümü bu kadar temiz görüyordu kalbimde ki yaralar daha beterdi. Yüzünü bana yaklaştırıp burnunu benim burnuma değdirdi. Yemin ederim nefesim kesilmişti o kadar özlemiştim ki onu. "Napıyorsun insanlar bize bakıyor" dedim fısıldayarak. Konuşurken gözleri dudaklarıma kaymıştı.
" Jeon nerelerdeydin vücudunu o kadar özledim ki telefonlarımı neden açmadın?." dedi hafifçe nefesi yüzüme vururken. Kalbimin bin parçaya ayrıldığını hissetmiştim. Evet vücudum başka neyimi özleyecektiki zaten. Kendimi toparlayıp bir adım geri gittim. Şaşırmıştı arsızca konuşacağımı sanmıştı ama hayır. Ondan uzak durmakta kararlıydım. Eskisi gibi kavga eder ayrılırdık planlarım bu yöndeydi. Histerik bir kahkaha attım. Kibirli ifademi takınıp
" Ah Kim.. sana hesap vereceğim bir konumda asla değilsin. Ayrıca..." Dilimi dudaklarımda gezdirdim yavaşça onu çıldırtmaya bayılıyordum. " Eminim o azgınlığını başka vücutlar ile geçirmişsindir. Zaten bu vücudu artık çok özleyeceksin." arkamı dönüp gidecekken kolumu tutmuştu.
"Ne oluyor Jeon? Bir anlaşma yaptığımızı hatırlıyorum. Ne demek bu vücudu çok özleyeceksin? O vücudun zaten bana ait." dedi. Gerçekten yüzüne nasıl bakıyorum bilmiyordum ama kahkaha atmaya başladım. Evet tüm herkes susamış benim gülmemi izliyordu. Taehyung şaşırmış kolumu bırakmıştı. Sanırım bir hafta da neler değiştiğini sorguluyordu. Gülmemi zar zor durduktan sonra
" Kim hiç güleceğim yoktu biliyor musun? Vücudum sana mı ait cidden? Senle yattıktan sonra kimseyi sikmediğime çok emin gibisin. Üzgünüm Kim Taehyung bu vücudu senden başka birileri de gördü." göz kırpıp kalçamı sallayarak yanından ayrıldım. Eminim şu an arkada sinirden kuduruyordur. Keyiflenmiştim. Asla reddilmeye gelemeyen biriydi. Herşeyin kendisine ait olduğunu sanıyordu ama ben onu iki dakika da yanıltmıştım.
Tabiki Kim Taehyung ile tanışmadan önce başkaları ile birlikte olmuştum ama yalan söylediğim bir kısım vardı. Onunla yatak arkadaşı olduktan sonra başka biri ile yatmamıştım. Doğru biliyordu ama artık yanlış bildiğini sanıyordu. O sadece vücudumun ona ait olduğunu sanıyordu ama kalbimde artık onun ellerindeydi. Kim Taehyung o kalbi çoğu kez parçalara ayıracaktı.
...............
Devam ediyor..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War Of Love
FanfictionMotor yarışçısı Kim Taehyung ve Jeon Jungkook New York'ta düşmanlıkları ile bilinirdi. Her gün ikisinin yüzü yara içinde yarış alanına girerlerdi. Tabi kavga etmeden önce kimse ne yaşadıklarını asla tahmin edemezdi..