"Kunigami flörtüm kendisini hiç iyi hissetmiyor onun yanına gitsem sorun olur mu?" Zantetsu Reo'yla - Nagi'nin varlığını zerre umursamadan- yaptığı telefon konuşmasına kısa bir ara verip Kunigami'ye döndü. Kunigami, Zantetsu'nun umursamaz tavrından hiç hoşlanmadığını gözlerini devirerek gösterdi."Tanrı aşkına Zantetsu şurada bir iş yapmaya çalışıyoruz."
Kunigami, Zanetetsu'ya dik dik baktığı sırada Chigiri kuruvasanı ağzına atıp "Bırak gitsin Rensuke. Ben sana yardım ederim en fazla ne olabilir ki?" dedi. Kunigami'nin ifadesi Chigiri'nin teklifiyle yumuşadı. Zantetsu bu manzaraya kaşlarını çattı.
"Gördün mü Kunigami sana benden nefret ediyor demiştim."
Kunigami dişlerini sıktı. "Git, Zantetsu." dedi.
Zantetsu tekrardan telefonuna uzandı ve Reo'ya "Hemen geliyorum böğürtlenim." dedi.Böğürtlenim.
Nagi'yi karanlık ve ıssız kalan restauranttan aydınlık olan odaya ve rahat yatağına götüren şey o sözcük olmuştu. Elinde boş zamanlarında okuduğu futbol dergisi vardı. Şu sıkıcı futbol dergileri onları hiç ama hiç özlememişti. Dergiyi buruşturup atacağı sırada bazı adım sesleri Nagi'nin durmasına neden oldu.
"Ben geldim!" Reo'nun neşeli sesiyle Nagi kendisine engel olamadan gülümsedi ve dergiyi bir köşeye bırakıp o zaman erkek arkadaşı olan Reo'yu izledi. Reo, şu anda toplu duran saçları ve gözleriyle uyumlu olacak şekilde üstüne mor bir kapüşonlu altına da yine aynı tonlarında bir pantolon giymişti.
"Nasıl olmuşum? Yakışmış mı? Saçlarıma çok uyuyor değil mi?"
Reo cilve yaparcasına etrafında döndü, Nagi'nin gözleri kamaştı. Parlak güzel bir böğürtlene benziyordu.
Nagi, Reo'nun güzelliği ve sevimliliğine gülümsemesini durduramayarak "Çok yakışmış, tıpkı bir böğürtleni andırıyorsun." dedi. Reo oyunbaz bir ifadeyle yatakta yatan Nagi'ye yaklaştı ve üzerine tırmandı.
"Demek öyle, böğürtlen Reo... Bunu sevdim." Reo avuç içlerini Nagi'nin başının iki yanına yerleştirip çarşafı hafifçe sıkarken bacaklarıyla Nagi'nin bacaklarını kıstırmıştı. Nagi, Reo'nun çok yakınında olan kalp şeklinde olan dudaklarına doğru "Evet güzel bir böğürtlen görüyorum. Parlak, sulu ve tatlı." dedi. Reo kafasını daha da yaklaştırdı ve Nagi'nin dudaklarına dudaklarını sürttü.
Nagi, Reo'dan gelen güzel parfüm kokusu ve sıcaklığa teslim olarak bir elini Reo'nun ensesine attı. Reo'nun dudaklarını kendi dudaklarıyla örterken yaptığı dokunuş nazikti. Reo, Nagi'nin dudaklarından ayrılmasına fırsat vermeyip beyaz saçlı adamın alt dudağını emerken ellerini Nagi'nin omuzlarına yerleştirdi, kalçasını Nagi'nin karnına bastırdı. Nagi, Reo'nun tadını daha fazla almak istedikçe öpücüklerin yoğunluğu arttı ve ikili dudaklarını ayırdığında nefes nefese kaldı.
Reo, yumuşak bir ifadeyle kendisini geri çektiğinde Nagi dudaklarındaki tadı kaybetmek istemediğinden Reo'ya uzandı. Sakar ve uyuşuk bir insan olduğunu hesaba katmayı unuttuğundan kendisini öne doğru düşmüş vaziyette buldu. Bu sayede sorgulaması gereken bir şeyi de fark edebildi.
Zantetsu "böğürtlen" lakabını nereden biliyordu?
O arada Reo boynuna mor renginde tüyleri olan bir atkı takmıştı. "Seishiro bana baksana mor bir aslan oldum." dedi. Nagi, Reo'nun sevimliliğini o anlık boşverip onun yanına doğru yürüdü.
"Reo bir baksana." dedi.
İçten içe bu anıyı saklayabilmeyi diledi. Çünkü hatırlaması diğerleri gibi can sıkmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of memories| nagireo
Fanfiction"Mikage Reo, Nagi Seishiro'yu hafızasından sildirdi. Lütfen ilişkilerini ona tekrardan anmayın." Mikage Reo x Nagi Seishiro [Bluelock evreninden bağımsızdır]