house of memories| nagireo

Heart to heart and eyes to eyes is this taboo?

"Rensuke bence Doktor Ego'yu aramalıyız yoksa şu adamın beyni sabaha pişmiş bir halde olacak."

Kunigami, deli gibi paniklemiş bir vaziyette kullanım kılavuzu karıştırıp bilgisayardan ayarlara bakarken Chigiri ise yatakta uzanan Nagi'yi inceliyordu.

Chigiri daha önce anı silme sürecinde bulunmadığından konuya hakim değildi ama bilgisayardan çıkan seslere baktığında iyi bir durum olmadığını anlayabiliyordu. Kunigami de iyi bir durumda olmadıklarını anlayabiliyordu çünkü öncesinde hiç böyle bir durumla karşı karşıya kalmamıştı.

Birkaç denemenin ardından pes etti ve sandalyesine yaslandı. Bu iş onu aşıyordu belli ki. Chigiri'nin önerisine uyup telefonunu çıkardı ardından da rehberinden Doktor Ego'nun numarasını buldu. Ego'yu çaldırdığında şanslıydı ki adam telefonunu sessize almamış çabucak açmıştı.

"Ego-san, acil bir durum var." Kunigami durumu nasıl açıklayacağını kafasında tartmaya çalışıp içini çektiğinde Chigiri'nin elleriyle 'Haydi devam et!' işareti yapması ve Ego'nun da uykusundan uyandırıldığı için bıkkınca mırıldanması Kunigami için itici güç oldu.

"Her şey kontrol altındaydı ama daha önce hiçbir hastada yaşanmayan bir şey yaşandı. Üstünde çalıştığımız adam anı haritasından kayboldu ve geri getiremiyorum."
Kunigami stresten nefesini zar zor kontrol ederken Ego'nun sesi donuk ve fazla sakin geliyordu.

"Kaybolmadan önce ne oldu?" diye sorarken dahi kasırga çıkmadan önce bir iki saniyeliğine görülen durgunluk gibiydi sesi. Kunigami ise Chigiri ile beraber gülüp eğlendiği dakikaları anlatırsa iyi bir azar yiyeceğini bildiğinden uyduracak bir bahane arıyordu.

"Ben o anda monitörün başından kalkmıştım... Tuvalete gitmem gerekiyordu."
Chigiri, Kunigami'nin uydurduğu bahaneye gülmemek için dudaklarını ısırdı Doktor Ego'nun sakinliği yeterince korkutucuyken buna körükle gitmek istemezdi.

"Zantetsu nerede?"
Kunigami, Ego'nun onun bahanesine hiç de inanmadığını sıkılmış ses tonundan anladı. Flörtü uğruna işi asan iş arkadaşına deli gibi sövüp ispiyonlamak için can atsa da şu anki duruma bakılırsa kendisinin de ondan aşağı kalır yanı olmadığından bir kez daha beyaz olduğunu düşündüğü yalanları kullanmaya karar verdi.

"Zantetsu bugün kendisini pek iyi hissetmiyordu akşam da fenalaştı ve eve gitti." dedi. Ego'nun bir anlığına giden sesinden duruma küfür ettiğini anladı ve yiyebileceği her türlü azar için kendisini hazırladı.

"Evin konumunu at. Çabuk."

Arkadan gelen hışırtılı sesten Ego'nun yatağından kalktığı anlaşılıyordu. Kunigami hızlı bir şekilde arka planda konuşmayı açıkta bırakarak önce konumu ardından mesajlaşma uygulamasını açtı. "Gerçekten üzgünüm." diye Ego'yu cevaplarken sesi mahcuptu.

"Sorun değil yapacak bir şey yok."
Kunigami Ego'ya konum attıktan sonra Ego kısa kestirip telefonu kapattı. Ardından telefon konuşmalarını meraklı gözlerle dinleyen Chigiri'yi gördü. Chigiri ile hayatının en güzel birkaç saatlerinden birini geçirse de her güzel şeyin bir sonu vardı.

Bir de karşılaşılmaması gereken insanlar vardı tabi.

"Hyoma Doktor Ego geliyor. Ben hallederim sen eve git yorulmuşsundur."

Chigiri'nin omzunu sıvazlayıp şefkatli bir sesle söylediği sözler Chigiri'nin gitmesi için yeterli olmadı. Kırmızı saçlı adam ortalığı hızlı bir şekilde toparlamaya başladı. Tabakları, bardakları mutfağa götürüp hepsini sudan geçirdi. Kunigami onun hızına hayran mı kalmalıydı konuşmaya mı çalışmalıydı bilemedi.