İlke 5

50 7 0
                                    

İlke 5: adaletten şaşma.

François'in suçunu itiraf ettiği videoyu emniyete teslim edince rahat bir nefes aldı. Geri kalanı polislere bırakmak kalıyordu.

Çalan telefonuyla düşüncelerinden sıyrıldı. "Yine ne var?" Arayan Louis'ydi. "Benimle bir resim sergisine gelmeni istiyorum."

"Resim sergisi mi cidden? Hayatımı insanların eserlerine adayacak biri gibi mi gözüküyorum?"

"Aslında evet. Sanata çok önem verdiğini düşünüyorum.

"Aslında evet. Sanatı severim, yalnızken."

"Sen yalnızken sevmeye devam et ama bari benimle arkadaşımın doğum günü partisine katıl."

"Nedenmiş?"

"Çünkü gidebileceğim senden daha mükemmel birisi yok." Harry'yi yüceltince kabul edeceğini biliyordu.

"Pekala kabul ediyorum ama beni evimden alacak ve gecenin sonunda bırakacaksın." Louis hemen kabul etti ve hazırlanmaya başladı.

En sonunda parfümünü de sıkıp Shelby Cobra 427'sine binip Harry'nin attığı konuma yol aldı.

Harry arabaya biner binmez -arabanın üstü açık olmasına rağmen- havadaki parfüm kokusunu alıp, "Tom Ford Tobacco Vanille mi kullanmıyorsun, değil mi, benim üzerimdeki kokuyor?" dedi kaşlarını çatarak.

"Sen de mi Tom Ford kullanıyorsun?" Louis inanamayarak yüksek sesle güldü. "Gel buraya koklamak istiyorum." Louis'yi yakalarından çekip yaklaştırarak boynundaki dumanlı kokuyu aldı.

"Bekle burada parfümümü değiştirip geliyorum aynı kokamayız." Tam kalkacağı sırada Louis, "neden aynı kokmuyormuşuz?" diyince duraksadı.

"Yılışık sevgililer gibi birbirimizi açıklamamıza da etiketleyelim istersen?" diye çıkıştı Harry.

"Hayır onlardan nefret ediyorum." Harry ona katılıp parfüm değiştirme fikrinden vazgeçmek zorunda kalarak Louis'nin onu götüreceği yerin yollarını izledi.

"Hiç kız arkadaşın ya da erkek arkadaşın da olabilir tabii yani neden olması..."

"Hayır" dedi Harry hiç uzatmadan onun sormak istediği şeyi anlayarak. "Şaşırabilirsin. Hiç sevgilim olmadı." Harry Styles yirmi üç yaşında ve hiç sevgilisi olmamış mı?

"Kimseyi kendine yakıştırmıyorsun, değil mi?"

"Dediğin gibi kimse benim kadar mükemmel değil." Dışarıdan görüp hoşlandığı kişilerin karakterini tanıdığında anında soğuyordu. Kimseden kolay kolay hoşlanan biri de değildi zaten. Tabii bu durum işine geliyordu. Mükemmeliyetçi olmasaydı aptalın birine kalbini verip hayatının en kötü zamanlarını yaşayabilirdi. 

"Zor bir insansın Harold." Harry gülümsedi, "bunu söyleyen ilk kişi değilsin" demeden hemen önce.

Principle ProblemsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin