Principle Problems

İlke 13

İlke 13: Evine tam zamanlı çalışan alma.

Adele ile yaptığı çay saatinden uyandırılan Harry sinirle telefonunu eline alıp açtı. "Sabahın bu saatinde ne istiyorsun?" diye bağırdı kim olduğunu bilmeden. "Hazırlan kahvaltıya gidelim." dedi Louis'nin sesi. "Yine beni doğayla iç içe bir alana falan götürürsün hayatta gelmiyorum. İyi uykular." Telefonu yüzüne kapatıp uyumaya devam edeceği sırada yeniden çalan telefonuyla sinirle doğrulup gecelik takımıyla uyumlu uyku bandını çıkartıp yatağa fırlattı. "Söz veriyorum pişman olmayacaksın. Sadece bana güven." Ve Harry ikna olmuştu.

Dün akşam Niall ve Shawn gittikten sonra Harry hiçbir iş yapacak güce erişemeyince, Louis ile vedalaştıktan hemen sonra direkt kendini yatağa, uykunun tatlı kollarına, atmıştı.

Her iki tarafta oldukça zevk almış, tekrar görüşmek üzere söz vermişlerdi.

Zil otuzuncu çalışında Harry tarafından açıldı. Prensiplerinden biri de asla tam zamanlı, ev için çalışan almamaktı. Bunun sebebi özel hayatına müdahale edilme korkusuydu.

"Sonunda!" Yapay sevinçle söyledi. "Evde olduğunu bilmesem şimdiye kadar gitmiştim."

"Çok tatlısın" dedi Harry alayla. "Zevzeklik yapma da bir an önce gidelim. Beni hayal gücünün neresine götüreceksin, görmek için heyecanlanıyorum."

"Bir an önce mi? İki saattir hazırlanan sensin, şikayet etmesi gereken ben."

"Afedersin ama son dakika karar verip beni rüyalarımdan çıkartıp 'kahvaltıya gidiyoruz hemen hazırlan' diyip yarım saatte hazırlanmamı bekleyemezsin."

"Yarım saatte hazırlanmayacağını bildiğim için bir saat sonra geldim ama yine hazır değildin ve yarım saattir burada kapıyı çalıp duruyorum!"

"Louis bu hızını yarışlarında kullansan şimdiye çoktan Ferrari şampiyon olurdu." Louis'nin koluna girip garaja doğru onu çekiştirdi. Bugün canı araba kullanmak istiyordu.

Louis dayanamayıp kahkahayla karşılık verdi. "Ferrari'nin motoru durunca sorun yok ama benim hız yapmadığımı düşündüğün için mi kazanamıyorum?" Geçen yıl Louis, Bahreyn'de yarışı lider götürürken artık dayanamayan motoru durunca yarışı tamamlayamamış, dnf olmuştu.

"Tanrım hayır, kesinlikle hayır." Harry güldü. "Tamam senin hiçbir suçun yok. Göreceksin, bu sezon Ferrari şampiyon olucak, sen şampiyon olucaksın Lou." Louis'nin gözlerinin en uç mavilerine baktı. Onlar parlıyordu.

"Teşekkür ederim."

"Bu kadar mutlu olacağını bilseydim daha önceden söylerdim."

Garaja vardıklarında Harry bir istekte bulundu. "Arabayı ben sürüp sana nasıl hızlanman gerektiğini göstereyim mi?" Louis hakkında en çok ne yapmayı sevdiği sorulsa, gülmeyi derdi Harry. Onunla gülmeyi hiçbir eyleme değişmezdi.

Mercedes-Amg G 63... bu jeep'i ne kadar sevdiğini anlatamazdı.

Louis'nin tarifleri sonucu bir sahilde durdular. "...Sen söylemeden söyleyeyim doğayla iç içe olmayacağız. Hadi atla."

"Aslında sahilde kahvaltı yapıp sonrasında yüzeceğiz desen hoş bulurdum."

İnanamayarak bakarak, "yüzeceğiz zaten" dedi kendi kendine konuşur gibi ama Harry duydu. "Nasıl?"

"Hadi gel." Louis onu kolundan tutup limanda birbirlerinin yanına dizilen yatların yanına sürükledi. "Dur tahmin edeyim, şu kırmızı yat senin." Louis adımını kırmızı yata atıp Harry'nin elini tutarak onu içeri davet etti.

"Bazen beni çok şaşırtıyorsun." Harry son derece modern yatı incelerken söyledi.