Sonunda sabah olmuştu. Herkes uykusundaydı, aynı zamanda kabuslarında...
Grup ve Taro için geçen gün çok zorlu geçmişti belki bugün Rokurokubi'den kaçabililerdi. Ama sadece belki...
Uzun bir koşunun ardından bir terk edilmiş parka daha rastladılar. Ama bu sefer park bomboştu sadece bir kaç oyuncak vardı. Aynı zamanda yerde beyaz renkli kirli bir oyuncak ayı vardı. Taro oyuncak ayının etrafını kontrol etti ve yanına aldı. Kazuko, "Neden o büyük ayıyı aldın ki?" Taro, "Çünkü içinde sanki bir şey var gibi bir hissiyatı var biraz ağır gibi." Kazuko, " Peki, öyleyse yolumuza devam edelim." Takashi, " Arkadaşlar yolumuza devam edelim!"
3 Saat Sonra:
Kazuko " Arkadaşlar hiç mola vermedik. Zaten uğultu sesleri artık gelmiyor. Biraz mola versek iyi olur gibi." Herkes Kazuko'ya hak verir ve bir yerde dinlenirler...
Tekrar yola çıkan grup ve Taro artık ormandaki ağaçların renklerinin değiştiğini fark ederler. Taro, "Gençler şu an Issız Sakura Ormanı'na giriş yapmış bulunmaktayız. Burada dikkatli olsak iyi olabilir kiraz ağaçları gerçekten bu mevsim fazla yaprak dökmekte ve belki yapraklar bizi engelleyebilir." Hepsi kenar , kıyı yollardan gidererk Issız Sakura Ormanı'ndan çıkış yaparlar...
Ren, " Taro sanki ileride bir insan gördüm ama garip bir şapka takıyordu." Taro bir şey demeden başını salladı ve yola devam ettiler. Adamı tekrar gördüler ve bu sefer ona bir merhaba demek istediler. Hep beraber " Merhaba beyefendi acaba burası neresi?" Diye sordular. Adam, " Şu anda papatya vadisindesiniz. Ben yakınlardaki Papatya Kasabası'ndan geliyorum." Herkes çok şaşırmıştı çünkü hiç bir harita da Papatya Vadisi ve Papatya Kasabası hiç belirtilmeyen bir yerdir. Grup ve Taro orayı çok görmek isterler ve zaten Papatya Kasabası rotanın üzerinde olduğu için oraya doğru Papatya Kasabası'ndan gelen adam ile beraber yola koyulurlar...
Taro,grup ve adam Papatya Kasabası'na ulaşırlar. Papatya Kasabası, papatyalar ile dolu ovayı andıran bir güzellikte kasabaydı. Halk çok huzurlu ve kibar gözüküyordu. Adam ile beraber grup ve Taro kasabada ilerlemeye başladılar...
Kasaba gerçekten gözlerini kamaştırıyordu.Kasaba, papatyalar ile doluydu ve meydandaki şelale gerçekten sanki kasabayı başka bir evrdenden gelmiş gibi gösteriyordu. Işte bu kasaba o kadar güzel bir kasabaydı. Taro, "Burası gerçekten de harika! Sanki çiçeklerle dolu bir sera gibi." Dedi. Adam, "Ah, evet biliyorum. Burası gerçekten çok güzeldir her misafirimiz bunu söyler. Genellikle herkes kasabanın adını duyar duymaz herkes buraya gelmek ister. Çünkü galiba söylediklerine göre burası hiçbir haritada belirtilmeyen bir yerleşim alanıymış. Sadece bazı bilgeler ve gezginler bu yerleşim alanını biliyormuş. Anlayacağınız gibi de o bilgeler ve gezginlerde bizim misafir ettiğimiz kişilerdir." Dedi. Ren, "Evet haklısınız! Babamında söylediğine göre o da sizin dediğiniz gibi burada misafir edilmiş! Ayrıca dediğine göre de bu kasaba çok misafirperver bir kasabaymış!" Dedi. Daha sonra da adam,grup ve Taro konuşarak köyde kalacak yerlerine gitmeye devam etmişler. Adam onları bir misafir evine getirmiş. Adam, "Benim evim sizin yanınızdaki ev." Demiş. Taro ise "Vay be burası bir misafir evi olmak için gerçekten fazla güzel!" Demiş. Gerçektende ev çok güzelmiş. Ev aynı zamanda onların kalabileceği kadar büyük ve zaten döşenmiş bir evmiş. Evin her yeri temiz , güzel , ve derli topluymuş. Sanki gerçek değilmiş gibi...
Bu sefer grup ve Taro ilk defa bu kadar güzel bir kasaba ve misafir evi gördügü için sadece 1 gün kalmak yerine 1 gün kalıp sabah ayrılmak yerine öğle vaktinden 1 saat önce ayrılmakta karar kılmışlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japon Efsaneleri - Rokurokubi
Mystery / ThrillerBir grup arkadaş kaybolmadan önce bir kütüphaneye rastlarlar ve yardım bulmak için kütüphaneye girerler...