Sabah olmuştu. Taro gençleri uyandırmak için kendiside uyanmış ve onları uykusundan uyandırmak için bir zil çalmaya başlamıştı. Gençler sonunda uyanmıştı ama asla köyden ayrılmak istemiyorlardı. Taro ise onların ikna etmelerini bırakmaları için onlara beraber gitmeyi teklif etti. Taro " Ben de zaten buranın yerlisi değilim buraya bir 10 yıl önce geldim ama köylüler beni yerli olarak saymak yerine sadece misafir dediler. Olsun belki de gideceğimiz yer aynı yerdir. Hem milli park buraya o kadar uzakta değil , aynı gün daha yeni aydı. Rokurokubi sabahları çok fazla saldırmaz sanırım." Dedi. Gençler kabul etti. Taro ve gençler milli parka gitmek için bazı silahlar aldılar çünkü işlerini sağlama almak en iyisiydi. Sopa ve benzeri gibi eşyalar aldıktan sonra Taro ve gençler ayrılmadan önce milli parka bir gidiş planı yaptılar. Çünkü gençlerin geldiği ve aynı zamanda tapınağın ve kütüphanenin olduğu yerde Rokurukubi büyuk ihtimalle hâlâ oradaydı. Onlar da spiral şeklinde yani çember gibi bir rota izleyerek gençlerin geldiği kasabaya gideceklerdi. Taro, " Madem eşyalar hazırlandı. Artık gitme zamanı gençler." Rotayı izlemeye başlamışlardı. Köyden ayrılmış ve ormanda yürüyorlardı. Ama adımları hızlıydı çünkü Rokurukubi'nin gelmesini göze alamazlardı. Nedense kargalar normalde olduğundan fazla şekilde ses çıkartıyorlardı. Gerçekten çok sinir bozucuydu. Takashi, " Arkadaşlar kargalar normalde olduğundan fazla ötüyor. Belki de sesleri Rokurokubi'nin buraya gelmesini sağlayabilir. Daha fazla hızlansak daha iyi olur." Dedi. Herkes Takashi'ye hak verdi. Ve daha da hızlandılar. Daha sonra ise bir terk edilmiş bir parka rastladılar. Ama garip olan şey ise etrafta hiç bozulmamış oyuncaklar gibi eşyalar vardı. Bu çok garipti. Kim her şeyini burada bırakıp kaçarki? Grup ve Taro aldırmadan devam ettiler. Ve sonunda bir kişiye rastladılar. Ama rastladıkları kişi bir maske takıyordu. Takashi aradan, " Merhaba yüzünüzdeki maskeyi indirirmisiniz belki bizimle konuşmak istersiniz?" Dedi. Adam, " Hayır. Istemiyorum, üzgünüm." Dedi ve oradan ayrıldı. Adam çok gizemliydi. Belkide onu tekrar görürlerdi kim bilir? Grup ve Taro yollarna devam ederlerken ürkütücü bir uğultu duydular. Uğultu arttıkça artmaktaydı. Grup ve Taro daha da fazla hızlanamazdı çünkü olabildiğince hızlı gidiyorlardı. O yüzden silahlarına hazırlamışlardı...
Rokurokubi bir anda bir yerden fırlayıp neredeyse herkesi bir hamlede öldürecekti. Taro ve grup sopalarını Rokurokubi'ye savurmaya başladılar. Rokurokubi sarsıldı ve Taro ve grup kaçmaya başladılar ve bir tünel buldular. Tünelin içinden girmeye karar verdiler. Rokurokubi onları takip ediyordu. Onlar olabildiğince kaçmaya devam ediyordu. Sonunda ise üzerine büyü yapılmış bir tapına girdiler. Tapınak şeytanlardan ve kötü ruhlardan büyü ile korunduğu için grup ve Taro şimdilik güvendeydi. Tapınakta bir sürü açılmamış hazır yemek paketleri ve bir insan vardı. Grup ve Taro kadına, " Merhaba bu tapınak nedir böyle?" Kadın, " Bu tapınağı Rokurokubi'den saklanırken be inşağı ettim. Burada Rokurokubi'den güçlü büyüler ile korunuyorum. Yani sizinde korkmanıza gerek yok." Dedi. Aradan Takashi, "Bunu bildiğimiz iyi oldu çünkü Rokurokubi şu anda burada ve biz son anda buraya geldik." Dedi. Kadın, "Bu çok iyi olmuş, en azından burada şu anlık güvendesiniz." Dedi. Ve grup ve Taro bir günlüğüne orada kalmaları gerektiğini söyledi. Kadın bunun sıkıntı olmadığını çünkü Rokurokubi'nin onlara zarar vermesini istemediğini söyledi. Ve bir geceliğine Taro ve grup orada kalmak üzere kadından onay alıp orada daha öğle vakti gibi bir saat olduğu için tapınağın içinde bazı aktiviteler yapmaktaydılar...
Sonunda ise akşam olduğu için Taro ve grup yatağa hazırlanırken , kadın hazır yemeklerden ve bazı malzamelerden akşam yemeğini onlara sunup beraber yemişti. Ve artık grup,Taro'nun ve aynı zamanda kadının yatağa girme vakti gelmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japon Efsaneleri - Rokurokubi
Mister / ThrillerBir grup arkadaş kaybolmadan önce bir kütüphaneye rastlarlar ve yardım bulmak için kütüphaneye girerler...