9

326 29 24
                                    

Luna'nın dedikleri beynimde yankılanıyordu. Ne yapacağımı veya ne demem getektiğini bilmiyordum.

Luna:
Bak Raven, seni benden almak istediklerini söylediler.

Baji:
Hepimiz seni çok seviyoruz ve gitmeni istemiyoruz.

"Yalancılar"

Mutfağın kapısını açtım ve çantamı bile almadan koşarak evden çıktım. Diğerlerinin peşimden koşmasını umursamadan uzaklara koşuyordum.

Shinichiro ve Luna peşimden bağırsa bile onları dinlemeden sadece koşuyordum. Nereye gittiğimi bile bilmeden koşuyordum.

Aralık sokaklar ile giderken bir yerde durdum. Sesleri gelmiyordu.. belki de nereye gittiğimi unuttular. Derin bir nefes aldım ve etrafıma bakmaya başladım.

Buraya gelmiştim.. Bir keresinde kaybolmuştum ve Mikey beni bulmuştu. Yine bulabilir mi?

Parkın ortasında kocaman bir ağaç vardı. Belki üstüne tırmana bilirim? Yavaşca ağaca doğru yürüdüm ve tırmanmayı denedim. Kolaylıkla başarmıştım.

Gözümden akan yaşları sildim ve bir dalın üstünde oturdum. Yağmur hâlâ devam ediyordu ve ben üşüyordum. Saçma bir hareket yaptım ama bu sayede gerçek bir abi ve babamın olduğunu öğrendim...

Mikey:
RAE, BURADA MISIN?

Mikey'in sesini duymam ile ayaklarımı kendime çektim ve cevap vermedim.

Mikey:
Bak Rae, burada olduğunu düşünüyorum. Hani kaybolmuştun ya.. o zaman da burdaydın. Biliyor musun, Luna çok üzgün. Lütfen çık ve eve gidelim.

Öylece oturmuş Mikey'i dinliyordum. Belki de böyle aptalca davranmak yerine eve gitmeliyim. Sakince konuşsak belki çözülür. Ama hayır.. Benden sakladı.

Mikey'e baktığımda saçlarını karıştırdı ve koşarak uzaklaşmaya başladı. Kenny'e haber versem mi? Eminim hemen Luna'ya anlatır.

Şöyle zaman da bile bazı eski anılar aklıma geliyor. Tatlı, küçük ve belki de bir daha yaşanmayacak anılar.

★★★★★★★★★★★★★

Mikey hazretleri yanımıza daha gelmediği için, Kenny ile birlikte Sano'ların evine gelmiştik. Ayakkabı bağcıklarım açıldığı için yere eğildim ve Kenny'e baktım.

"Sen git"

Draken:
Tamam.

Kenny kafasını salladı ve kapı açık olduğu için içeri girdi. Ben de ayakkabımı bağladım ve koşar adımlarla içeri girdim.

Gördüğüm manzara ile gülümsedim.

"Demek tanıştınız"

Emma:
Ah, şey.

Gülümseyerek baş parmağımı Kenny'e doğru çevirdim.

"Ryuguji Ken. Namı değer Draken"

Emma:
Ben de Emma..

Mikey:
Ne oluyor, dayı?

Mikey saçlarını kurutarak aşağı inmişti. Kenny bu hâlini görünce gözlerini devirdi.

Draken:
Buluşma için geciktin.

Mikey:
Hemen geliyorum.

Ben kafamı salladığım zaman Mikey gülümsedi ve yukarı kata çıktı. Kenny ise Emma'nın elinde olan kutuya baktı.

Draken:
Ağır gözüküyor. Ver ben taşırım.

Emma:
Aslında ben taşırım. Zahmet olmasın.

Karışıklık?✯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin