𝟐𝟕. 𝟎𝟑. 𝟐𝟎𝟐𝟑

219 28 0
                                    

Okulun kapısı önünde yoongi'yi bekliyordum. Çünkü birlikte kahve içmeye gidecektik.

Bu benim için bir fırsattı onun hakkında bilmediğim şeyler varsa öğrenebilirdim ve daha da yakınlaşabilirdik onu seviyordum ama ben beyaz tenini , küçük gözlerine ve gülerken ki beliren diş etlerine bakarak aşık olmuştum.

Ama onun hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyordum.

Bu biraz garip.

Çünkü izlediğim anime ve kdramalarda ki erkekler sevdikleri kişi hakkında hemen hemen her şeyi bilirlerdi.

Bir sapık gibi ben de öyle olmalımıyım,bilmiyorum.

Bilmemekten, kastım istememek Çünkü bu ne zaman yapmayı düşünsem.

Yoongi'jin ne kadar rahatsız olabileceği aklıma geliyordu.

Bu yüzden asla bir sapık gibi onun hakkında zorla bilgi edinmek.

Yerine her fırsatta onunla kısa sohbetlere girerek zamanla öğrenmek istiyordum.

Çünkü, benim için aşk sevdiğin hakkında her bilgiyi başkasından öğrenmek yerine birbirimize zaman tanımaktır, aşk zaman ne kadar geçerse aşk dah a da kuvvetlenir. Ben buna gerçek aşk derim.

Bu yöntem sayesin dd biraz daha yakın olabilirdik. Bazen düşünüyordum da acaba yoongi rahatsız ediyormuyum?

Bende bilmiyorum.

Derin düşüncelere dalmıştım ki yoongi'nin sesiyle kendime geldim.

"Şey Jimin sen iyi misin?" Diye sordu.

Ben ise " hayır neden ki?" Diye sordum.

O da "sana bir kaç kez daha seslenmiştim ama hiç bana bakmadın."dedi.

Ben de hızlıca "üzgünüm dalmışım."

O "üzgün olma kendi isteğiyle yapmadığını biliyorum."

Ben "tamam o zaman hadi kafeye gidelim."dedim.

O yüzüne sevimli bir tebessüm yerleştirerek "hadi gidelim. "Dedi.

Elimi tutup beni okulun yanındaki bir kafeye getirdi ve herhangi bir masaya geçtik.

İkimizde sessizdik sanki ikimiz de ne diyeceğimizi bilmiyorduk.

Bu sessizlik onu rahatsız etmiş olacaktı ki rahatsızca yerinden kıpırdadı.

Ben hala nasıl konu başlayacağımı düşünürken kısa bir süre sonra garson siparişlerinizi almak için geldi.

Kahvelerimizi içtikten sonra ona dünyanın her yerinde konu başlatılması için kullanılan o saçma soruyu sordum.

"Nasılsın?"

"İyiyim peki sen?" İyi görünmüyordu sanki o yorgundu, bıkmıştı.

Dürüstçe "iyi görünmüyorsun." Dedim.

Bana anlamayacak "nasıl yani?' Diye sordu.

Ben tekrar Dürüstçe "sanki yorgunsun" dedim.

Sessiz kaldı sanırım haklıydım yorgundu.

Ona bir açıklama bekliyorum diyen gözlerle bakıyordum ki bunu anlamış olmalı ki,

"Dün biraz geç yattım..." dedi.

Sanki, diyecek çok şeyi vardı ama söyleyemiyordu.

Onun içini dökmesi acılarını benimle paylaşmasını istiyordum. Sessiz ortamı bozmak adına sorduğu soru ile gözlerim sonuna kadar açıldı

"Yönelimin nedir?"

Kendisi de sorduğu sorunun farkına varınca telaşla

" yani yanlış anlama sadece merak etmiş-"

"Bisex"

Anlamayarak "ne?" Diye sordu.

Bense "yönelimim" dedim.

Ortamının bir sessizlik kapladı. Bu sessizliği bozmak adına ben de aynı soruyu sordum.

"Peki ya senin yönelimin nedir?"

Biraz düşündü hemen sonrasında ise "bisex" dedi.

İçim azda olsa rahatlamış. İçim içimi yiyordu ya homofobikse diye şimdi sırada sevgili olmak vadi biraz zor olucak ama yapacaktım. Yani öyle umuyorum...

Kahvelerimizi bitirdikten sonra kafeden ayrıldık. Saat geç olduğu için onu evine bıraktım.

Ve bidaha yapıp yapamayacağımızı sordum.

"Bir daha buluşurmuyuz."

O yüzüne bir tebessüm yerleştirerek "buluşuruz." Dedi ve sonra evine girdi.

Bense arkasından yüzümde salak bir sırıtış ile onun arkasından baka kalmıştım.

Bense arkasından yüzümde salak bir sırıtış ile onun arkasından baka kalmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beklettim biliyorum ama bence değdi.

Nasıl buldunuz okumalar artıyor bu yüzden hepiniz cooook teşekkür ediyorum ve sizi çok seviyorum 🤟

𒈔  𝓜𝔂 𝓛𝓸𝓿𝓮𝓻  𒈔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin