4.

250 22 10
                                    









4. Bölüm: Cehennem Ateşi

🌓

Düşünmeden hareket etmek bazen en çok can yakan bir şeydir. Kendini, karşındakini, bu adımdan öncesini ve sonrasını. Başına neler geleceğini kastetmemek. Olmamasını umduğunu bulmak gibi.

Evet. Gayet de öyle oluyordu.

"Bir işin var zaten."

Kapıda belirmişti bir anda. Kısık gözlerle baştan aşağı süzdüm. Tek gelmişti. Niye gelmişti?

Bir iki adımda aramızda biraz mesafe bırakarak karşısında dikildim. Serenay'ın arkamdan anlamaz gözlerle izlediğini biliyordum. İmkansız bir durum değildi ama imkanı olmaması daha iyiydi. Yılların acısını çıkarmaya gelmiş gibiydi. Hırslı, azimli ve bir o kadar kararlı.

"Sera Çilem Bulut." dedi ve elindeki zarfı bana uzattı. Bayan Söngür'ün elindeki zarfın ne olduğunu bilmiyordum. Tahmin edebiliyordum sadece. Biricik için velayet davası. Zarfın üstünde ismim yazıyordu. Bu zarfın üstünde ismimin yazması bile altında kaldığım tonlarca yükten daha ağır.

Serenay merakla yanıma gelip, "Aç." diye komut verdi. Açmak istemiyordum. Görmek istemiyordum. Okumak istemiyordum. Zarfı istemsiz bir şekilde yavaşça yırttım. Ellerim titriyordu. Bayan Söngür bu olaydan hoşnut değildi. Bayan Söngür'e dönüp, "Neden şimdi peki?" diye sordu Serenay. O sırada kağıtla uğraşıyordum.

"Aile büyükleri böyle kabul görmüşler ve hiçbir şey demeden direkt dava açmışlar. Biricik doğduğu an Sera kendi nüfusuna almasaydı bunlar olmayacaktı." dedi bıkkınlıkla gözlerimi devirerek zarfı sonunda açtım ve baştan sona okudum. Her satırda içimdeki öfke köpürüyordu.

"Vermiyorum kızı." Elimdeki zarfı buruşturdum ve mutfaktaki çöp kutusuna attım. "Biricik benimle, benimle kalmaya devam edecek." dedim ve elimle kapıyı gösterdim. "Sizi de buraya kadar yormuşlar, zahmet ettirmişler. Kusura bakmayın ama size buradan bırakın kız bir bardak su bile çıkmaz."

"Pişman olacağın kararlar alıyorsun Sera. Biricik için bu önemli bir nokta. Kendi isteğinle hareket edemezsin." Bir süre durdu ve o zehirli oku attı.

"Ya evlenmen gerekiyor ya da karşı tarafa velayeti vermen."

Bir adım öne atıldım. Serenay kolunu uzatarak beni durdurdu. Gözlerimi, mavi gözlerine diktim. Asiliğin dolup taştığı gözlerinde ise şimdi sadece üzüntü görüyordum. Bu konuda o da mutlu değildi. Bu durum onu da derinden sarsıyordu. Yıllarca babamın avukatlığını yapıp daha sonrasında benim avukatlığımı yapması için yalvarmıştım. Tek yaptığı, benim ona az önce yaptığımdı.

"Alacam ve olucam. Buna sen değil kendim bile engel olamam. Şimdi müsaden ile geldiğin gibi geri dön." dedim ve salona doğru ilerledim. Sinirle kendimi koltuğa bıraktığım an kapı kapandı. Serenay üfleyerek, "Kadın haklı Sera." dedi. Duymamış gibi yaptım. "Biricik için bir düşün."

"Düşünemem."

Kestirip at. Elbet geri döner.

"Düşünmelisin."

"Düşünemem."

"Kendine gel. Her şey kardeşin için Sera. Sen iyi bir çocukluk geçirmemiş olabilirsin ama annen tedavi oldu artık. Mutlu. Biricik onun kızı. Elbet yanında isteyecek." Dedi ve bir süre sustu. Kapı sesi kulağımdan geçti. "Sadece biraz düşün. Semra ablayı severim. Severdim daha doğrusu." Elleriyle oynadı. "O adam olduğu sürece ne kadar iyi ne kadar kötü bilmiyorum. Ama sadece düşün. Ya da en kısa sürede bir formalite evliliği şart gibi."

GÜZ GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin