8.

35 1 0
                                    








8. Bölüm: Soğuk Suların Gücü

All For Love - Madison Beer, Jack & Jack

🖋️

Önümde koca boş bir yol vardı. Bu yolu aydınlatan şey ise gözlerimden çıkan öfkeydi. Avucumun içindeki kan lekeleri daima boynumdan damlayan kan lekeleriydi. O kan, benimdi. Tanrı'dan istediklerim daima iğrendiklerim olarak geri dönüyordu bana.

Çıkmak istediğim yerden iyice batınca bazı şeylerin olmadığını, zorla güzellik olmayacağını anladım. Bu yolda hep tek başımaydım. Öylede olmayı deniyordum. Ama artık zor gibiydi. İçimdeki küçük kız çocuğu fazlasıyla yorulmuştu yıllarca. Artık dayanabileceği bir duvar arıyordu. Soluklanmak istiyordu.

Soluklanmadan nefesini kesecekler Sera.
Derin nefesler, kesiklere dönecek.

Kafamı yasladığım yerden kaldırdım. Bakışlarım yukarı tırmandı. Yakut hâlâ uyuyordu. Elimin tersiyle gözümü ovaladım. Kolumu kaldıracak gücüm dahi yoktu. Elimle yüzüme gelen saçlarımı geriye doğru attım. Kıpırdanmamla Yakut bir şeyler mırıldandı. Nefesimi tuttum. Saat daha yeni 07:45 olmuştu. Telefonu ters şekilde koydum. Kalkarsam Yakut'un uyanacağını biliyordum. Eli benim karnımdaydı. Elinin hafif baskısı bile beni güvende hissettiriyordu.

Yıllarını benden uzakta, beni arayarak geçirmişti. Bende onsuz onca zorluk atlatmıştım. Bu yürek bana ağırdı. Yakut için az. Dün öğrendiğim birkaç bilgi ile Yakut'u az çok tanıyordum. Ama ben onu tanımak değil, bilmek istiyordum. Aynı şey gibi duruyordu ama değildi. Biri onu bilmek, onu en içten anlamaktı. Tanımak ise onun hakkında nesnel bilgiler edinmekti.

"Seni bilmek istiyorum Çevik." diye fısıldadım. Kafamı göğüsüne tekrardan yasladım. Kalp atışlarını duyabiliyordum. "Hep bilmek isterim."

"İstiyorsan hay hay hanımefendi."

Sesini duyduğumda kafamı kaldırmadım. Güldüm. Ağzımdan çıkan kıkırtı ile Yakut saçlarımı okşadı. Yaptığı hareket ile yutkundum. Bozuntuya verme. Bu kadar acınası olamazsın Sera. En son babam saçlarımı okşamıştı. 10 yıldan fazla yıl önce. Gözlerimi kamaştırdım. Yakut bu hareketi çok nazik yapmaya devam ederken benim tekrar uykum geliyordu.

"Bugün sadece uyuyarak geçirsek olur mu?" diye mırıldandım. Mırıltım karşısında Yakut bir şey demedi. "Olur. Uyumak seni iyileştirecekse, neden olmasın?" dediğinde kafamı iyice yasladım. Kaybolmak istiyordum. Onda yok olup, kimsesizliğime bir silahşör seçmek istiyordum.

"Sana bu kadar alışmamam gerekiyor Çevik. Biliyorsun değil mi?" diye sordum. Bu dediğimi ona değilde kendime söylemek için yapmıştım. Kendimi dizginlemem gerekiyordu. Hata gibiydi şu an her şey. Babam bana yıllarca hata yapmamam gerektiğini, yapacaksamda bunun kimsenin bilmemesi gerektiğini söylemişti. Ama ben 23  yaşında her şeyi berbat etmiştim. Hatan hayatını kurtardı.

Bir şey demedi. Sessizliğini koruyarak göğsünde yatmama izin verdi. Ama uyku tutmuyordu. Uyku problemim vardı zaten. Böyle durumlarda iyice zorlanıyordum. "Ya da vazgeçtim ya." dedim bi anda. Oturur hâle geldim. "Bir şeyler yapalım." saate baktım. Saat yeni yeni 10:00 olmuştu. "Ne gibi bir şey?" sorusu karşısında transa geçtim. Ne gibi bir şey cidden?

Elimle yüzüme gelen saçlarımı geriye attım. "Bence dışarda kahvaltıya çıkabiliriz." dediğimde kafasını salladı. Cidden mi? Bu adam sana hayır diyemiyor Sera. Cidden öyle galiba. "E o zaman hazırlan çıkalım. Oradan da sahile falan geçeriz. Ya da arabayla dolaşırız. Alışveriş yaparsın." dediğinde kalkmış, banyoya doğru gidiyordu. Şok içinde arkasından bakakaldım. Bir anda böyle bir şey demesini beklemiyordum. Bende yattığımız yerden kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Bir bardak su içip, mutfaktaki camdan dışarıya baktım. Havalar gittikçe güzelleşiyordu. Dün şöminenin önünde yattınız soğuktan ne güzeli?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜZ GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin