♪♬ ENHYPEN - Tamed-Dashed ♪♬
⚜
"Ben şey soracaktım..." karşısında utanmıştım.
Neden utanmıştım ki? O da benim gibi bir insandı. Yanaklarımı kırmızıya bürüyecek hiç bir şey yoktu. Üstelik soracağım şey ciddi bir şeydi.
"Evet?" ~Hyunjae
"Fieng'in de sırtında o dövmeden var mıydı?" ~Cheonsa
"Üzgünüm, vardı." ~Hyunjae
Bir adım atmışken konuşmamla tekrar onu durdurdum.
"Ailesinin de bu işin içinde olduğuna eminim..." ~Cheonsa
"Zaten ondan hiç şüphemiz yok. Gözaltındalar. Üçü de. Yarın ifadeleri alınacak. Sana haber vereceğim. Nasıl olsa artık sık sık görüşeceğiz." ~Hyunjae
Bu sefer kafamı aşağı eğip gitmesi için onu serbest bıraktım.
"Üzülme. İntikamını almana yardım edeceğim." aşağıda duran kafamın üzerine elini koydu ve çok geçmeden geri çekti.
Yanaklarım yeniden kızarınca, kafamı kaldırıp peşinden bakarsam ay ışığında bile belli olacağından korktum ve öylece kaldım.
O... İyi biri. Ona güvenebiliriz.
"Hadi içeri gir, kimse yaz vakti hastalanmanı istemez." ~Kangbin
"Ge-geldim... Sen? Gidiyor musun?" ~Cheonsa
"Evet. Benim başka görevlerim de var. Mesela sunbaelerimin masalarının üstünü toplamak ve onlara kahve almak gibi. Sonra da annemin oğlu olarak görevlerim var. Üzgünüm güzellik ama en son senin Kangbin'in olma görevim geliyor." ~Kangbin
"Bunu sevmedim." ~Cheonsa
"Belki bir kaç gün sonra gezeriz. Ne dersin?" ~Kangbin
"Benim meraklı olduğumu biliyorsun. Bir kaç günün ne kadar gün olduğunu öğrenmek istiyorum." ~Cheonsa
"Imm... Sen Cheonsa'ya döndüğün zaman." ~Kangbin
"Asla olmayacak." ~Cheonsa
"Öyle mi dersin? Az önce birisi bunu başardı gibi. Yoksa yanaklarına kan mı bulaştı? Sanırım biri için yeni umutlar doğuyor..." sırıtarak gittiği için ona sinirlenmiştim. Yeni umutlar derken? Hem kim başardı?
İçeri girdim ve kapıyı peşimden kapadım. Hepsi koltuklarda birbirlerine yaslanarak uyumuştu.
Heeseung ise dışarı çıkmak için hazırlanıyordu anladığım kadarı ile. Hırkası ve telefonu elinde, mutfağa gitmişti. Beni ilgilendirmez...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge Game (EG2) ⚜ENHYPEN⚜
Fanfiction(Slow Update) Biz, artık kendi yolumuzu çiziyoruz... Yürüyeceğimiz yolu kendimiz çizeceğiz. "Bu yolda yürü" nefret ettiğim bu sözün artık bir önemi yok. 𝚂ı𝚗ı𝚛da kalan bir intikam... 𝙸̇𝚕𝚔 𝚐𝚞̈𝚗den beri yanıp tutuşan kalpler ve akan göz yaşla...