(Slow Update)
Biz, artık kendi yolumuzu çiziyoruz... Yürüyeceğimiz yolu kendimiz çizeceğiz. "Bu yolda yürü" nefret ettiğim bu sözün artık bir önemi yok. 𝚂ı𝚗ı𝚛da kalan bir intikam... 𝙸̇𝚕𝚔 𝚐𝚞̈𝚗den beri yanıp tutuşan kalpler ve akan göz yaşla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♪♫TXT - Devil By The Window♫♪
⚜
Şikayette bulunduktan sonra yine yola koyulduk. Gözüm sürekli dikiz aynasına gidip geliyordu.
"Şu ilerideki küçük ev var ya, orada son buluyor." dedi Jungwon.
"Arabayı burada durdur. Yürüyerek devam edelim." dedi Heeseung, emniyet kemerini çıkarırken.
Kenara yanaştım ve hepimiz arabadan inip, yürümeye başladık.
"Herhangi bir şey hakkında konuşmayın. Sessiz olun. Cheonsa, sen ortada kal. Önde ve arkada biz olacağız. Seni tehlikeye atamayız." Jungwon herkesin onaylamasını gerektiren otoriter bir tonda konuşunca, şimdiden yerlerimize geçtik ve bir kaç adımı daha bu şekilde attık.
Tanrım, titremeye başladım. Tek Kol olsaydı, bu kadar korkmazdım ama bu yeni düşman ilk hediyesi ile bile korkmam için oldukça büyük bir koz verdi.
Ortada olmak bile korkumu azaltmıyor. Ya Enhypen'a bir şey olursa?
"Belki de... Yeni telefonlar almalıyız." dedim, sessizce.
"Bunu söylemek için biraz erken sanki(!)." dedi Niki, gülerek.
Önümdeki Jungwon'un koluna girdim ve geri dönmek için yalvaran gözlerle baktım.
"Korkunun ecele faydası yok." dedi Jungwon ve beni eski yerime aldı, kolundan ayırırak.
Yalvarırım, biriniz elimi olsun tutun. Size bir şey olacak korkusu içimi yiyip bitiriyor. Beni korumaya değil, kendinizi korumaya uğraşın.
"Cheon, iyi misin? Titriyorsun." ~Sunoo
"İyiyim..." neden bu his Sunoo'ya baktıkça çoğalıyor? "Sunoo, aslında korkuyorum. Hemde çok. Elimi tutar mısın?" diyerek eline uzandım.
"Düzeni bozmayın. Her an tetikte olmalıyız." dedi Jungwon, hırsla.
Heeseung yavaşça en önde olduğu için kapıyı açtı ve dikkatle içeri girdi.
"Telefonlarımız burada ama kimse yok." dediğinde, rahatça bir nefes aldım.
"Bu koku... Çok iğrenç ve ağır." dedi Jake, eliyle ağzını ve burnunu kapatırken.
"Cidden, nefes aldırmıyor." ~Jay
Bu çok tanıdık bir koku...
"Benzin kokuyor." dedi Heeseung, ve onun durmasıyla kelebek etkisi oluştu. Onun arkasındaki Jungwon ona, bende Jungwon'a çarpmıştım.
"Burayı yakacaklar!" diye bağırdım, aklıma gelen şeyle.
Niki ve Jungwon ile ilk tanıştığım zaman gibi... Deja Vu yaşıyorum.
