25. Bölüm: Kötü Adam

58 14 16
                                    

♪♬ Sweet Venom - ENHYPEN ♬♪

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪♬ Sweet Venom - ENHYPEN ♬♪

⚜︎

"Neyin?" diye sordum.

"Bizim..." diyerek yüzüme yaklaştı.

"Ne... Demek istiyorsun?" diye sordum, yüzümü diğer tarafa çevirirken.

"Bence çok iyi biliyorsun." dedi, ona düşmemi sağlayan bir sırıtışla.

"Bilmiyorum..." dedim, kekelememek için yutkunup nefesimi tutarken.

Dilim dönmüyor artı heyecan yapıyorum eşittir kekelerim. Zaten R harfi arada var arada yok, iyice rezil duruma düşerim.

"Sen ve ben... Date." dediğinde, bana yakın olan yüzüne döndüm.

Adeta yavru köpek gibi bakıyordu. Ama bulunduğumuz durumun ne olduğunu biliyor mu? Tek Kol'u bile oyuna getiren biri bizimle uğraşıyor ve biz de bu yüzden bir kaç saat sonra Tek Kol ile buluşacağız.

"Bu muydu yani?" diye sorduğumda, gözlerini büyüttü.

"Başka bir şey mi bekliyordun yoksa?" diyerek güldü. Komik olan ne?

"Sence durumumuz randevuya çıkmaya uygun mu? Ceset bulundu. Telefonlarımız yok. Tek kol ile buluşacağız." dedim, ona göz devirerek.

"En azından seni öpmemi bekleyemez miydin? Üstü kapalı konuşursam öyle sanarsın ve bana izin verirsin diye düşündüm. Bu sayede hem date, hem kiss bir arada olacaktı." dediğinde, elimi yüzüne koydum ve kafasını iteledim.

Sonra da kapıyı açtım ve salona geri döndüm.

"Telefonlarımız ne olacak?" diye sordu Sunghoon, telefonuna olan özlemi ve verdiği paranın uğruna.

"Cheon, saatin yanında mı?" Jungwon'un sorusu benimde aklımda ampullerin yanmasına sebep olmuştu.

"Evet, yanımda." dedim, telefonlarımızı bulabilmenin tek umuduyla.

"Şu garip saatin mi, Niki'den daha akıllı olan?" diyerek sırıttı Sunghoon.

"Ya, hyung! Çok kötüsün!" ~Niki

"Sağol iltifat için." ~Sunghoon

Akıllı saatimin telefonu bul uygulaması, en son bağlı olan telefonun yerini gösterdiği için şu an tek umudumuz o. Tabii, telefon kapalı değilse gösterir.

Odaya girip saatimi aramaya başladım. Benim yere çömelip, bavulumun içindeki saati aramaya başlamamla, Heeseung'ın dibime girip bana bakmaya başlaması bir olmuştu zaten.

"Bir adım geride dur." dedim.

"Niye? Ben böyle seviyorum." dediğinde, dirseğimi hafifçe karnına vurdum. "Ah... Neden bana eziyet ediyorsun? Hani artık Cheonsa'ydın?" dedi, sızlanarak.

"Abartma, hissetmediğine eminim." ~Cheonsa

"Yani... Sevgilin güçlü biri." yaw, he he.

"Tabii, tabii." dedim ve saati bulunca onu itip yere düşürdükten sonra ayağa kalktım ve yeniden içeri gittim.

"İşte!" bağırışımla, Sunghoon ve Jay'in bana attığı öldürücü bakışları üzerimde hissetmeye başlamıştım.

Jungwon yanıma gelip benimle birlikte saatin telefonu araması için uğraşırken, Sunoo bir tarafta bir şeyler yiyordu.

Yaklaşık 15 dakika boyunca saatle uğraştıktan sonra, sonunda bağlantıyı kurabilmiştik.

"Navigasyondan bakmamız lazım." dedi Jungwon. Bende ona hak vererek, saati eline tutuşturdum ve elime bir kağıtla kalem alıp saatin gösterdiği yolu çizdim.

"Zeka desen var." ~Heeseung

"N'apcan, evlencen mi?" ~Jay

"Evet." ~Heeseung

Biz Jungwon ile tüm işi halledip, dışarıya çıkmak için kapıyı açtığımızda hepsi oturdukları koltuklardan bize bakıyordu.

"Gelmeyi lütfeder misiniz?" ~Jungwon

"Yok, yanındaki beni kaldırırsa belki." ~Heeseung

"Zaten sana ihtiyacımız yok." dedim ve ayakkabılarımı giyindim.

Oluşan sessizlikten sonra herkes kahkaha atmaya başlamıştı. Sanırım Heeseung'a gülüyorlar... Şey... Biraz abarttım mı?

Ayakkabılarımı giyinio merdivenleri inmek için döndüğüm anda, gördüğüm kişiyle refleks olarak geriye gittim ve ayaklarım birbirine dolanınca yere düştüm.

"Cheonsa! Dikkat et! Off..." Jungwon beni kaldırmak için yanıma geldiğinde, benim yüzümden anlamış olacak ki, baktığım yöne baktı.

Aynı şekilde, far görmüş tavşan gibi bakıyorduk ikimizde.

"Senin... Burada ne işin var?" diye sordu Jungwon, beni yerden kaldırıp arkasına doğru saklarken.

"Telefonlarınızın çalındığını duydum. Size bir araç getirdim. Burada öylece oturmanızı beklemiyordum. Zamanında gelmişim." dediğinde, seslere karşı diğerleri de ayakkabılarını giyinmeden çıplak ayakla çıkmıştı.

"Sen..." ~Sunoo

Heeseung'ın, beni Jungwon'un arkasından alıp, diğerlerinin arasına sokması ve sıkıca sarılması çok ani olmuştu.

"Yine neyin peşindesin?!" diyerek adeta Tek Kol'un üzerine atladı Jay.

Onu Tek Kol'dan uzaklaştıran Sunghoon olmuştu.

Jake de Jungwon'u ortada tek başına bırakmamış, onu da yanımıza almıştı.

"Dediğim gibi, bu sefer hiç bir tuzak yok. Sadece size yardım edeceğim." ~Tek Kol

"Bunca zaman bizi hapse tıkmak isteyip, sonra da öldürmeye çalışan adam mı bize yardım ediyor? Noel baba kızağına keçi mi bağladı?" diye sordum bende, hepsinin arasından.

"İnandırıcı olmadığını biliyorum. Ama sizi ikna etmekle uğraşamam. Bu konuyu daha sonra konuşacağız. Şimdi telefonlarınızı almalıyız." dedi ve ilerlemeye başladı.

Hepimiz onun sırtını seyrediyorduk. Kötü adam, bize yardım ediyor.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Revenge Game (EG2) ⚜ENHYPEN⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin