♪♬TXT - Puma♬♪
⚜
"Yeterince belli değil miydi zaten? Tek Kol bir işi bu kadar kolay bitirmez." dedi Jungwon, aslında sabır dilenen bir ses tonu ile.
Sahil güvenlik ve Enhypen hâlâ cesedin başındayken, ben bir kenara geçip oturmuştum.
Suyun kenarında olduğumuz için hava fazla sıcak değildi, esiyordu ama bana havasız geliyor, nefesim tıkanıyordu.
Bunların bitmesini istiyorum ama asla bitmeyecek, değil mi?
Birisi yanıma gelmiş, bana bir telefon uzatmıştı. Adama büyük gözlerimle bakmaya başladım.
Kim bu adam?
Adamın suratına dik dik bakmayı kesip, çekinerek telefonu aldım. Bir arama açıktı. Adama bakarak, telefonu kulağıma götürdüm.
Adam bunu bekler gibi, hızlı adımlarla benden uzaklaşmaya başlamıştı.
"Yo, bu sefer izin veremem. Enhypen!" adamın peşinden kalktım ve Enhypen'a seslenerek, adamın peşinden giden beni takip etmeleri için komut vermiş oldum.
Koşan adamın peşinden koşarken, telefondan gelen sesle durmak zorunda kaldım. Benimle beraber, Enhypen da durmuştu.
"O ben değildim. Sizi kandırıyorlar. O dövmeyi o çocuğun sırtına ben çizmedim. O çocuğu ben öldürmedim ve onu tanımıyorum. Anlaşılan, ortak bir düşmanımız var. Akşam 10 da, kaldığınız eski evde buluşalım. Bu konuyu konuşmak için. Bu sefer hiç bir oyun oynamayacağım, siz de oynamayın ve polise haber vermeyin. Ortak düşmanımızı yok edecek bir plan yapmalıyız." konuşmayı dinledikten sonra, telefonu yavaşça kulağımdan çektim. Bu Tek Kol'du ve bu sefer bir oyun olamayacak kadar ciddi konuşmuştu.
Onun sözlerine güvenmek mi? Asla. Bunun Tek Kol'un başka bir oyunu olup olmadığını anlamadan, o eve asla gidemeyiz.
"Ne oldu?" diye sordu Jay, merakla.
"O adam... Bana bu telefonu uzattı. Bende aldım ve o kaçmaya çalışırken peşinden gitmeye çalıştım. Ama telefondaki Tek Kol'du." dedim, hâlâ Tek Kol'un söylediklerinin doğruluğunu tartmaya çalışırken.
"Tek Kol mu? Ne dedi?" diye atıldı Jungwon, lider içgüdüleri ile.
Tek Kol'un söylediklerini anlatınca, yalnızca Hyunjae'ye haber vermeyi düşündük. Ama telefon numarası yoktu. Çünkü telefonlarımız ortada yoktu.
"Tek Kol değil, telefonlarımızı aldı ve oyun oynuyor. Kaçış oyunumuz bitti, bu da yeni oyun mu yani?" ~Niki
"Anlaşılan, öyle. Tek Kol ile konuşmadan tam olarak neler döndüğünü anlayabileceğimizi sanmıyorum." ~Jungwon
"Ama neden telefonlarımızı aldı ki?" ~Sunoo
Sunoo'nun sorduğu soruya bir cevap ararken, buraya gelen polislerden dolayı bunu düşünmeyi bırakıp ifade vermek için sahil güvenlik kulübesine gitmiştik.
İfademi alan polisten Hyunjae'ye ulaşmasını isteyince kabul etmiş ve kendisinin amiri olduğunu söylemişti.
Sanırım gittikçe bu işte derine batıyoruz. Bu bataklıkan onlarla birlikte çıkamamaktan korkuyorum.
Hyunjae gelince, hiç bir şey olmamış gibi kaldığımız eve gittik. Hyunjae'ye durumu yolda anlatmıştık. Arabada konuşulanı da Tek Kol bilemezdi ya?
Hyunjae telefonunu çıkarıp bir şey yazmış ve hepimizin görmesi için ortaya tutmuştu. Üç kişilik koltuğa sekiz kişi sığmayı başardığımız için, bu, durumu teker teker göstermekten daha faydalı kılıyordu.
"Akşam onda bir ekiple geleceğim. Sizden sonra gelmeye dikkat edeceğiz. Tuzak olmadığından emin olamayız." yazıyordu.
Hyunjae'nin bize doğru tuttuğu telefonu çalmaya başladığında, istemsizce arayanın kayıtlı olan ismini okumuştum; Gıcık Savcı
Önemli olmalıydı ama bu şekilde kaydetmiş olması komik olduğu için, Niki ile ben kıkırdarken diğerlerinin de yüzünde tebessüm oluşturmuştu.
Hyunjae iznimizi istemiş ve aramayı cevaplamıştı. Bizde o sırada birbirimize bakıp gülümsüyorduk.
Deli gibiyiz...
Onlarlayken her şeye rağmen çok mutluyum.
Onlara olan sevgimi içimde tutuyormuşum gibi geliyor. Bu nedenle de sevgim bedenime sığmakta zorlanıyor gibi. Onları bu denli çok seviyorum... Çok çok seviyorum.
Nedensizce bunu düşünmeden duramıyorum.
"Sizce tuzak değilse bile neden bizimle iş birliği yapmak istiyor? Bunu bize söylememesi gerekmez miydi? 21. Yüzyıl katilleri gerçekte böyle mi yani?" diye sordu Jay.
"Sanırım Tek Kol kadar tehlikeli olduğu için, Tek Kol kendi hırsını gözardı edip bizimle iş birliği yapmak istiyor. Tuzak olduğuna pek inanmıyorum. Yoksa kesinlikle bunu başka yollarla bizi oraya çekmek için yapardı. O dövme diğerlerine kıyasla fazla yeniydi... Tek Kol kadar profesyonel değil ama onun kadar tehlikeli bir düşmanla karşı karşıyayız anlaşılan." ~Jungwon
Jungwon'un açıklaması hepimizin aklına yattığı için, sessiz kaldık. Nedensizce konuşacak başka bir şey yok gibiydi.
"Çocuklar, benim acilen gitmem lazım. Davarı- pardon... İşten biri çağırdı da. Önemli. Ama merak etmeyin, dört saat sonra eski eve ekiple geleceğim." ~Hyunjae
Ben Hyunjae'yi yolculayacekken, Heeseung beni kolumdan tutarak çekiştirmiş ve "Sen benimle geliyorsun." diyerek beni kaldığımız odaya götürmüştü.
"Sence de artık zamanı gelmedi mi?" ~Heeseung
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge Game (EG2) ⚜ENHYPEN⚜
Fanfic(Slow Update) Biz, artık kendi yolumuzu çiziyoruz... Yürüyeceğimiz yolu kendimiz çizeceğiz. "Bu yolda yürü" nefret ettiğim bu sözün artık bir önemi yok. 𝚂ı𝚗ı𝚛da kalan bir intikam... 𝙸̇𝚕𝚔 𝚐𝚞̈𝚗den beri yanıp tutuşan kalpler ve akan göz yaşla...