BÖLÜM 2|Korkutan bayılma🌿

370 40 31
                                    

|~Afradan~|

Anlaşılan sevdiğime vedamı kafamın içinde çalan "kendine iyi bak!" şarkısıyla edecektim.Mertin gelişiyle şaha kalkan kalbim, yaptığım sakin ol! uyarılarını dinlemiyordu.Bugünlüğü'ne dilin görevini konuşmaz sandığım gözleri üstlenmişti.Kim bilir belki de o yalancı bahar,bense sahici bahardım!Şuan aşkın mahkemesi kurulsaydı, suçlu olaraksa okyanus'un kahverengi hâli olan gözlerini gösterirdim.

Meğerse şu gitmek ne zor işmiş..Ondan sadece bedenen ayrılıyordum kalbense hep yanında olmaya devam edecektim.Aslında ikimiz için en hayırlısı olan kalmam değil gitmemdi.İlk başta birbirimize iyi gelen,yaralarını saran biz,sonradan kendimizi toksik ilişkinin içinde bulumuştuk.Birbirimizi unutmak,kalbimizden silip atmak farz olmuştu.Afra diyen mert cümlenin devamını bir türlü getirememişti.O bana bakıyordu,bense ona.Dayanamayan ben sessizliği bozmuştum.

Afra:Vay be!Gözlerim yaşardı.Gerçekten gitmemem için yaptığın çok etkileyici,ikna edici bir konuşmaydı.Bittiyse gidiyorum hoşçakal.Deyip ardıma dahi bakmadan giderken mert önüme durdu.

Mert:Bitmedi yani ne konuşmam ne de sana olan hislerim.Doktor ilaçlarımı düzenli almamı,kesinlikle ihmal etmem gerektiğini vurguladı.

Ne yani bunu söylemek için gelmişti bunca yolu!İhmale gelmeyen aşk şu ilaçlar kadar olmamıştı.Ayrıca burada olduğumu nereden öğrendi?Umarım aile üyelerimden hiçbirisi söylememiştir.Oradan bakınca ilaca benzer bir yanım da yoktu.Acaba beni halüsinasyon'da ilaç olarak gördüğü hakkındaki şüphelerim arttı.

Afra:O zaman doktorun ne dediyse aksatmayıp,harfiyen uyacaksın.

Mert:Gidersen eğer nasıl mümkün olacak bu dediğin?Göz göre göre baş dondurmekten başka yan etkiye sahip olmayan ilacımın gidişini mi izleyim?

Afra:Öyle bir olur ki.Ne de olsa erkeksin.Benden sonra kendine başka bir heyecanla,ten bulursun!

Mert:(Bağırır)Bulamam!Anlıyor musun!Senin yerini doldurmaya kimsenin gücü yetmez.

Afra:Ne bağırıyorsun be milletin içinde!Benimle konuşurken önce o sesini alçalt!Şuna bak ya kalmam için süt dökmüş kediye döneceğine,aslan gibi kükrüyor karşımda!

Birden başım vertigo hastalarını aratmayacak şekilde dönmeye başladı.Kahvaltı yapmadığım için olabilir miydi?Sanki dünya sallanıyor gibiydi.Bir an için merti beşiz olarak görüyordum.

Mert:Noldu iyi misin?

Afra:Cevabı hangi merte vereceğim?

Mert:Nasıl yani anlamadım.

Afra:Abartma!İyiyim sadece başim döndü geçer birazdan.

Panikleyen mert kolunu destek alabilmem için uzattı.

Mert:Tamam sakin,tutun bana!

Afra:Sana mı?Şuradaki duvara tutunurum daha iyi.En azından içimde ya beni bırakırsa korkusu olmaz!

Mert’ in yere eğilen başının geldiği anlam neydi?Sözlerimde ileriye gittiğimden bakacak yüzü kendinde bulamayışı mı?Ona karşı, volkan yerine öfke patlayan yanardağı gibiydim. Tanıdığım şansların,verdiğim bütün kredilerin sıfırını tüketmiştim.

İlişkimize dair kaybettiği heyecanını ve inancını -müge anlı dahil- kimseler bulamazdı.Üzerime taktığım – bana kalırsa- aksesuarların en güzeli olan merhametimin savunduğu görüş belliydi; “Elimden yerle kaldıracağım başını yüzümle buluşturmaktı”

Afra: Bize bunu ne ben , ne aramıza giren kara kediler, sarı çiyanlar yapmadı. O yüzden cevabını bildiğin hâlde gözlerin boşuna kim diye sormasın.Sen yaptın duydun mu beni sen!

Kor olup yanan içini hissedebiliyordum. Sanki attığım iftiranın yalancı şahitliğini yapıyormuşum gibi bakması yok muydu deli ediyordu beni.

Mert:Benim dimi? Her şeyin suçlusu, sorumlusu? Her yaptığın hareketin,sözlerin doğru herşeyim yanlış hatta dünyaya gelişim bile!

Afra:Tabiki değilsin!Şu lafı çarpıtma huyundan ne zaman vazgeçeceksin?Eskiden konuşamadan anlaşırdık şimdiyse susarak bile anlaşamıyoruz.

Girdiğimiz yol ayrımında iki ihtimal vardı. Ya bitki gibi filizlenir, yeniden solmamak üzere açacak, ya da yanıp küllerimizi savuracaktık duygularımızın kaynadığı kazana. Tüm gözler mert’ in çöktüğü dizle ikimize çevrilmişti. Ne tiyatro oynanıyor, ne de film sahnesi çekiliyordu burada.

Mert:Hey millet! Herkes duysun, bilsin! Ben afrayı ölümüne, delicesine aklınıza gelebilecek bütün sevme çesitlerinde seviyorum.Ve de gitmesini,yarım kalmamızı hiç istemiyorum.

Afra:Kalksana bizi yeterince rezil ettin.

Mert:Buradan ancak kalıyorum dediğini duyunca kalkacağım.

Biraz öncekinden daha şiddetli dönen başım, mertin dediklerine karşılık vermeme müsade etmedi.Bir de bayıl istiyorsan feriha deyip yanımdan gülerek geçen kadının sesi uzaktan geliyordu.Mertinse " seni bir bayıltırım bir daha da ayıltamazlar derdim de dua et hemcinsim değilsin.Deyişini hayal mayal hatırlıyordum.Gözümü açtigimda şaşırmış şekilde bakan en yakın arkadaşım başakla,mert ve miray vardı.

Afra:Neredeyim ben!

Başak:Hastanedesin canım.Mert sen bayılınca telaşlanmiş hemen buraya getirdi.

Afra:Yokmuş dimi birseyim?Gidebilirim yani basıyor burası beni.

Başak:Yeni geldin daha tam olarak neyin olduğunu bilmiyorum ki.Kan tahlili vermeden seni yollayamam.

Kolumdaki damardan iğne yardımıyla aldığı kanı, tüpe koyarak laboratuvar çalışanları analiz edecekmiş.Göğüs hizama kolumu bağlamış,bir saat boyunca mertle hiç konuşmamıştım.Odadan çıkan başak dlinde raporla geri dönmüştü.Çıkan sonucun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlayamıyordum.
Çünkü:Mimiğinde en ufak bir değişme yoktu derken birden ağzı kulaklarına vardı..

Basak:Tebrikler hamilesiniz.

Afra:Ne?

Başak:Ayy dilim sürçtü hamilesin diyecektim
yani ben teyze,sen anne mertte bu durumda.

Mert:Elti mi oluyorum!

Basak:Sevincinden karıştırdın herhalde!Baba oluyorsun!

Afra:Başka hastanın sonuçlarıyla karıştırmadığın ne belli?

Basak:Bak ne ben bunadım,ne de eski yeşilçam filmlerindeki sahnede yer alıyoruz!

Mert:Şimdi git bakalım gidebiliyorsan!

Eğer sevdamıza son durum güncellemesi yapacak olsaydım "nereden nereye?" yazardım.Şimdiyse öykümüzü başa sarma sırası bendeydi.Bu sefer sonumuzu yazmasi icin kalemi kadere degil mertd verecektim.
Bana öykümüzü başa sarmak,ona ise sonumuzu yazmak düşüyordu.

2.BÖLÜM SONU!🎬🎬

✨Oylamayı ve değerli yorumlarını bizimle paylaşmayı lütfen unutmayın!🌸

✨Veee flashback sahnesi sona erer.Üçüncü bölümde günümüzdeki yaşananları yazacağız.💫

Sevdanın DerinliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin