16

1.2K 99 57
                                    

"Alo? Çin, evet müsaitim.... Yanımda türkiye de var, peki görüşürüz. "

Türkiye:ne dedi?

Rusya: sana aşıkmış :))

Türkiye: ne-

Rusya:şaka, sıkılmış gelicek, kahvaltıyı o gelince hazırlarız.
.

.

Rusya:hoş geldin Çin!

Çin: merhaba

Rusya: geç otur.

Çin gelip yanıma oturuyor.
Kolunu koltuğun üstüne yaslıyor, uzatıyor.

Kendi evimdeymiş gibi davranıyor, bencede yakın arkadaşlar nasıl olsa.

Çin: ee sen nasıldın Türkiye?

Türkiye:aynı sen?

Çin: iyi.

Aslında götüm sızlıyor .

Rusya da benim diyer tarafıma oturuyor.

Sabah attığı gülümsemesini gıne atıyor.

Onlar sohbete dalmış bir şekilde konuşuyorlar.
Ben ise arada kaynamıştım.

Rusya: e hadi kahvaltı yapalım.

İkisi ayağa kalktı bense daha yeni koltuğu ısıtmıştım.

İstemeyerek kalktım.

.

.

Rusya: arabayı yavaş kullan mk.

Çin: boş yol niye yavaşlayım!?

Rusya: iyiki dışarda yicez!

Çin: evde uğraşmaktan iyidir!

Rusya: yavaş sür! Burası dağ ! Mk düşsek gebeririz!

Çin: oh! Geldik işte.

Rusya: öf,

Üçümüz arabadan inip masalara oturduk.

Çin garsona "klasik" ıayvaltı dedi Allah bilir ne gelicek?

Çin: ef bu aralar Amerika'ya çok sık rastlıyorum...

Onları dinliyordum telefonum çaldı.
Elime aldım arayan kazakistandı.
Burda konuşamazdım, kalkıp onlara telefonun çaldığını söyleyip uzaklaştım

Telefonu açtım yavaşça kulağıma götürdüm

Türkiye :alo?

Kazakistan: abi seni görmeye biri geldi eve.

Türkiye: neden?

Kazakistan: bilmiyorum seni soruyor

Türkiye: merak etme ordayım.

.

.

Çin'den ve Rusya dan izin isteyip eve geldim kapıyı çaldım, Kazakistan kapıyı açtı ve içeri girdim bana koltukta otura kişiyi işaret etti.

Yavaş adımlarlamonun yanına gittim bu isveçti, onunla kavga ettiğimizden beri görüşmüyoruz, baya oldu yani.

Kazakistan'ın neden adını vermediğini anlafım İsveç olduğunu söyleseydi gelmezdim.

İsveç'in yanına gittim karşısına oturdum bana şaşkın bir ifade ile baktı, beni birden görmeyi beklemiyormuş gibi.

Karşısına oturdum.

Türkiye: ne istiyorsun?

İşveç : sadece merak.

Türkiye: eminim buraya gelmek için bir sebebin vardır, senle arkadaş değilim, düşmanda değilim, ne istiyorsun?

İsveç: hayır, güzelim.

Dedi dudaklarını hafiften kıvırarak.

İsveç: sadece NATO'dan çıkmışsın.

Türkiye: evet, buda senin işine gelicek, hayat sana güzel...

İsveç:...

Türkiye: herneyse, sadece bunu söylemek içinmi geldin?

İsveç: NATO'dan öıkmak için ki nedenin ne?

Türkiye: ... NATO'dan sorunlarım vardı, çözülemeyecek sorunlar... Beni aşan zorluklar, artık hiç biri  ile uğraşamaz haldeyim.

İsveç: ben senle aramızı düzeltmeyi sunuyorum, bu benim halkımın yaptığı bir saygısızlıktır kabul ediyorum.

Türkiye : ve ben sana bunun hesbaını sormak için geldiğimde, halkını savunup suçu üstüme attın.

İsveç: evet...

Türkiye:ve bu durumda da kavga ettik.

Elini bana uzattı bu barıştı ama tatlı bir barış.

Türkiye: ah, pekala, senle aramı düzeltmeye çalışacağım.

İsveç: çalışacağım?

Türkiye: halkımımbyna ikna etmem zor olucak.

İsveç: aynı, neyse görüşürüz Türkiye!

Türkiye: görüşürüz...

İsveçi gönderdim hala vaktim vardı, acaba Amerika'nın yanına gidip... Boş ver! Ama şimdiden halletsem işi?























最後の会議 {Gay (CH) (turmany Ama Ruskey) Okuyun Anlarsınız)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin