Bölüm 4

837 54 16
                                    

Sabah alarmımın çalması ile uyandım. Banyoda işlerimi halledip üstümü giyindim.
Hastane olayı olalı bir hafta geçmişti ama ben daha anca anca bir karara varabilmiştim.
Dün Abdullah Bey'i aramış görüşmek istediğimi söylemiştim.

Saat 13.00da bir kafede buluşacaktık. Üstüme krem-bej arası bir crop giyip altıma kahverengi kumaş pantolonumu geçirdim. En son üstüme kahverengi blazer ceketimi giyinip ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.

Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yapıp önden iki tutamını çıkardım. Hafif bir makyaj yapıp ince kahverengi bir eyeliner çektim. Çantamı ve anahtarlarımı alıp evden çıktım.

Son bir haftadır pek iştahım yoktu. Saat şuan 8.26 idi. Bugün öğleden önce bir davam vardı bu yüzden almam gereken dosyaları alıp adliyeye geçecektim.

4 saat sonra

Şuan adliyeden çıkmış Abdullah Bey ile sözleştiğimiz kafeye doğru gidiyordum. Buluşacağımız kafeyi biliyordum. Sessiz sakin bir yerde huzurlu bir kafe idi.

Saat şuan 12.50 ve ben kafenin kapısında dikiliyordum. Kafenin camından Abdullah Bey i görmüştüm bu yüzden girmek için acele etmiyor kendimi sakinleştiriyordum. Bugüne kadar onlarca davaya girmiş en zorlu mahkemeleri atlatmıştım ancak hiçbirinde bu kadar gerilmemiştim.

Bir süre kapıda durup daha fazla dikkat çekmemek için içeri girdim. Kapıdan girer girmez Abdullah Bey ile göz göze geldik. Abdullah Bey'in yanında az önce görmediğim bir kadın oturuyordu. Genç duran ve bana benzeyen bu kadının öz annem olmaması için içimden dua ediyordum çünkü az sonra söyleyeceklerimin onu etkilemesini istemiyordum. Ne tepki vereceğini bilemediğim için iyiden iyiye gerildim ama bunu dışarıya yansıtmadım. Bu konuda Abdullah Bey e çekmiş olmalıydım çünkü o da dikkatli bakılmadığı sürece duyguları anlaşılmayan biriydi.

Yanlarına ilerlediğimde ayağa kalktılar. Kadın beni görür görmez ileri atıldı ve dolu gözleriyle bana sarıldı. Beklemediğim olayla ne tepki vereceğimi şaşırmıştım. Öte yandan yıllardır nasıl birşey olduğunu merak ettigim ve bilmediğim için küçükken ağladığım anne şefkatini hissetmemle burnum sızlamıştı. Gözlerimin dolmaması için harcadığım çabanın haddi hesabı yoktu. Diğer yanda ise şuan beni sıkı sıkı saran öz annem vardı.

Benim hâlimi farkeden Abdullah Bey eşini uyardı. Sonunda oturabildiğimizde hâlâ ismini bilmediğim kadın bana özlemle bakıyor hareketlerimi inceliyordu.

Gelen garsona sipariş verdikten sonra kadın konuşmaya başladı. Biraz daha kendini toparlamış gibiydi.

"Kızımm!" Özlemli çıkmıştı sesi. Titriyorduda.
Yıllardır duymayı istediğim kelimenin şuan bana yabancı olan kadından duymamla daha fazla dayanamayan gözlerim yaşardı ve bir damla düştü.

Abdullah Bey bu atmosferi dağıtmak amacı ile boğazını temizleyip söze girdi.
"Nasılsın Aden? Iyi misin kızım?" Kararımı söyleyeceğim için gergin hissediyorlardı galiba. Hareketleri bu yöndeydi. Sanki nasıl bir karar vardığımı çözmeye çalışıyorlardı.

"Iyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız." Açıkçası nasıl hitap edeceğimi bilemediğim için ikisine doğru konuştum.

"Bizde iyiyiz. Annen, Kübra. Kardeşlerin de gelmek istedi ama fazla kalabalık olmasın istedik. Biz senin kararını öğrenmek istiyoruz artık bize bir şans verecek misin kızım?"

"Ben kararımı verdim. Bunca yıldır tek başımaydım ben, yalnız büyüdüm, tek başımaydım hep. Bundan sonra bir ailem olması fikri bana hep çok uzaktı ve-"

Avukat HanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin